Malatya demokratik kadın pilatformu 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününe özel bir programla, kadınlar kahvaltıda bir araya geldi.
Malatya kadın platformu tarafından, bazı STK’ ların kadın temsilcileri ile derneğin kadın üyeleri ve yöneticileri, “kadınlar kahvaltı yemeğinde” bir araya geldi ve kadının sorunlarını konuştu.
Düzenlenen etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren PSAKD Malatya Şube Başkanı Latife Ulutaş, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiğini söyleyerek şu açıklamalara yer verdi; “8 Mart’ı karşılarken, OHAL Düzeni ile karşılıyoruz maalesef.
Kadına yönelik baskı şiddet, kadın katliamları artarak devam etmekte.
Kadınların seslerini boğmak için derneklerini, yayın organlarını kapatıyorlar. Seçilmiş siyasetçi kadınlar tutuklanıyor, KHK’larla işlerinden atılıyor, tecavüzü aklamak için yasalar çıkartılıyor. 9 yaşında ki çocuk evlenebilir diye fetvalar veriliyor. Cinsel suçlara, tedavi edilecek bir hastalık gibi gösteren çeşitli yöntemlere başvuruluyor. Hal böyle iken, kadınların katledilmesi bir yılda yüzde 25 artış göstermiştir. Son ayda da 409 kadın, kadın cinayetine kurban edilmiştir. Yüzlerce çocuk cinsel istismara uğramış, yoksulluk, açlık, işsizlik bu artışın arasında yer almamaktadır. Erkek egemen sistemin, kadınların varlığına, kazanımlarına, emeğine, bedenine yönelik bu saldırıların, karşısında kadın öncülerimizden ve kadın örgütlülüğünden aldığımız bu güçle tüm haksızlıklara karşı mücadele etmekte kararlıyız. 8 Mart 1857 tarihinde, tekstil fabrikasında yangında ölen kadın işçilere 8 Mart’ı dünya emekçi kadınlar günü olarak armağan edenleri saygı ile anıyoruz burada.
Ulutaş açıklamasına başlamadan önce kadınlar için yazılan ve James Oppenheım ait olan bir şiiri okudu. Ulutaş’ın okuduğu şiir şöyle
Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında
Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan
Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
‘Ekmek ve gül! Ekmek ve gül! ‘
Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz
Çünkü hâlâ bizim oğullarımızdır onlar
Ve biz hâlâ analık ederiz onlara
En zorlu iş, en ağır emek
Ve çalışmak doğuştan mezara dek
Ve böyle sürüp gitsin istemiyoruz
Yaşamak için ekmek
Ruhumuz için gül istiyoruz!
Yürüyoruz yürüyoruz kol kola
Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız
Ve türkümüzde onların kederli ‘Ekmek! ‘ çığlıkları
Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar
Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun
Biz de bugün hâlâ onların özlemini haykırıyoruz
İş ve ekmek istiyoruz
Ama gül de istiyoruz
Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına
Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa
Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
‘Ekmek ve gül! Ekmek ve gül! ‘
Eğitim Sen Malatya Şubesi Kadın sekreteri Kamile Kaya ise, “Bizim gibi feodal düzenin etkisinden çıkamamış toplumlarda maalesef 8 Mart’lı anlam günler bile, anlamı dışına taşıyor. 1857’de ABD’de tekstil işçilerinin başına gelen trajik olaylarla kadının anımsanmış olması bile başlı başına düşünülmesi gereken bir olgudur” şeklinde konuştu.