Cumhuriyetin kurucuları, dün nasıl eşit, özgür, barış içerisinde birlikte bir yaşamı savundularsa, , 10 Ocakta bir gurup gazete çalışanı olan meslektaşlarımız hayatın her alanında olduğu gibi basın camiasında da bu basın özgürlüğü ve dik duruşu onun ilkelerini savunarak var olabileceğimizin bilincinde olmuşlar ve ilkeleri doğrultusunda hareket etmişlerdir.
Cumhuriyetin, kendini her türlü tehdide karşı savunabildiği en önemli panzehiri, kuşkusuz Düşünce, İfade, Basın ve Yayın özgürlüğüdür. Bu özgürlüklerimizin tehdit altında olması, asıl saldırının, Cumhuriyetimize olduğu bilinen bir gerçektir.
Son yıllarda özellikle gazeteci arkadaşlarımıza ve özgürlüklerimize yönelik sistematik saldırıların, ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kalmış durumdayız. Onlarca hatta yüzlerce meslektaşımız tutsaktır bundan sonra da bu sayı kaç olacaktır bilinmemektedir.
Basın özgürlüğünü içermeyen bir demokrasinin insan haklarının hatta bir cumhuriyetin, tabelada yazılı bir kelimeler olmaktan öteye geçmeyeceği bir gerçektir.
Ne yazık ki günümüzde doğru ve düzgün eğilmeden bükülmeden mesleğini icra eden gerçekten halkın haber alma özgürlüğünü tanıyan ve o anlamda çalışan çırpınan gazeteciler, gerçekleri araştırıp ortaya çıkardıkları için suçlu muamelesi görmekte, basın kuruluşları tek sesli hale getirilerek kontrol edilmektedir.
Bu baskılar, halkın gerçekleri öğrenme hakkını kutsal bir ilke olarak gören demokratik hareket eden ülkenin çağdaşlaşması için yıldırmamıştır, yıldırmayacaktır.
Aklı, vicdanı ve kalemi ele geçirilemeyen tüm meslektaşlarımızın 10 Ocak çalışan gazetecilerin gerçi çalışan gazeteciler bu günlerde daha çok çalışarak daha çok yoruluyor olsalar da yine onların bayramını kutluyorum.
Yaşasın demokrasi yaşasın Basın Özgürlüğü!
İbrahim Göçmen
(ÇGD) çağdaş gazeteciler derneği Malatya şube başkanı