Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında polis tarafından vurularak öldürülen 23 yaşındaki Kemal Korkut, için İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şubesi tarafından basın açıklaması yapılarak gerek gencin öldürülmesi ve gerekse cenaze defnedilmesi sırasında yaşanan olaylar şiddetle ve nefretle kınandı. Basın açıklaması
Dernek Binasında gerçekleştiren Basın açıklamasında İHD Malatya şube başkanı Gönül Öztürkoğlu, öldürülen gencin tek hedefi müzisyen olmaktı diyerek, “Diyarbakır Nevrozunda, polis tarafından vurularak öldürülen gencin aslen Adıyaman doğumlu Üniversite Öğrencisi Kemal Korkut İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi müzik bölümü öğrencisiydi. Tek hedefi güzel keman çalmak ve iyi bir müzik öğretmeni olmaktı...
Elinde su şişesi, yarı çıplak vaziyette kontrol noktasında polislerle tartışan Korkut, daha sonra noktayı geçerek koşmaya başladı. Kimi polisler havaya kimi polisler üzerine ateş açarak Korkut’u durdurmak istedi. Bir polis amirinin “Ateş etmeyin” uyarısına rağmen açılan ateş sonucu Korkut sırtından vuruldu.
Yarasını tutarak yaklaşık 10-15 metre daha kaçan Korkut, TOMA aracının arkasında yolun kenarında yere yığıldı. Yaklaşık 10 dakika sonra gelen ambulansla hastaneye kaldırılan Korkut yaşamını yitirdi...
Bu yaşanan durumun açık bir infaz olduğu görülüyor.
Tıpkı Tahir ELÇİ ve Hrant DİNK gibi yaşam hakkını elinden aldılar. Hiç kimsenin yaşam hakkı elinden alınamaz alınmamalıdır bu büyük bir suçtur
İHD olarak aile ile görüştük Kemal KURKUT’UN ailesi cenazede yaşadıklarını dile getirdiler. Bize bir kez daha zulüm yaşattılar, adli tıpta cenazeyi aldıklarında morgda yıkanılması için suyu kestiklerini ve aile kendi imkânlarıyla cenazelerini yıkadıklarını söylediler. Taziye çadırı ve cenaze aracının verilmediğini cenazeyi defnedilecek mezarlığa da sit alanı diye izin verilmediğini söylediler başka mezarlığa götürülmek zorunda kaldıklarını söylediler.. Bu yapılan zulüm siyasi hesaplar yüzünden yapıldı. Amca KORKUT bizde bu ülkenin insanlarıyız biz başka yerden mi geldik dedi ..
“Gördüğümüz kadarıyla resimler de ve kamera kayıtlarında gencin doğrudan vurulmasını gerektirecek bir durum yok ve vurulmadan da durdurulabilirmiş. Bu açık bir infaz, açık bir yaşam hakkı ihlalidir. Açık bir şekilde ‘kasten adam öldürme suçudur. Gencin direkt hedef alındığını ve böyle bir kimsenin şikâyetine, müracaatına bağlı olmaksızın savcılığın soruşturma başlatmasını talep ediyoruz
Türkiye’de aynı olayların defalarca yaşandığını söylüyoruz... Nevroz günü bu gencin ölümüyle sonuçlanan olayda bu cesaretle yapılmış, yaşanmış bir hak ihlalidir. Kolluk görevlilerinde ihlallere karşı ciddi cezalar alabileceklerine ilişkin kaygı, endişe olsa yurttaşlara yaklaşımları çok daha farklı olacak ama ‘zaten öldürsem de bir kılıfı bulunur’ mantığıyla hareket ediyorlar. Bu durum bir kez daha cezasızlığa karşı ölümlerin önüne geçecek adımların atılması gerektiğini gösterdi.
Evrensel hukuk yasalarının her an ihlal edildiği bir dünyada sakatlanmış bir adalet duygusuzluğu ayak da kalmaya çalışırken parçalanmış bir vicdanın kırıklarının kestiği bir gırtlaktan ses çıkarmaya çalışırken olanı biteni anlayamaya çalışıyoruz.
Ailenin onayı olması durumunda insan hakları savunucuları ve İnsan Hakları Derneği olarak hukuki süreci de başlatılacaktır. Bu sürecin ayrıca takipçisi olacağız.”