‘ONLARIN DÜŞLERİNİ GERÇEK YAPACAĞIZ’
10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler, katliamın 3. yılında mezarları başında anıldı.
103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamı'nın üzerinden 3 yıl geçti. Katliamda yaşamını yitirenler, Ankara’da mezarı bulunan, Korkmaz Tedik, İdil Güneyi, Uygar Coşgun, Sevgi Öztekin ve Ali Kitapçı nezdinde anıldı.
Mezarların başında yapılan konuşmalarda katliam günü ve yargılama sürecinde yaşanan skandallara dikkat çekildi, kamu görevlilerinin mahkemeye çıkarılmamasına tepki gösterildi. Konuşmalarda, hayatını kaybeden ‘barış elçileri’ nin barış düşünü gerçekleştirmek için mücadeleye devam edileceği vurgulandı.
Katliamı’nda hayatını kaybeden İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Güney Doğan ise İstanbul'daki mezarı başında anıldı. Anmada konuşan Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan, "Çocuğumun izindeyim" dedi. Dersim’ de düzenlenen anmada ise “Demokrasi için Ankara’ya yürüyen arkadaşlarımızı katleden zihniyet, aynı katliamı bugün devam ettirmektedir” denildi.
‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇTUR’
10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler, katliamın 3. yılında mezarları başında anıldı. Karşıyaka Mezarlığı T19 Meydanı'nda bir araya gelen Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, katliamda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik, İdil Güneyi, Uygar Coşgun, Sevgi Öztekin ve Ali Kitapçı' nın mezarlarını ziyaret etti.
Ziyaretlere başlamadan evvel kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan KESK Ankara Dönem Sözcüsü Devrim Kahraman, 7 Haziran sonrası ülkede yaşanan baskı ve şiddet ortamından kaygı duyan demokrasi güçlerinin barış talebinde ısrar ettiğini, bu nedenle de aydınlıktan korkanların 10 Ekim günü katliam gerçekleştirdiğini anlattı.
Kahraman, katliamın yaşandığı gün, yaralılara müdahale etmek isteyenlere yönelik saldırıları ve dava sürecinde ihmali olan hiçbir kamu görevlisinin mahkemeye çıkarılmamasını da asla unutmayacaklarını söyledi. Kahraman “10 Ekim, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu katliamı unutturmayacağız” dedi.
‘ONLARIN DÜŞLERİNİ GERÇEK YAPACAĞIZ’
Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Kadın Sekreteri İdil Güneyi’nin mezarı başında konuşan BTS eski genel başkanı Yavuz Demirkol, Güneyi’nin çevresine enerji saçan bir yapısı olduğundan bahsetti. Güneyi’nin 10 Ekim barış mitingine giderken sosyal medyadan “Gözyaşlarımızın rengi aynıdır.
10 Ekim’de Ankara dayız" diye yazdığını hatırlatan Demir kol, “Biz 10 Ekim’e hazırlık yaparken karanlık güçler de başka bir hazırlığın peşindeydi.
YAPILACAĞI BİLİNEN BİR KATLİAM.
IŞİD’in gelişmesine katkı sunan, 'öfkeli çocuklar' olarak gören, karanlık örgütün bu topraklarda yeşermesine olanak tanıyan siyasi iktidardır. Birkaç piyonun yargılanması ile bu iş bitmeyecek. Sorumlular hesap verecek. Biz 10 Ekim’de yere düşenler, tekrar kalkıp yola devam edenler, bu ülkeye barış getireceğiz. Onların yarım kalan düşlerini muhakkak yerine getireceğiz” dedi.
'BİR KOMÜNİST OLARAK YAŞADI'
Emek Partisi GYK Üyesi Korkmaz Tedik’in mazerı başında yapılan konuşmada ise, Tedik’in mücadelesinin işçi sınıfının mücadelesinde yaşayacağı sözü verildi.
Mazar başında konuşan Emek Gençliği Üyesi Ekin Yoldaş Kalı, Korkmaz Tedik’in bir komünist olarak yaşadığını ve mücadelenin en çetin zamanlarında bile en önde durmaktan kaçınmadığını aktardı. Kalı, “Bugün Korkmaz yoldaştan geriye kalan, yas ve matem değildir. Korkmaz Yoldaş bir kez ölür ama bir komünist can vererek ölmez. Partisinin, işçi sınıfının mücadelesinde ölümsüzleşmiştir. Biz gençler, partimizin mücadelesinde, devrim ve sosyalizm mücadelesinde Korkmaz yoldaşı yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.
‘BARIŞ MÜCADELESİ SEL OLUP AKACAK’
Emek Partisi Ankara İl Başkanı Fikret Aslan ise 10 Ekim günü barış talebinde bulunan 103 canı ülkenin dört bir yanına gönderdiklerini söyledi. Aslan, “Ülkenin dört bir yanına gönderdiğimiz barış elçileri, topraktan sel olup coşarak çıkacaklar ve barış mücadelesi güçlü bir şekilde yeşerecek” dedi.
