Ece Ayhan, “Meçhul Öğrenci Anıtı” şiirinde, “Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır” der.
Berkin Elvan’ın kalbinde Ali İsmail Korkmaz vardır.
Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş’ı taşır kalbinde.
Mehmet Ayvalıtaş, kalbinin en anlamlı yerinde misafir eder Ahmet Atakan’ı.
Ahmet Atakan, Abdullah Cömert’i saklar kalbinde.
Abdullah Cömert’in kalbi, Ethem Sarısülük için “kardeş kapısı”dır.
Ece Ayhan “devlet dersinde öldürülen” çocuklardan söz eder, “Meçhul Öğrenci Anıtı” şiirinde. Şiir 1960’ların sonralarına doğru yazılmış, Ekim 1970’te Yeni Dergi’de yayımlanmıştır.
Şiir, peş peşe öldürülen ve birbirlerine kalplerini açan başka çocuklar içindir. O zaman isimleri başkadır; 68 kuşağının önder isimlerinden Battal Mehetoğlu’nun katledilmesi üzerine kaleme alınmıştır.
Taylan Özgür, Mehmet Büyüksevinç ve Battal Mehetoğlu’nun birbirini takip eden günlerde öldürülmesi üzerine Ece Ayhan şiirin başına oturur.
23 Eylül 1969’da Taylan, 8 Aralık’ta Mehmet, 14 Aralık’ta Battal öldürülür.
Mehmet, Taylan’a kalbinde yer açar, Battal Taylan’ın kalbinde yer edinir.
Battal öldürülür; “Meçhul Öğrenci Anıtı” doğar. O Anıt doğduğundan bu yana, her çocuk bir başka çocuğu kalbinde misafir eder.
Farkındayız; bu aslında birbirine kalbini açanların asla ölmeyeceğinin tescil edilmesinden başka bir şey değildir.
Devlet öldürür, kalpler birbirine açılır. “Solgun halk çocuklarının ayaklanması” Battal’dan bu yana devam eder.
Battal, Alevi’dir. Tıpkı Mehmet, Ali İsmail, Ethem, Berkin, Abdullah; Ahmet gibi.
Battal, Kürt’tür. Tıpkı Medeni Yıldırım gibi.
İstanbul’da düzenlenen cenaze törenine on binler katılır. Aralarında Türkçeyi zar zor konuşan annesi de vardır. Duygularını Türkçe anlatır. Der ki: “Hepiniz benim çocuğumsunuz. Ama şunu bilin ki, benim oğlumun katili kazan kafalı başbakandır. Er ya da geç bunun hesabını verecektir.”
Gazeteciler sorar, “Konuşmanı neden Kürtçe yapmadın?” Der ki: “Benim içim yanıyor çocuklar. Kürtçe söylesem kim ne anlayacak. O kazan kafalı duysun diye Türkçe söylüyorum. Çocuğumun katili odur.”
Battal’ın ölümünün üzerinden 45 sene geçti. Gezi isyanı ise ilk sene-i devriyesini tamamladı.
O günden bu yana bizimkiler öldürülmektedir; ölenler kardeşlerimizdir.
Öldürenler, ölümlere sebebiyet verenler, katilleri takdir edenler “kazan kafalı” başbakanda simgeleşen Türkiye sağıdır; Türkiye sağı, Alevi ve Kürt düşmanıdır. Demirel’den demokrat yaratmaya kalkanlar, Erdoğan’dan Alevi ve Kürt açılımı bekleyenlerin nasıl bir yanılgı içinde olduğu, Türkiye sağının 60 yıldır süren iktidarına bakılarak anlaşılabilir.
Bizimkiler, birbirlerine kalbini açarken, onlar zulmü sürdürmektedir.
Gezi isyanı ile ilgili şimdiye kadar yazılmamış pek az şey kaldı sanırım. Bir tanım da bu yazı vesilesiyle yapalım: Gezi, “solgun halk çocuklarının ayaklanmasıdır”.Okmeydanı’na, Antakya’ya, Tuzluçayır’a, Dikmen’e bakmamız yeterlidir. İnönü Alpat