Amerika merkezli bağımsız düşünce kuruluşu Freedom House, dünya genelinde basın özgürlüğünü değerlendiren yıllık raporunda son 13 yılda basın özgürlüğünün ciddi ölçüde gerilediğini kaydetti.
Türkiye raporda bu yıl da basın özgürlüğünde sınıfta kalan ülkeler arasında yer aldı.
‘Gerileyen Demokrasi’ başlıklı raporda yalnızca otoriter değil, bazı gelişmiş demokrasilerde de popülist liderlerin kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için bağımsız gazetecilik üzerinde baskı kurmak ve yandaş kuruluşları desteklemek amacıyla yasal ve yasadışı bir çok yönteme başvurduğuna dikkat çekildi.
İnternetin basın özgürlüğünü sağlama konusundaki önemine değinilen raporda Türkiye, Sırbistan ve Zimbabwe gibi ‘kısmen özgür’ ülkeler arasında yer aldı.
Raporda şu ifadelere yer verildi: “Basın özgürlüğünün aniden ve şiddetli biçimde düştüğü ülkelerde internet önemli bir mevzi. 2016’daki darbe girişiminden bu yana Türkiye’de 150 basın kuruluşu kapatıldı, yüzlerce gazeteci terörizmi destekleme gibi dayanaksız suçlamalara maruz kaldı. Bunun sonucu olarak da basın çalışanları internet haberciliği sektörüne yöneldi.’’
Birçok yerel hükümetin internet haberciliği sektöründen açıkça rahatsız olduğu belirtilen raporda, uluslararası teknoloji platformlarının sansür eğilimlerine karşı önemli bir tampon bölge oluşturduğu belirtildi.
Son beş yılda Rusya, Çin, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde gazetecileri ve basın kuruluşlarını hedef alan şiddet olaylarının ciddi ölçüde arttığı kaydedilen raporda, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi, bu tür olaylardaki artışın en bariz örneği olarak gösterildi.
İfade özgürlüğünün de son 13 yıldır gerilediğinin vurgulandığı raporda, Türkiye’de yalnızca 2017 yılında ‘başbakana hakaret’ sebebiyle açılan 20 binden fazla soruşturma ve 6 bin davanın bu gerilemenin en çarpıcı örneklerinden biri olduğu belirtildi.