İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 472’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında kaybedilen Orhan Yakar’ın akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 472’ncisini gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, geçmiş haftalarda olduğu gibi İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi.
Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD eski Genel Başkanı ve eski Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, İHD İzmir Yöneticileri, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1996 yılında kaybedilen Orhan Yakar’ın akıbeti soruldu.
Eylemde ilk olarak konuşun Bilici, kayıplar mücadelesini sürdürmeye devam edeceklerini belirterek “ Çünkü biz şuna inanıyoruz. Bu ülkenin barıştan yana, eşit ve özgür bir şekilde yaşamaktan başka şansı yoktur. Bu nedenle herkesin, kayıp yakınlarının mücadelesine destek vermesi gerekiyor. Bu vesileyle çağrı yapıyoruz. Cumartesi günü 10 dakikada olsa, annelerimizin yanında yer almalıdır.” diye konuştu.
‘Kaybedilmiş bir muhatabı arıyorsunuz’
Bilici’nin ardından bir konuşmada bulunan Akın Birdal ise, kayıp yakınlarının sadece kaybedilen yakınlarını aramadığını, aynı zamanda Türkiye’de kaybedilmiş demokrasiyi, adaleti, vicdanı ve barış’ı aradıklarını söyledi. Hoşgörülü ve sivil bir eylem yapan kayıp yakınlarının bir muhatap bulamadığını söyleyen Birdal “ O nedenle siz kaybedilmiş bir rejimi de arıyorsunuz. Kaybedilmiş bir meclisi arıyorsunuz. Kaybedilmiş muhatabı arıyorsunuz. Ama bir gün mutlaka bulacaksınız. Kaybedilenler, muhalif oldukları için, yaşanılası bir Türkiye istedikleri için kaybedildiler.” dedi.
Orhan Yakar’ın akıbeti soruldu
Birdal’ın konuşması ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Avukat Hasan Yalçın, 1996 yılında kaybedilen Orhan Yakar’ın hikâyesini anlattı.
Yalçın, şunları belirtti: Anlatım ve beyanlara göre; 1981 Doğubayazıt doğumlu Orhan Yakar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle daha 15 yaşındayken 1996 İstanbul’a gider. İş bulup çalışır. Ailesini sık sık telefonla arar. Son telefonun üzerinden iki ay geçer. Aile Orhan’dan haber alamaz. Babası Mehmet Yakar İstanbul’a gider. İHD İstanbul Şubesi’ne başvurur. Savcılık ve Emniyet Müdürlüğüne yazılı başvuruda bulunulur. Ayrıca gazeteye ilan verilir. Baba, resmi sonuçları beklemek üzere köyüne döner. Birkaç gün sonra Doğubayazıt İlçe Jandarma Komutanlığına çağrılır. Askerler “Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı haber verdi, oğlun orada git al” der. Baba Bingöl’e gider. Alay Komutanlığı yetkilileri; “Oğlun dağa çıkmıştı, 16 Kasım günü teslim oldu. 17 Kasım günü operasyonda arazide bize yer gösterirken, daha önceden PKK militanları tarafından araziye döşenen mayına bastı parçalandı, öldü” der. Babaya yakalanma tutanağı gösterilir. Ancak tutanakta Orhan’ın imzası yoktur. Baba parçalanmış olsa da çocuğunun cenazesini ister. Yetkililer; “Ceset paramparça oldu, o bölgede güvenlik sorunu var. Ceset orada kaldı” diyerek geçiştirmeye çalışır. Aile olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşır. AHİM 26 Kasım 2002 tarihli kararla Türkiye’yi mahkûm eder. Ancak tüm arama ve çabalara rağmen Orhan Yakar’ın cesedine ulaşılamaz ve kendisinden bir daha haber alınamaz.”
Yapılan açıklamanın ardından kayıp yakınları, beş dakikalık oturma eyleminde bulundu.