Aslan Korkmaz Tedik’in gençliğinde parasız, bilimsel, anadilde eğitim mücadelesi içinde yer aldığını, daha sonra EMEK Partisi GYK Üyesi olarak işçi çalışması içinde aldığı görevlerle, gençliğin mücadelesine katkı sağladığını söyledi. Aslan, bundan sonra da Korkmaz Tedik’in işçi sınıfının mücadelesinde yaşayacağını ifade etti.
‘NE ZAMAN KATLİAMA YOL AÇANLAR HESAP VERECEK, YAKINLARIMIZI O ZAMAN DEFNEDEĞİZ’
BTS Üyesi Ali Kitapçı’ nın mezarı başında ise Iraz Emel Kitapçı konuşma yaptı. 10 Ekim’in ardından da devletin zulmünün büyüdüğünü, katliamlar ve saldırılar yaşandığını söyledi.
Gar önlerinde, mahkeme salonlarında var olmaya devam edeceklerini söyleyen Emel Kitapçı, "Ben Ali Kitapçı’ yı hâlâ defnedemedim. Ali Kitapçı’ nın kanı, bedeni, Gar Meydanı'nda duruyor. Ne zaman bu katliama yol açanlar hesap verecek, biz yakınlarımızı o zaman defnetmiş olacağız” dedi.
‘UYGAR’IN EVLADI, ONUN MÜCADELESİNİ TAMAMLAYACAK’
Avukat Uygar Coşgun’un mezarı başına ise oğlunun getirdiği mavi çiçekler bırakıldı. Eşi Mehtap Sakin Coşgun, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Her yıl buraya gelmeye devam edeceğiz. Bayramda, doğum gününde, yılbaşında geliyoruz. Sarp (oğlu) burada babasının mezarı başında, iki yaşından beri burada. Mavi çiçekleri o getirdi. Babasının mezarı ile ilgileniyor. 10 Ekim de hayatını kaybeden Uygar Coşkun’un mücadelesini bizim gücümüzün yetmediği yerde tamamlayacak bir evladı var. Biz hayatımızın sonuna kadar buraya gelmeye devam edeceğiz. Sarp da babasının yoldaşlarını ve babasını anmaya devam edecek.”
GÖZYAŞLARI İÇİNDE ŞARKI SÖYLENDİ
Sevgi Öztekin’in mezarı, anmanın son noktası oldu. Öztekin’in annesinin gözyaşları içinde okuduğu şiir ve söylediği şarkı, anmaya katılanları da duygulandırdı. Şiirler eşliğinde Öztekin için mücadele sözü verildi.
GÜNEY DOĞAN ANILDI: ÇOCUĞUMUN TIRNAĞINA DOKUNANDAN HESABI SORULSUN
10 Ekim Ankara Katliamı’nda hayatını kaybeden İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencisi Güney Doğan, İstanbul'da mezarı başında anıldı. Anmaya Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan, babası Mustafa Doğan ve İTÜ’den arkadaşları ile HDP ve Emek Partisi üye ve yöneticileri katıldı.
Doğan’ın mezarı başındaki anma 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından 10 Ekim’de katledilen 103 canın isimleri tek tek okundu.
'GÜNEY, BARIŞA GİTTİ'
Anmada konuşan Güney Doğan'ın annesi Derman Doğan, “Güzel yüreği vardı, tertemiz kalbi vardı, insan ayrımını bilmezdi. Onun bir bakışı vardı. Yiğit gibi yiğit yetiştirdim ben. Halay çekmeyi çok severdi. Öğrencilerin huzurla okumasını isterdi. Barış yolunda gitti. Güzel bir yaşam istedi. Türkiye, o huzuru istemedi.
Güneyim barış için Ankara'ya gitti. 81 ilden insan oraya gitti, barışa gitti. 2 bombadan da haberi yoktu. Güneyim ikinci bombaya yakalandı. Ben onu Allah'a vermişim. Çocuğumun tırnağına dokunandan hesabı sorulsun diyorum. Her gün çağırıyorum. Devam edelim diyorum, 'Anne döneceğim' diyor. Güneyim benim her şeyimdi. Tek umudumdu. Onun okumasını, evlenmesini o kadar istedim ki. Ama izin vermedi düşmanlar bana. Katliamdan sonra 'Oyumuz arttı' dediler. Bizi böldükçe böldüler. Güneyimin izindeyim. 103 kişiyi de sevgiyle anıyorum” diye konuştu.
