Eğitim-Sen genel örgütlenme ve yükseköğretim sekreteri İsmail Sağdıç ilimizde ki Eğitim-Sen Malatya şubesini ziyaret etti.
İsmail sağdıç yaptığı toplantılardan sonra Malatya da bulunan demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilere kurumlara ziyaretlerde bulundu.
İlk olarak Eğitim-Sen Malatya şubesinde gündeme dair açıklamalarda bulunan İsmail Sağdıç gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Merkezi yönetim kurulumuzun aldığı karar gereği MYK üyelerinin iş yeri ve kurum ziyaretlerinde bulunduklarını söyleyen sağdıç, “Malatya ya gelmemizin özel sebeplerinden biride burada ihraç olan arkadaşlarımızla bir araya gelip süreci değerlenmek, eğitim ve eğitim emekçilerinin sorunları paylaşma, önerilerini alma ve yapacaklarımızı anlatma noktasında buradayız” dedi.
DEVLETİN YAPMASI GEREKENLER CEMAATLERE TESLİM EDİLMİŞ DURUMDA
Aladağ da kız öğrenci yurdunda meydana gelen yangında 11 öğrenci, 1 çalışanın yaşamını yitirdiğini ve 20 üzerinde yaralandığını söyleyen Sağdıç, “ bu bir katliamdır. Bunun nedenleri var. Öncelikle bunu anlamak gerekiyor. Birincisi bu tarikat ve cemaatlerin AKP döneminde eğitim ve öğretime bu kadar bulaştırılmasının sonucunu yaşıyoruz. Devletin yapması gereken işler onlara teslim edilmiş durumda. Aladağ da devlete ait öğrenci yurdu yıkılıyor ve veliler öğrencilerini buralara yerleştirmek zorunda bırakılıyorlar. Bu ülkenin çeşitli yerlerinde yaşananların Aladağ da küçük bir örneğidir. İkincisi ise herkes farklı şekillerde tartışıyor. Yangın merdiveni kapalımıydı, açıkmıydı. İç donanım yeterlimiydi. Bu yönleriyle de tartışılmalı buralara ruhsat verenler hesap vermeli ama yangın merdivenin kilitli olmasının temel nedenlerinden biri ülkemizde kadına bakış açısını gösteriyor. Erkek öğrenci yurdu olsaydı muhtemelen kapısı açık olurdu. Bu boyutları ile kimse tartışmıyor. Bir başka neden ise özel yurtlar yönetmeliğine göre yüksek öğrenin ve lise için açılabiliyor. Burada yasa dışı olarak ortaokul öğrencileri kalıyor. Dolayısıyla bu faciaya sebep olmuştur” dedi.
HUKUK TERSİNE DÖNMÜŞTÜR
Malatya ya gelme sebeplerinden biride OHAL sürecinde çıkarılan KHK’lar ile gerçekleşen açığa almalar ve ihraçların olduğunu söyleyen Sağdıç, “ 8 Eylül tarihinde 11 bin 285 Kişinin çoğu bizim üyemiz olan öğretmen açığa alınmıştı. Yürüttüğümüz faaliyet e kamuoyunun baskısı sonucu bunlardan 6 bin yedi kişi görevine geri döndü. Geri kalan arkadaşlarımızın da göreve geri dönmeleri için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bakanlık da görüşüyoruz. Önümüzdeki bir iki hata içinde geri kalan arkadaşlarımızın da görevlerine döneceğini düşünüyoruz. Bakanlıkla görüşmelerimiz doğrultusunda arkadaşlarımızın ne için açığa alındığını kendileri de bilmiyor. Valiliklerde il milli eğitim müdürlükleri de şu suçu işlediler de ihraç edildiler diyemiyorlar. Çünkü ortada işlenmiş bir suç yok. Bir savunma alma durumu yok. Hukuk’un temel kuralıdır bir kişinin savunmasını almadan ceza veremezsin. Suçunu ispatlamadan o kişi suçsuzdur. Hukuk tersine dönmüştür. Arkadaşlarımız neden olmadığını bilmedikleri bir suçtan dolayı suçsuzluklarını ispatlamak zorundalar. Maalesef gelinen aşama budur. Buda mümkün bir şey değildir. Bütün arkadaşlarımızın yerel mahkemelerde davasını açtık. Bu davaları Aralık ayı sonuna kadar AİHM’ de taşıyacağız” şeklinde konuştu.