ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

KESK'TEN OHAL EYLEMİ

 

23 Ocak 2019 07:17
KESK'TEN OHAL EYLEMİ

 

 

Kamu emekçileri sendikası Malatya platformu yıllardır ülkemizde devam eden ve yüzlerce binlerce insanı çalışanları ihraç eden anti demokratik yasanın bir an önce kaldırılması için Malatya PTT önünde basın açıklaması yaptı.

        BTS Şube Başkanı KESK Dönem sözcüsü Hasan Akdemir; “OHAL Kararnameleri ile de OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan ve anayasanın 15. maddesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler çiğnenmiş, darbe girişimi her tür anti demokratik uygulamanın bahanesi haline getirilmiştir” dedi.

       KESK üyeleri ihraç edilen kamu emekçileri için Malatya Merkez postanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK adına bir açıklama yapan BTS Şube Başkanı KESK Dönem sözcüsü Hasan Akdemir, haksız ve hukuksuz bir durumla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.

       Akdemir Konuşmasında şunları söyledi; “15 Temmuz’da yapılan darbe girişimi her şeyden önce ezilenlerin, emekçilerin ülkemizde on yıllardır büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri demokratik kazanımlara yönelik gerçekleştirilmiştir. 20 Temmuz sivil darbe sonrası OHAL Kararnameleri ile de OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan ve anayasanın 15. maddesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler çiğnenmiş, darbe girişimi her tür anti demokratik uygulamanın bahanesi haline getirilmiştir.

         OHAL KHK’leri ile 135 bini aşkın kişi fişleme, kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, sosyal çevre soruşturması, sendika üyeliği, banka hesabı vb. gibi normal koşullarda asla suç olmayan gerekçelerle kamudan ihraç edilmiş, hukukun temel ilkeleri ayaklar altına alınmıştır. KHK’ler ile gerçekleştirilen ihraç işlemiyle genel hukuk değerleri ve ulusal mevzuat gereğince tanınan haklar yok sayılmıştır.

      Avrupa Konseyi Venedik Komisyonunun 12 Aralık 2016 tarihli raporu ile Türkiye’ye çeşitli tavsiyelerde bulunmuş ve kamu görevinden çıkarılanların itiraz edebileceği bir komisyon kurulmasını önermiştir.

        AKP tavsiyeyi şeklen uygulayacak biçimde OHAL İnceleme Komisyonu’nu kurmuştur. Ancak bu komisyon hiçbir şekilde Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerini karşılamamıştır. Çünkü Komisyon iç ve dış baskıların sonucu ve bir oyalama aracı olarak kurgulanmış, düşünülmüş iki yıllığına kurulan komisyonun görev süresi 26 Aralık 2018 Tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile 1 yıl daha uzatılmıştır. Böylece görev süresinin bir sınırının olmadığı görülmüştür.

Değerli Basın Emekçileri,

       Komisyonun 29 Aralık 2018 tarihinde yaptığı açıklamada OHAL kapsamında yayımlanan KHK’ler ile 125.678’i kamu görevinden çıkarma olmak üzere toplam 131.922 tedbir işlemi gerçekleştirildiğini, Komisyona yapılan başvuru sayısının 125.600 olduğunu açıklamıştır. Açıklamanın devamında 50.300 dosyanın incelendiği 3700 kabul, 46.600 ret edildiği halen incelemesi devam eden başvuru sayısının ise 75.300 olduğu belirtilmiştir. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere karara bağlanan dosyalardan %93’ü ret edilmiştir.

        Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın 4617 üyesinin başvurularından şu ana kadar 117 başvuru kabul edilerek arkadaşlarımız görevlerine iade edilmiş olup 249 başvuru ise reddedilmiştir. Başvurusu ret edilenler için Ankara İdare mahkemelerine işlemin iptali için davalar açılmaktadır.

        Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu ihraç edilenlerin iadesine karar verme yetkisi ile esasen idari bir birim olarak yargısal inceleme yetkisi ile donatılmıştır. Oysa OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun Türk Hukuk Sistemi içerisinde bir tarifi bulunmamaktadır. Komisyon Türkiye’nin hukuk sistemi içinde mevzuatça belirlenmiş bir yargı mercii değildir. Bu durum yasalara ve anayasaya, yargısal işleyişe açıkça aykırıdır.

        Öte yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu da Anayasanın amir hükmü doğrultusunda savunma hakkıyla ilgili kural koymuştur. Kanunun “Savunma Hakkı” başlığını taşıyan 130. maddesi: “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz amir hükmü yok sayılmaktadır. . Komisyon ile tüm bu temel hukuki normlar ayaklar altına alınmakta, iktidarın idari tasarrufu anayasa ve yasaların üstünde tutulmaktadır.

        Konfederasyonumuza da ulaşan ret kararları incelendiğinde vahim bir durumla daha karşılaşmaktayız. Haklarında soruşturma yürütülen, savcılıklar tarafından takipsizlik ya da mahkemeler tarafından beraat kararı verilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmeleri önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, başvuruları ret edilmektedir.

        İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların ret edilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, anayasayı ve yasaları hiçe saydığını ve suç işlediğini göstermektedir.

       Muhalif kimliğiniz nedeniyle ya da sendikal eylem ve etkinliklere katılmaktan dolayı açılan soruşturmalarda kendinizi aklamanın yargının siyasallaşması nedeniyle alabildiğine zorlaştığı bu dönemde beraat etmeniz bile yetmiyor! Cingöz komisyonumuzun ve kurum idarecilerinin hislerinden, tahminlerinden, öngörülerinden kurtulmak mümkün olmuyor!

        İdari bir komisyon, kendisini anayasanın üzerinde göremez, görmemelidir. Bizler AKP iktidarının son yıllarda anayasayı askıya alması karşısında komisyonun keyfiliğine şaşırmıyoruz. Ancak bizim şaşırmamamız komisyonun anayasal suç işlediği gerçeğini değiştirmiyor.

         OHAL komisyonunun kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesi hukuksuzdur. Bu şekilde verilen kararların kabul edilmesi mümkün değildir. Hukuki niteliği tartışmalı olan OHAL Komisyonu’nun, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlalidir ve suçtur. Hakkında suça bulaştığı iddia edilen kamu görevlileri ile ilgili tüm hukuki işlemler, kendisini mahkemelerin yerine koyan OHAL Komisyonunca değil, mevcut hukuk sistemi içinde yer alan mahkemeler aracılığıyla yürütülmelidir.

         Komisyonun kararlarında da sabit olduğu üzere KESK’ lilerin ihraçlarının ana nedeni anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal eylem ve etkinliklere katılmalarıdır. Demokrasinin işlediği bir yerde temel hak ve özgürlüklerin kullanımı bırakın ihraç edilme gerekçesi olmayı, soruşturma konusu bile yapılamaz.

       Dolayısıyla Komisyon derhal lağvedilmeli ve haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir.

        Bu gerçekleşinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Yine kendisini yargı üstü gören, anayasa ve yasalara aykırı hareket eden Komisyon üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğiz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.