Malatya KESK platformu bileşenleri ve üyeleri Malatya kız enstitüsü önünde toplanarak haksız ve hukuksuz uygulamalar nedeni ile OHAL uygulamalarını protesto ettiler. 15 Temmuz hain sisi kalkışmadan sonra FETÖ/PDY İle mücadele için ilan edilen OHAL ne yazık ki KESK çalışanlarını hedef almıştır diyen Malatya Eğitim – sen şube başkanı ve KESK dönem sözcüsü basın açıklamasında “ Ülkenin işçileri, emekçileri, yoksullaştırılmış halkı olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Siyasal iktidarın iç ve dış politikada attığı adımlar toplumu daha fazla kutuplaştırıyor,  barış ve huzur içinde bir arada yaşamayı zorlaştırıyor. Bugün beşinci ayı tamamlanan OHAL düzeni ile yarına, geleceğe ilişkin umutlarımızı karartan gelişmelere her gün bir yenisi ekleniyor.

Tüm toplumsal kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizler de OHAL düzeninden payımıza düşeni alıyoruz. Bir kamu emekçisinin görevden uzaklaştırılabilmesi, memuriyetten çıkarılabilmesi için bir adli soruşturma geçirmesi, savunma hakkını kullanması şarttır. Buna rağmen OHAL’ e dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle on binlerce kamu emekçisi sorgusuz sualsiz, tamamen keyfi olarak memuriyetten çıkarılmış on binlercesi açığa alınmıştır.

Değerli Basın Emekçileri

Tüm kamuoyunun yakından bildiği üzere, OHAL’ i FETÖ/PDY ile mücadele için ilan ettiklerini söyleyenler çok kısa süre içinde konfederasyonumuz KESK’ i hedef tahtasına koymuştur. Konfederasyonumuzun, sendikalarımızın kararları doğrultusunda yapılan eylem ve etkinliklere katıldıkları için bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyesi 2.056 kamu emekçisi tamamen keyfi olarak memuriyetten çıkarılmış, binlercesi açığa alınmıştır.

OHAL de KESK neden hedef alınmıştır?

2056 KESK’li neden KHK’lerle ihraç edilmiş, binlercesi açığa alınmıştır?

             Çünkü biz KESK olarak kurulduğumuz günden bugüne milyonlarca yurttaşın yararlandığı kamu hizmetlerinin her geçen gün piyasaya daha çok açılarak tasfiye edilmesine,

             Kamu emekçilerinin kısmi iş güvencesinin ortadan kaldırılarak siyasal iktidarların kapı kulu haline getirilmesine,

             Siyasal iktidarların emekçileri bölmek, parçalamak için emek alanına soktuğu Truva atı, sarı sendikalara karşı en başından beri mücadele etmeye,

             Bir ülkede emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin biricik yolunun o ülkede demokrasinin, barışın, adaletin, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesinden geçtiği bilinci ile emek ve demokrasi mücadelesi arasında köprüler kurduk, kurmaya devam ediyoruz.

Değerli Basın Emekçileri

Yönetici ve üyelerimizi haksız, hukuksuz tamamen keyfi olarak açığa alanların, ihraç edenlerin tek bir kriteri vardır.  O da başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçi kesimlerin hak ve özgürlüklerini sınırlayan düzenlemelere seyirci kalmamamızdır. Anayasa ile yasalarla, başta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri olmak üzere ülkemizin altında imzası bulunan uluslar arası sözleşme ve anlaşmalarla güvence altına alınmış bulunan sendikal hak ve özgürlükleri kullanmamızdır.  Gerisi lafügüzaftır.

İhraç edilen, açığa alınan tüm üyelerimiz tekrar görevlerine dönene kadar kesintisiz bir mücadele yürütmeye kararlıyız. Bunun bir adımı olarak bugün (21 Aralık 2016)  ihraç edilen üyelerimizin ve konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın Merkez Yürütme Kurulu Üyelerinin katılımı ile “İşimi Ekmeğimi Geri İstiyorum!” şiarıyla, İstanbul’dan Ankara’ya “Emekçi Yürüyüşü”  başlatıyoruz.

Bugün takvimler 21 Aralık 2016 Çarşamba’yı gösteriyor. Bilindiği üzere 21 Aralık karanlığın her zamankinden daha erken çöktüğü, gecenin en uzun sürdüğü gündür.

Bugün, 21 Aralıkta, İstanbul’dan başlatacağımız Emekçi Yürüyüşü ile en uzun gecenin karanlığını, en kısa günün ışığı ile aydınlatmak için yola çıkacağız. 

BİZ KAZANCAĞIZ! Çünkü bir sendikanın, konfederasyonun;  anayasa ile yasalarla, ülkemizin altında imzası bulunan uluslar arası sözleşme ve anlaşmalarla güvence altına alınmış bulunan sendikal hak ve özgürlükleri kullanması “suç” değildir. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüttüğü için açığa alınan, ihraç edilen yönetici ve üyelerimiz de “suçlu” değil, kamu emekçileri mücadelesinin onurudur.

Sözlerimizi tamamlarken buradan Emekçi Yürüyüşüne katılan yöneticilerimize, üyelerimize en sıcak selamlarımızı gönderiyoruz.  Başta haksız-hukuksuz bir şekilde ihraç edilen, açığa alınan kamu emekçileri olmak üzere emekten, demokrasiden, barıştan, insanca bir yaşamdan yana olana herkesi Emekçi Yürüyüşümüze destek olmaya çağırıyoruz. “ dedi