Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Tarafından, İstanbul’da “Toplumsal Barışın rolü nedir?” konulu çalıştay düzenlendi.

    Ülkede barışın yeniden tesisine katkı sunmak amacıyla Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı, Avrupa Birliği tarafından da desteklenen “Eşitlikçi ve Çoğulcu Demokrasi Ağı” Şubat 2016 tarihi itibariyle 66 kurum/kuruluş ve 13 sivil toplum aktivistlerin katılımıyla “Toplumsal Barış Ağı kuruldu. DİTAM, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da “Toplumsal Barışın rolü nedir?” konulu çalıştay düzenlendi.

    Düzenlenen çalışta ya, 100’e aşkın sivil toplum kuruluşu temsilcisi, uzman, gazeteci, akademisyen ve siyasetçiler katılırken, Malatya’dan da İHD Malatya şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu toplantıya iştirak etti. Toplantıda “Diyarbakır’dan Ankara’ya Ankara’dan İstanbul’a Barış süreci” konuşuldu.

     DİTAM Başkanı Mehmet KAYA, gerçekleştirilen çalış tay’da şu açıklamalara yer verdi;

“Bugün Ortadoğu paylaşım kavgasıyla birlikte etnik ve mezhepsel çatışmaların uzun bir zaman dilimine aday olacağı görünüyor. Görünen tablo kalıcı bir barışın oluşması ve daha büyük göçlerle bölünmeler yaşanmaması için Kürtler ve Türklerin birlikteliğini zorunlu kılıyor. Yeryüzünde yaşayan Kürtlerin yarısı Türkiye sınırları içerisinde yaşıyor.

     Kürt Sorunu’nda doğru bir model yaratmak Türkiye için zorunluluktan öte mecburiyettir. Hemen güneyimizde Kürtler bağımsızlık ve statü elde ederken bizim bu sorunu güvenlik eksenli politikalarla sürdürme olanağımız yoktur. Yaşanan süreç Kürt Sorununun çözümünde bir ertelemenin mümkün olmadığını gösterdiği gibi kesinleşen bir gerçek de vardır ki bu süreçte Kürt bölgelerinin sorunlarının birbirinden bağımsız olarak değerlendirilip çözülme imkânı da yoktur.

    Bu nedenle bu sorunun çözümüne bütüncül bakılmalı, Türkiye de bu konuda böl yönet politikasının sonuç vermeyeceğini bir an önce görmeli ve çözümcül bir Kürt politikası ile birlikte barış içinde yönetmeyi önüne koymalıdır.”

    Malatya İnsan Hakları Derneği yapılan çalış tay’da konu ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “ Barış; savaşsızlık, savaşmama durumu, birbiriyle iyi geçinme durumudur. Ülkeler, Toplumlar, aileler ve bireylerin haklarını, sorunlarını, farklılıklarını diyalog ve müzakere ile anlaşarak iki tarafında kabul edilebilirlik durumu üzerinde anlaşmalarıdır.

     Barış’ı kelime anlamı olarak ifade edecek olarak ‘durgunluk’ diyebiliriz. Siyasi olaylardan, savaşlardan, askeri müdahalelerden, kıyımlardan, beşeri çalkantılardan ziyade toplumlara, halklara yaşama imkânı sağlayan, halklara var olma imkânı veren kanın olmadığı bir durgunluk hali diyebiliriz” ifadelerine yer verildi.