“Tüm Milletvekilleri Malatya’ya Elazığ’dan Gidip Geliyoruz”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda aynı gün geç saatlerde yaptığı konuşmada Malatya’nın çözüm bekleyen sorunlarını dile getirmeyi sürdürdü.
“TÜM MİLLETVEKİLLERİ MALATYA’YA ELAZIĞ’DAN GİDİP GELİYORUZ”
Ağbaba, konuşmasının başında Malatya uçak sefer sayısı ve sefer saatlerinin Malatyalıları mağdur ettiğini belirterek; “Malatya spor’umuz Süper Lig’de mücadele ediyor, şu anda iyi bir durumda. Karaciğer Nakil Enstitümüz var, sadece Malatya’nın değil, Türkiye’nin gururu. Dünyada en çok karaciğer nakli yapan 2. Merkez Malatya’da. Turgut Özal Tıp Merkezimiz var, önemli bir sanayi merkezimiz var, üniversitelerimiz var, kayısımız var ama yeterli uçağımız yok.
Dünyayla ulaşımımız yok. Malatya büyükşehir ama maalesef büyükşehirlik lafta kalıyor. Malatya’nın havaalanı var ama uçak saatleri yeterli değil. AKP’li ve MHP’li milletvekillerimizle, hep beraber Malatya’ya Elâzığ’dan gidip Elâzığ’dan geliyoruz. Sabah altıda bir uçak koymuşlar, gece 23.45’te; onun dışında uçak yok. Malatya âdeta kendi içine hapsedilmiş durumda, bu sorunun en kısa sürede çözülmesi gerekiyor.” İfadelerini kullandı.
“MALATYA’NIN HAKKINI-HUKUKUNU SAVUNUYORUM”
Ağbaba “ Erzurumlu teyzeye demişler ki: “Teyze teyze, ağustos ayında Erzurum’a kar yağıyor.” Teyze de “Yağar tabii, sahipsiz memleket.” demiş. Peki, Malatya’nın sahibi var mı? Vallahi sahibi gibi davrananlar var; kimin müdür olacağına, hangi memurun, müdürün nereye atanacağına, hangi ihalenin kime verileceğine, kimin çocuğunun memur olacağına karar verenler var. Ama bir de Malatya’nın hakkını hukukunu savunan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba var.
Ben birileri gibi Malatya’nın sahibi değilim, Malatya’nın hizmetkârıyım. Malatya’nın hakkını hukukunu savunmak benim boynumun borcu, bunu da sonuna kadar yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu
“BARİYER YERİNE DÜŞEN ARAÇLARI ÇIKARMAK İÇİN YOL YAPMIŞLAR”
“Malatya, Kuluncak ilçesi’nin en büyük köyü İlısuluk’ta fıkraları aratmayacak bir olay yaşanıyor” diyerek konuşmasını sürdüren Veli Ağbaba, “ Köyün girişinde çok keskin bir viraj var, bu virajın altında uçurum var. Virajı alamayan araçlar zaman zaman aşağıya uçuyor.
Ne yapılmasını beklersiniz? Normal şartlarda o viraja bir bariyer yapılmasını ve araçların aşağı uçmasına son verilmesini beklersiniz değil mi? Bariyer yapılmasını beklersiniz ama ne yapmış siyasi anlayış? Oraya bariyer yapmak yerine düşen araçları çıkarmak üzere yol yapmış.
Abartmadan söylüyorum: Bariyer yapmamışlar, o araçları çıkarmak için yol yapmışlar, olacak iş değil, Allah akıl fikir versin diyoruz.”dedi.
“TAŞ OCAĞINI KAPATIN DEDİLER, YENİ OCAK İZNİ İLE KARŞILAŞTILAR”
Malatya’nın çevreyle ilgili çeşitli sorunları olduğunu kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “ ÇED raporları o kadar gelişigüzel veriliyor ki Malatya’da taş olup da taş ocağı ruhsatı verilmeyen yer yok.
Malatya’nın hemen yanı başında Çerkez yazısı dediğimiz bölgede köylüler taş ocaklarından isyan ediyordu, taş ocaklarının durdurulmasını istiyordu, bu yaz yeni taş ocakları için izin verilmek istendi. Görgü (Cafana), Atalar (Haçova), Fatih gibi birçok köy âdeta kaderine terk edildi. Bu köyler hemen şehir merkezin yanı başında, şirketler daha fazla para kazansın diye ulaşımı rahat yerde taş ocağı açılıyor.
Köylü kimsenin umurunda değil, fakir fukara kimsenin umurunda değil. Görgü, Haçova, Kuyulu, Kuşdoğan, Fatih, Duruldu köyleri geçen günlerde seslerini Türkiye’ye duyursunlar diye, iktidar milletvekillerine duyursunlar diye ana yolu kesip, eylem yaptılar.
Köylülere biber gazıyla, copla müdahale edildi. AKP iktidarında bilin ki bir gün herkes terörist olmayı tadacaktır. Malatya’da ki taş ocağı ruhsatı verenleri, buna göz yumanları buradan kınıyorum” dedi.
“TOHMA ESKİ TOHMA DEĞİL”
Bir başka çevre sorununun da şehrin önemli su kaynağı olan Tohma Çayı’nda gerçekleştiğini kaydeden Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “ Sivas’ın Malatya sınırından çıkıp Malatya’ya hayat veren Tohma Çayı kanalizasyon sularıyla kirletiliyor; eskiden içinde yüzülen, sulama suyu olarak kullanılan Tohma maalesef artık kullanılamıyor.
Tohma’nın üzerine çok sayıda HES yapıldı, bu HES’ler suyu yok ettiği gibi şimdi de çevremizi yok ediyor. Bu yaz Kangal Termik Santrali’nin göletin den kirli sular sızdı, Tohma tamamen yok oldu, içindeki balığından canlısına kadar yok oldu ve bununla ilgili bir tek kişi cezalandırılmadı. Tohma artık eski Tohma değil. Tohma Çayı’nın çevresel sorunlarının çözülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ŞİRKETLERİN HIRSLARI KÖYLÜLERİN EKMEĞİNİ YOK EDİYOR”
Ağbaba konuşmasının devamında; “Geçtiğimiz yaz Hekimhan’ın bir köyünde yaşadığımız bir manzarayla sözümü tamamlamak istiyorum. Güvenç Köyü ‘nde çok büyük maden şirketleri var. Bu maden şirketlerinin Güvenç Köyü’nden işledikleri maden ne köylülerin kayısı ekmesine, ne bostan ekmesine, ne de pestil yapmasına izin veriyor.
Maalesef, şirketlerin hırsları köylülerin ekmeğini yok etmiş durumda. AKP milletvekillerini, iktidarı bu konuda göreve çağırıyorum: Lütfen Malatya’nın hakkını, hukukunu savunun; lütfen Malatya’nın bu sorunlarına kulaklarını tıkamayın.”dedi.“