Medyanın tekelleşmesi ve internete RTÜK denetiminin yasalaşmasını değerlendiren basın örgütleri ‘tek sese’ karşı demokrasi için mücadele çağrısı yaptı
Medya iktidara yakın gruplarda tekelleşti, internete RTÜK denetimi yasalaştı. Basın meslek örgütleri ise ‘tek sese’ karşı demokrasi için mücadele çağrısı yaptı.
TGS, TGC ve DİSK Basın-İş temsilcileri yaşanan iki gelişmeyi, AKP iktidarının “Tek sesli”, bir medya yaratmak için atılan adımlar değerlendirmesinde bulunarak uyardı: “Bu satışla birlikte işsiz gazeteciler ordusuna çok sayıda gazeteci katılacak. Keyfi sansürler, katmerleşerek sürecek. Gerçeğe ulaşmak artık daha da zorlaşacak. Haber alma hakkına ve bağımsız medyaya sahip çıkmalıyız.”
DOĞAN MEDYAYA SATIŞ İNTERNETE SANSÜR
Türkiye’nin en büyük medya grubu, Doğan Medya Grubunun iktidara yakın Demirören Grubuna satışı için anlaşmaya varıldı. Satışa ilişkin açıklama yapan Doğan Holding, yazılı ve görsel medya bölümünde faaliyet gösteren ortaklıklarının borçların arındırılmasıyla 890 milyon dolar bedelle Demirören Holdinge satılması için görüşmelere başlandığını bildirdi.
Satış haberi tartışmaları devam ederken internete RTÜK denetimi getiren tasarı TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. RTÜK artık internetteki görüntülü içeriklere yayın yasağı getirebilecek. Sulh ceza hakimi, RTÜK’ün talebini en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacak. Bu karara Ceza Mahkemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilecek.
‘TEK SESLİ, TEK PARTİLİ DÖNEME GİDİYORUZ’
Her iki gelişmeyi değerlendiren basın meslek örgütü ve siyasi parti temsilcileri ise “Tek sese karşı hakikate sahip çıkma çağrısı yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, yaşanan gelişmeleri “Tek sesli, tek partili bir yönetime doğru hızla gidiyoruz” şeklinde değerlendirdi.
Olcayto şunları söyledi: “Türkiye’de gazetecilik mesleğinin soluğunu kesmek için her türlü çaba gösteriliyor. İktidar bu yolda tek sesli medya oluşturma yolunda hızlı adımlar atıyor. Bunlardan bir tanesi internet çalışmaları üzerine getirilen yasaklamalar, denetlemeler. İnternet hayatını yani sosyal medyayı da öldürecek. Bir başka gazeteciliği zor duruma düşürecek olan gelişme de son günlerde yaşanan Doğan Medya Grubunun satışı. Bu satışla birlikte yeniden işsiz gazeteciler ordusuna çok sayıda gazeteci katılacağa benzer.
Özellikle eleştirel gazeteciliği, gazeteciliğin odak noktasına koyan arkadaşlarım bundan sonra iş bulması çok zorlaşacak. Bu tür yayın yapan gazetelerin durumu da giderek güçleşecek, daha da baskı altında kalacaklar.
Nitekim çok değerli bir ustamız beni aradı, sabah ulaşamamış mesaj bırakmış. ‘Mesleğin başı sağ olsun’ diyor. Hakikaten de başımız sağ olsun. Hürriyetin de gitmesiyle, zaten Hürriyet iktidar yanlısı yayının içindeydi. Ama yine de haber olarak ve geçmişini dikkate aldığımızda önemli bir figürdü. Biz bunları hep yazdık, arkadaşlarımız anlamamakta ısrar ettiler. Kimse bir tepki göstermedi. Bugün gerçeklerle karşı karşıyayız. Hakikaten tek sesli, tek partili bir yönetime doğru hızla gidiyoruz.”
'SENDİKAMIZ DAİMA GAZETECİLERİN YANINDA'
TGS Genel Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli ise şunları söyledi: “21 Mart geleneksel medyamızın son günüydü. Baharın gelişini ve yeniden doğuşu simgeleyen bu gün hepimiz için yeni bir başlangıcın miladı olabilir. Önce kötü haber: Türkiye’de medya nihayet tek elde toplandı.
Tek adam rejiminin Doğan Yayın Holding şirketlerini ele geçirmesi daha kurak, daha az sesli, daha renksiz bir medya ortamı yaratacak. Doğan Haber Ajansı ve dağıtım şirketi Yay-Sat’ın Demirören’e geçmesi muhalif medyanın mevcut iş modellerini daha da verimsiz kılacak. Belki pek çok medya çalışanı işten atılacak ve bir kısmı uzun süre iş bulamayacak.
Ancak gecenin bu en karanlık anı, güneşin doğuşuna en yakın olduğumuz an olarak da görülebilir. Hiçbir gazeteci kendini yalnız hmesin. İyi günde, kötü günde Sendika daima yanlarında.
İnternet üzerinden görsel-işitsel yayın yapanlara lisans zorunluluğu ve RTÜK denetimi getiren düzenleme cesaret kırıcı bulunabilir. Ancak unutulmamalı ki İnternet’in doğası bu tür sansür mekanizmalarını atlatacak yeni yolları her zaman yaratmıştır. İnternet gayri merkezi özünü koruduğu sürece, RTÜK gibi yerel bir denetim mekanizmasıyla medyaları kontrol etme niyeti arkaik ve gülünç bir hevesten ibaret kalacaktır.”
‘SANSÜR KATMERLEŞECEK’
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren gazetemize yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Aykırı tek bir ses çıkmasın, seçimlerde yapılan usulsüzlüklere dair tek bir laf edilmesin istiyorlar. Özellikle Doğan Grubunun satışı kârlı bir alışveriş olarak açıklanamaz, iktidar tarafından tezgâhlanmış bir satış.
Trajik bir şey, Doğan Gurubunun satılması. Zaten Doğan Grubu muhalefet yapmıyordu.
Televizyonlardaki tartışma programlarındaki sefaleti görüyorduk ona da tahammül edemediklerini gösteriyor. Bu durumda kamuoyunun gerçekleri öğrenebileceği birkaç mecra kalmıştı.
Evrensel, Cumhuriyet, BirGün gibi gazeteler, internet siteleri ve bir iki tane televizyon kanal kaldı. Gazeteler büyük baskı altında. Cumhuriyet, Evrensel ve BirGün’ den yargılanmayan yok gibi. Tek mecra internetti. Onu da RTÜK gibi bir kuruma keyfi olarak denetletmeye çalışıyorlar. Yakın bir gelecekte keyfi sansürlerin, katmerleşerek süreceğini gösteriyor. Biz sendika olarak halka şu çağrıyı yapıyoruz, haber alma haklarına sahip çıksınlar ve bağımsız medyaya (Cumhuriyet, Evrensel, BirGün) sahip çıksınlar yoksa çok kolay kandırılırlar.”