Kürt halkının önemli önderlerinden Seyid Rıza ve arkadaşları Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Seyid Rıza’nın oğlu Resik Husen ve Hesenê Ivraimê 15 Kasım 1937 Pazartesi gününü erken saatlerde (saat 4.00 – 5.00 arası) Elazığ merkezinde bulunan Buğday Meydanında idam edildiler.
Bugün Bit Pazarı da denilen meydanın batı kısmında Cezaevi ve Hapishane Hamamı vardı. Kuzeyinde iki katlı kerpiçten yapılma Jandarma Alay Komutanlığı binası bulunuyordu. Meydanın güney ve doğu kesimi ise dükkânlarla çevriliydi. Kuzey ve batı kesimindeki binalar yıkılıp yerine büyük bir cami yapıldı (Saray Camii). Böylece Kürtlerin toplumsal hafızasında yer alan mekân algısı karartıldı ve unutturuldu. Yeni nesiller bu eski hali bilmezler.
İnfazların yapılması için Ankara’dan görevle gönderilen Emniyet Müdürlerinden İhsan Sabri Çağlayangil (sonradan dışişleri bakanı) anılarında infazları ayrıntılı biçimde anlatıyor.
Söz konusu alanda üç darağacı kurulur ve Seyid Rıza en son asılır. Böylece hem oğlunun hem de arkadaşlarının ölümleri ona izlettirilir.
O dönemde Elâzığ Valisi Şefik, Savcı Hatemi Senihi, Emniyet Müdürü Serezli İbrahim ve savcı yardımcısı bu uygulamaların görevlileridirler.
İnfazlar hukuka (o günkü Türkiye yasalarına göre bile) uygun değildir.
Yargılamalar ise bir fecaattır.
Savunma hakları yoktur. Sadece sorgulanmaktadırlar.
Avukat tutma hakları yoktur.
Kararı temyiz hakları yoktur.
Verilen idam kararları yürürlükte olan 1924 anayasasının 26. Maddesine göre TBMM nin onayına tabi olduğu halde bu prosedür uygulanmamıştır.
Seyid Rıza 78 yaşındadır. İdam edilmesi mümkün olmadığı için yaşı, Mazgirt/Muhundulu Seyid Hüseyin’in yalancı tanıklığı ile 54 e indirilir.
Reşik Hüsen’in 16 olan yaşı aynı yolla 21 e yükseltilir. Hatta eli koptuğu için tedavi görmekte iken, tedavisi tamamlanmadan getirilip asılıyor.
İnfazlar, o günün yürürlükteki Anayasasına aykırı olan 2884 sayılı Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun hükümlerine göre uygulanır.
Haklarındaki cezalar o günün yürürlükte olan Ceza Kanununun 149, 286 ve 497. maddeleri nedeniyle verilir. (Tirajikomik bir durum: 286. Madde yalan yere tanıklık etmek ve yemin etmek suçunu içerir. Bu maddenin tanık olarak dinlenen Seyid Hüseyin’e değil de Seyit Rıza ve arkadaşlarına uygulanmış olması.)
( fotoğrafta Seyid Rıza ve arkadaşlarının mahkemeye götürülüşleri.)