8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Malatya Demokratik Kadın Platformu basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Eşit, adil, laik, özgür ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmanın kendi ellerimizde olduğunu biliyoruz. Bize dayatılan yoksulluğu şiddeti ayrımcılığı, gericiliği ve savaşı kabul etmiyoruz” ifadeleri yer aldı.
Malatya Demokratik Kadın Platformu üyeleri tarafından, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin açıklama gerçekleştirildi. Eğitim Sen Malatya Şubesi’nde gerçekleştirilen açıklamaya platform bileşenleri olarak birçok STK destek verdi.
“EMEK, EŞİTLİK HAKKIMIZIN PEŞİNDEYİZ”
Platform adına açıklamayı okuyan Kamile Kaya, “Emek, eşitlik hakkımızın peşindeyiz diyerek şu ifadelere yer verdi:
“Bugün erkek egemen kapitalizme karşı yürüttüğümüz mücadelenin kazanımı olan 8 Mart’ta bütün dünyada olduğu gibi daha adil, eşit ve özgür bir dünya için mücadelemizi yükseltmeliyiz. Emek, eşitlik ve barış hakkımızın peşindeyiz.
1857 de ABD’nin New York kentinde ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle greve giden kadınların eşitsizliğe, şiddete, savaşa, militarizme karşı isyanı büyüyüp küresel bir kadın boykotuna dönüşmüştür. Kadınlar üretim ve tüketimden gelen güçlerini kullanarak bin yıldan beri süregelen bu sömürünün çarkını kırmak için mücadele ediyor.”
“TACİZ, TECAVÜZ VE KATLİAMLAR KORKUNÇ BOYUTTA”
Küreselleşme, kapitalizm ve neo liberal politikalar dünya ekonomisini tayin etmeye çalışırken kadınları daha da ucuz emek gücü olarak kullanmakta ev işleri, yaşlı, çocuk hasta, engelli bakımı biz kadınların görünmeyen emeğini istihdamın dışına çekmektedir” diye konuşan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düşük ücret, kısmi zamanlı, esnek, uzaktan, evden, kayıtsız, sigortasız ve güvencesiz iş kadına dayatılmaktadır.
İşsizlik ve yoksulluk iktidarların kadın bedenini ve emeğini daha fazla denetlemek için bir araç haline getirilmekte çıkarılan KHK ile işimiz, emeğimiz gasp edilmekte, sendikal hak ve özgürlüklerimize dönük keyfi yasaklamalarla örgütlenme hakkımız elimizden alınmak istenmektedir.
Bir yandan güvencesizliğin yoksulluğun ve işsizliğin öte yandan savaşın, militarizmin ve tekçiliğin meşru kıldığı şiddetin her çeşidine maruz kalınmakta, OHAL bahanesiyle en temel haklarımızın kullanılamaz hale geldiği bir dönemde kadınlara, LGBT’lilere , çocuklara yönelik taciz, tecavüz ve katliamlar korkunç boyutlara varmaktadır. Çocuk istismarcılığını hastalık olarak meşrulaştırılan AKP iktidarı Diyanetin kadın ve kız çocuklarını hedef alan fetvalar yayınlamasına dini referanslarla toplumu yeniden dizayn etme çabasına göz yummakta, Diyaneti din işlerinden ziyade sosyal politikaları icra eden bir makama dönüşmesine yol açmaktadır.”
“CEZASIZLIK; ŞİDDETİ, TECAVÜZÜ VE İSTİSMARI BESLİYOR”
Kaya, “Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal yaşamın tümünü dinselleşmeye yönelik uygulamalara her gün bir yenisi eklenmektedir. Cezasızlık Kadına şiddeti, tecavüzü, çocuğa istismar ve suistimali beslemekte, toplumda oluşturulan kutuplaştırma ve ötekileştirme şiddetin katmerlenerek devam etmesine yol açmaktadır. Eşit, adil, laik, özgür ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmanın kendi ellerimizde olduğunu biliyoruz. Bize dayatılan yoksulluğu şiddeti ayrımcılığı, gericiliği ve savaşı kabul etmiyoruz” diyerek kadınların taleplerini şöyle sıraladı:
“- 8 Martın ücretli izin günü sayılması
– Eşit işe eşit ücret sağlanması
– OHAL in kaldırılması, KHK’lerin iptal edilerek haksız hukuksuz işten çıkarılan tüm emekçilerin işlerine iade edilmesi
– İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemelerin yapılması, kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek, güvencesiz, kayıt dışı, taşeron işçiliğine son verilmesi.
– Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kaldırılarak yerine kadın bakanlığının kurulması
– Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyici yasal düzenlemelerin acilen yapılması
– Eğitim alanı başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalardan vazgeçilmesi
– En az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşlerin açılması
– Hele hele Demokratik, özgür, laik bir dünya ve ülkede eşit ve özgür yaşamak en temel taleplerimizdir.” dedi