‘DEVLET TAVRI, ANMALARDA DAHİ GÖRÜLÜYOR’
HDP İstanbul 1. Bölge Eş Sözcüsü İlknur Melengeç de “10 Ekim’den sonra oyumuz arttı” denildiğini hatırlatarak, “4 sene öncesine döndüğümüzde barış ve müzakere süreci vardı. 10 Ekim’de emek kurumlarının çağrısıyla büyük barış yürüyüşü yapılacaktı. HDP tüm engellemelere rağmen barajı aştı. 103 kişi sayı değil. 103 canımızı kaybettik” dedi.
Melengeç, “Devletin tavrını anmalarda da görüyoruz. Anmalara dahi izin verilmiyor. Barış akademisyenleri sadece barış istediği için işinden atıldı. Özgürlükten yana basın kurumları kapatıldı. Bu ülkede barış, emeğin hakları için mücadele etmezsek arkadaşlarımızın gözü arkada kalır” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENDİ’
10 Ekim Ankara Katliamı'nın cumhuriyet tarihi boyunca eşi benzeri görülmemiş bir katliam olduğunu söyleyen Emek Partisi Sancaktepe İlçe Başkanı Cemal Gülmez, “Anayasal bir talebi dile getirmek için bir araya gelen insanlara bu yapıldı.
Topluma gözdağı vermek amaçlanıyordu. Büyük oranda başarıldı. Ancak dünyanın hiçbir yerinde baskıyla, zorla, yalan söyleyerek bunu sürdüremezler. Egemen güçlerin pervasızlığı artıyor ama bu geçicidir. İşyerlerinde mahallelerde mücadele sürmelidir. Öldükten sonra yaşamak da budur” dedi.
‘EZİLENLER, EMEKÇİLER İTİRAZ ETMELİ’
Hüseyin Avraz ise “Barış süreci başlatıldı, insanlar nefes aldı. Sonrasında çatışmalar tekrar başladı. 5 Haziran’da karanlık güçlerin eliyle Amed ve Suruç’ta katliamlar yaşandı. Suruç'ta oyuncak götürmek isteyen onlarca canımız hayatını kaybetti. Ülkede onlarca insan katledildi. 10 Ekim'de bu ülkenin uçuruma gittiğini görerek Ankara'da bir araya gelindi. Hunharca biçimde bir patlamayla 103 canımızı kaybettik. Yeni Güneylerimizin toprağa düşmemesi için tüm halkımızın duyarlı olması gerekmektedir. Gün birlik olma günüdür. Ezilenlerin emekçilerin buna itiraz etmeleri gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Güney Doğan’ın sıra arkadaşı İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Özgür Barış da, “Birlikte çok zaman geçirdik. Çok derse girdik. Onun dik duruşu hepimize örnekti. Okulda ihtiyaç duyulan her noktada Güney yanımızdaydı” dedi.
10 EKİM'DE KATLEDİLENLER DERSİM'DE ANILDI
10 Ekim Katliamı'nda hayatını kaybedenler Dersim’de de mezarları başında anıldı. KESK Şubeler Platformu tarafından düzenlenen anmaya, katliamda hayatını kaybeden Mesut Mak ve Adil Gür’ün aileleri ile Emek Partisi ve HDP yöneticileri katıldı. Anmada KESK Şubeler Platformu adına konuşan Özcan Gürtaş, “10 Ekim'de hayatını kaybedenlerin acıları halen yüreklerimizde. Demokrasi için Ankara’ya yürüyen arkadaşlarımızı katleden zihniyet, aynı katliamı bugün de yine devam ettirmektedir” dedi.
Suruç Katliamı'nın bu katliamın ipuçlarının verildiğini belirten Gürtaş, “Kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için barış ve demokrasi talepleriyle Ankara'ya giden arkadaşlarımızı katleden bu zihniyeti bir kez daha kınıyoruz” dedi. Gürtaş, katliamda yaşamlarını yitirenleri unutmayacaklarını, mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.
Anmada konuşan Emek Partisi Dersim İl Yöneticisi Derman Tarancı ise şunları söyledi:
“Mesut ve Adil gibi arkadaşlarımız, Türkiye’nin dört bir yanından emek, barış ve demokrasi için Ankara’ya yürüdüler ve canlarını feda ettiler bu yolda.
Bu arkadaşlarımız, geçmişten bugüne yaşadıkları onca baskı, tutuklama ve işkencelere rağmen emek, barış, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini sürdürme kararlılığını göstermiş, yaşamlarını da bu uğurda feda etme cesareti ile hayatları boyunca yanı başımızda mücadele içinde olmuşlardır. Bizler de bugün onların şahsında bu mücadeleye devam edeceğimizi, bu mücadeleyi sürdürerek onları unutturmaya çalışanlara inat unutturmayacağımızı buradan bir kez daha haykırıyoruz. Mesutların, Denizlerden ve Erdallardan devraldığı bu bayrağı, bizler de onlardan devralarak yükseltmeye devam edeceğiz.”
Anmada üzerine karanfiller bırakılan mezarların başında mumlar yakıldı.