HDP ve CHP ailelerin acısı arasında ayrımcılık yapılmasına tepki gösterdi. İHD ise barış için adım atılması gerektiğini vurguladı.
HDP’nin Diyarbakır il binası önünde eylem yapan aileler iki haftadır siyasetin gündeminde. İktidar HDP ve CHP’yi suçlamayı sürdürürken, AKP il binaları önünde eylem yapmak isteyen ailelere polisin izin vermemesi tartışmaları alevlendirdi.
HDP ve CHP ailelerin acısı arasında ayrımcılık yapılmasına tepki gösterdi. HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, Kürt sorununun çözümü için tüm partileri Mecliste tartışmaya çağırdı. CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Mecliste kendilerini ziyaret eden asker ailelerinin AKP’den randevu alamadıklarını söylediklerini dile getirdi.
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise güvenlikçi politikaların bırakılarak, barış için adım atılması gerektiğini vurguladı.
HDP: Aileler meclise geldiğinde görüştük
Konuya ilişkin ilk olarak konuştuğumuz Saruhan Oluç, annelerin acıları arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini vurguladı. Bu konudaki hassasiyetlerini defalarca anlattıklarını belirten Oluç, “Sadece il binamız önünde oturanların değil, beyaz tülbentli annelerin, Cumartesi Anneleri’nin de duygularını anlıyoruz. Annelerin daha fazla gözyaşı dökmemesi için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Bu, Kürt sorunuyla ilgili bir meseledir. Gelin, Meclisteki tüm partiler olarak oturup tartışalım. Özellikle Diyarbakır’daki ailelerin bir kısmının polis ve asker yakınları olduğunu biliyoruz. Onlar Meclise geldiklerinde de söyledik. Gerekeni yapmaya hazırız” diye konuştu. Fakat AKP’nin aynı yaklaşımı sergilemediğini söyleyen Oluç, AKP il binaları önünde yapılmak istenen eylemlerin engellendiğini hatırlattı. AKP-MHP ittifakının bazı annelerin acılarını istismar etmeye çalıştığını ifade eden Oluç, bu sorunun muhatabının çözüm masasını deviren, herhangi bir toplumsal barışa varmak istemeyen AKP-MHP iktidarı olduğunu vurguladı.
CHP: AKP Annelere randevu vermemişti
İktidar CHP’yi ise annelere destek vermemekle suçluyor. Sorularımızı yanıtlayan Özgür Özel, iktidara şu sözlerle yanıt verdi: “Temel prensibimiz şudur: Annelerin gözünün yaşının rengi yoktur.
Bu annelerin bir devlet kapısında çare bulamayıp, bir siyasi partinin kapısında bulunmalarını devlet açısından görevin ihmali olarak görüyoruz. Bu annelerin içinde PKK tarafından kaçırılan asker ve polislerin anne ve babaları da bulunuyor. CHP olarak 29 Mayıs 2019 günü bu anne ve babaları TBMM’de misafir etmiştik. Bu ziyarette AKP’den randevu alamadıklarını ifade etmişlerdir.
Bugün Diyarbakır’da ağlayan anneler, Mecliste de ağladılar ve AKP, onların sesini aylarca duymadı.
O annelerin acılarını hafifletmek için kimin elinden ne geliyorsa, elinden geleni yapması gerekir. CHP de bu konuda en pozitif inisiyatifi göstermektedir. Ne yapılacaksa yapılsın ama istismar yapılmasın, hamaset yapılmasın.”
İktidarın HDP önündeki aileler ile AKP önünde ailelere karşı farklı tutum alması konusunda ise Özel, annelerin gözyaşları arasında ayrımcılık yapılmasının samimiyetsizliğin en büyüğü olduğunu vurguladı. Özel, “AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi Anneleri’ni ziyaret edenlerden, Diyarbakır’daki anneleri ziyaret etmeyenlerin ikiyüzlü olarak tanımlaması, acıları yarıştıran anlayışının tezahürüdür” dedi.
İHD: Annelerin acısı yarıştırılmamalı
Yakınları kaçırılan, cezaevinde veya gözaltında işkence gören aileler, çocukları PKK tarafından alıkonulan asker ve polis aileleri yıllardır İnsan Hakları Derneğine (İHD) başvuruda bulunuyor.
Gelişmeleri değerlendiren Öztürk Türkdoğan, siyasi iktidarın kendi lehine sonuçlar doğuracağını düşündüğü bir eylemi desteklerken, aleyhine olarak tepkilere izin vermediği söyledi.
Diyarbakır’daki barış annelerinin İstanbul’daki Cumartesi Anneleri gibi sadece İHD binasında eylem yapabildiğine dikkat çeken Türkdoğan, “Annelerin acılarını yarıştırmamak gerekiyor. Diyarbakır’daki ailelerin çocuklarına kavuşma talebi ne kadar haklıysa İstanbul’daki ailelerin de çocuklarının serbest bırakılmasını istemesi o kadar haklıdır” diye konuştu.
Geri dönerlerse devlet ne yapacak?
HDP önünde asker ve polis aileleri ile çocuğunun PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen aileler arasında bir fark olduğunu anlatan Türkdoğan, PKK’nin çocuğunu alıkoyduğunu söyleyen ailelerin öncelikle adli mercilere başvurması gerektiğini söyledi.
Türkdoğan şunları belirtti: “İkincisi; devlet bu konuda önlemler almak zorunda. Bu çocuklar örgüte katıldılar ve örgütsel faaliyette bulundularsa geri döndüklerinde neyle karşılaşacaklar? Devlet sürekli etkin pişmanlıktan söz ediyor ama aileler kaçırıldığını söylüyor. Tabii bu anlatılanlar sosyolojik gerçekliğe uymuyor.
İçişleri Bakanlığı dağa gidişleri sıfıra indirdiğini söylese de yeni katılan 47 gencin açıklaması medyaya yansıdı. Bu sorunun sebebi iktidarın uyguladığı çatışma siyasetidir. Bir yandan ailelere hak veriyorsunuz, bir yandan askeri operasyonlara devam ediyorsunuz. Yeni bir siyasi iradeye, özgürlükçü politikalara ihtiyaç var.”