DİSK Genel Sekreteri Doktor Arzu ÇERKEZOĞLU ise Ak parti Hükümeti ve çalışmalarını eleştirerek şunları söyledi: “Bu ülkeyi gerçekten ateşe atıyorlar. 7 Haziran sonrasında yaşanan süreç ardından Suruç, ardından Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı Ankara katliamı bu ülke tarihinin en büyük köşe taşlarını oluşturuyor. 7 Haziran’da bir seçim yaşandı bu ülkede eğer Türkiye normal bir ülke olsaydı tam 12 Eylül’den kalan barajlara rağmen, 4 siyasi parti barajı geçmişti, bir koalisyon hükümeti kurulur ve Türkiye yoluna devam ederdi ama böyle olmadı. 8 Haziran’dan sonra yeniden düğmeye basıldı ve savaş politikaları adım, adım hayata geçirilmeye başlandı ve böylece 1 Kasım’da istikrar diyerek yeniden bir siyasi iktidar oluşturuldu. Hükümet 2. Ayını bitirdi, istikrar diyerek Türkiye’yi nereye getirdiklerini apaçık görüyoruz. Dünya’da savaş, Ülkede savaş işçi sınıfına emekçilere karşı savaş, komşularla sıfır sorun dediler, ırkçı ve mezhepçi bir dış politikayla şuan tüm komşularla savaş halinde olan siyasi bir iktidar var.”
“BARIŞI SAVUNMAYA BÜTÜN GÜCÜMÜZLE DAVAM ETTİK”
Eğitim-Sen Kuruluş yıldönümü etkinliğinde, Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Prof. Dr. Mehmet Raşit TÜKER ise, İç güvenlik yasa tasarısından sonra yaşanan gelişmelere değinerek şunlar belirtti: “ 3 Nisan 2015 tarihi, İş Güvenlik yasasının meclisten geçtiği tarih. Bununla birlikte Türkiye ciddi bir baskı ortamına girdi. Bir çok kişi hayatını kaybetmeye başladı. Bir kısmı çatışmalarda bir kısmı çatışmaların dışında çeşitli nedenlerle işte Dur ihtarına uymayarak ya da başka nedenlerle. Bu tabi 5 Haziran’da Diyarbakır’da ki miting sırasında bombanın patlamasıyla başka bir yöne doğru eğrildi. 7 Haziran seçimlerinin getirdiği sorun biraz önce de söz edildi. Türkiye’de yeni beklentiler oluştu Barış yönünde Demokrasi yönünde Özgürlükler yönünde. Buna karşı bir başka mücadele başladı ki bununda önemli tarihi 20 Temmuz Suruç’taki patlama. Bundan 3 gün sonra bir başka gelişme oldu ülkemiz de, İncirlik üssü biliyorsunuz Amerika’nın, NATO’nun kullanımına açıldı ve arkasından giderek bir çatışma ortamı, şiddet ortamı artmaya başladı. Buna karşı biz Emekli Meslek Örgütleri olarak, her aşamada bu sürece müdahil olmaya, bu sürecin şiddetli olan kısmına karşı Barışı, Özgürlüğü ve Demokrasiyi savunmaya bütün gücümüzle devam ettik. ‘’ diyen TÜKER, Doğu’da Sağlık Hizmetlerinin ne durumda olduğu konusunda da sözlerini sürdürdü:
“DOĞU İLLERİNDE CİDDİ BİR YAŞAM İHLALİ VAR”
‘’ Eylül ayında o 8 Günlük Sokağa çıkma yasağının ardından Cizre’ye gittik. Şunu gördük Sağlık açısından özellikle, Sokağa çıkma yasaklarının ciddi bir yaşam hakkı ihlali oluşturduğunu gördük. En temel sağlık hizmetinin verilemediği ortamlar, kentler ortaya çıkmaya başladı. Doğumlar evlerde yapılıyor, Sağlıksız koşullarda. Çocukların aşıları yapılamıyordu ve bunların etkileri uzun vadede çok daha büyük olarak ortaya çıkacak bildiğimiz gibi…Hijyen koşulları son derece kötü ve olumsuzdu. Salgın hastalıklar çıkabilirdi, Hayvanlar ölüyor sokaklarda kalıyordu. İnsanların ölümü en başta çok acı. Sivil ölümler çok fazla bunu da takip ediyoruz. ‘’ diyen TÜKER, Son olarak da, Akademisyenler için sözlerine şöyle devam etti:
“BULUŞULAN NOKTA BARIŞ TALEBİ”
‘’ Bir bildiri yayınladılar. Barıştan yana taleplerini dile getirdiler ki aslında herkes aynı noktada buluşuyor. Buluşulan nokta Barış talebi, Çatışmaların sona ermesi talebi. Bunun için gerekli çalışmaların yapılması, tekrar müzakere ortamının oluşturulması talebi. Bu Barışçıl taleplere karşı da ciddi bir baskıyla karşılaştık. ‘’ diyerek sözlerini noktaladı.
TMMOB Genel Sekreteri Dersim GÜL ise, Ankara’da yaşanan patlama olayı için şunları söyledi:
“Yara açtılar hem bilincimizde, hem bedenlerimizde, bugün hala bir yanlış hatırlamıyorsam bir arkadaşımız kaldı yoğun bakımda, hala hayatta kalma savaşı veriyor, inşaat mühendisi arkadaşımız. 10 Ekim hala sürüyor ve çok uzun bir sürede devam edecek. 10 Ekim’i yapan zihniyet ve bu işe karar veren karanlık güçler zaten, uzunca etkisi altından çıkamayacağımız bir sürecin başlaması için yapmışlardı bu büyük katliamı. Türkiye tarihine de en kanlı saldırı olarak kayıta geçti. Biz bu Katliamın gerçekleştiği mitingin aynı zamanda çağırıcı örgütleriydik DİSK,KESK, TMMOB, TTB olarak aynı zamanda masada oturan 3 arkadaşımızla mitingin tertip komitesinde yer aldık. Patlamanın son anlarına kadar organizasyon, şehir dışından gelen arkadaşların karşılanması, sahnenin düzenlenmesi gibi işlerle uğraşıyorduk, tam saat 10:04 geçene kadar, sonrasında büyük bir yara açtılar.