Birleşik taşımacılık sendikası (BTS) Malatya şube başkanı Hasan Akdemir; "pandemi sürecinde yük taşımacılığını ikiye katlayan tren tekerlerinin hiç durmadan dönmesini sağlayan ulaşım emekçilerimiz mükâfat bekler iken yaşanan sürgünler çalışanlarımızı şoke etmiştir" dedi.
Malatya tren istasyonu önünde eylem yapan BTS üyeleri TCDD çalışanlarına yönelik sürgünlere biran evvel son verilmesini istedi.
"TEK SIKINTI BTS'Lİ OLMALARI"
Konya'da sürgün edilen demiryolu çalışanlarının yanlarında olduklarını dile getiren BTS Malatya şube başkanı Hasan Akdemir; "Ocak 2020 tarihinden beridir bütün dünyayı saran Covid-19 virüsü salgını nedeniyle resmi rakamlara göre dünya genelinde 4430 bin kişi salgına maruz kalmış ve yaklaşık 298174 kişi hayatını kaybetmiştir.
Salgın Mart ayından itibaren de ülkemizde görülmüş, o günden beridir de bütün ülke teyakkuza geçerek başta sağlık çalışanları olmak üzere bütün kurumlar ve halk ile birlikte virüsle mücadeleye başlanmıştır. Virüsle mücadele de büyük bir başarı da sağlanmıştır.
Salgın sürecinde bütün kurumlar gerek vatandaşların korunması gerekse de kendi çalışanlarının can güvenliklerini sağlamakla meşgulken bu ülkenin gelişiminde çok büyük payı olan pandemi sürecinde yük taşımacılığını ikiye katlayan tren tekerlerinin hiç durmadan dönmesini sağlayan ulaşım emekçilerimiz mükâfat bekler iken yaşanan sürgünler çalışanlarımızı şoke etmiştir.
Demiryollarımızı bu sıkıntılı günlerde hiçte hak etmediği bir şekilde kamuoyu gündemine taşımıştır. Kuruma hizmetten öte içinde intikam alma duygusu ile hareket eden TCDD’nin Genel Müdürü ve ilgili Daire Başkanı ne yazık ki insanların can derdine düştüğü bu ortamda kurumumuzda olmayan bir uygulama ile Rotasyon adı altında hiçbir gerekçe göstermeden kamu yararı ve hukuk gözetilmeden içerisinde İzmir Şube Başkanımızın da olduğu 60 çalışanın sürgününü çıkarmıştır.
Bir başka üyemiz avukatlık stajı yapmak için Anayasal hakkı olmasına rağmen sadece BTS'li olduğu için ücretsiz izini dahi verilmemiştir. Devlet geleneğinden, akıl, vicdan, merhamet ve insanlık yoksunu bu uygulamayı, dünyayı saran salgın günlerinde yapılmasını normal insan aklı ile anlamak asla mümkün değildir.
Bu ne kin, bu ne intikam alma duygusudur. Kurumu bu zor günlerde kamuoyunda yaptığı uygulamalarla tartıştıran Konya Belediyesine açıktan devlet memuru olarak atandıktan 52 gün sonra TCDD’nin en önemli ve özellik isteyen Trafik ve İstasyon Yönetimi Dairesine Başkan olarak atanan kişidir. Hiç bir demiryolculuk bilgisi, liyakati ve kurum kültürü olmayan Daire Başkanı, geldiği günden beri ülkeye ve kuruma hizmetten öte adeta bir misyon yüklenmişçesine yaptığı işlerle iş barışı ve verimliliği ayaklar altına almıştır." dedi.
"BİZLER SÜRGÜN SEBEPLERİNİ BİLİYORUZ"
Açıklamasının devamında ise Akdemir şunları söyledi; "-8 Temmuz 2018 Tekirdağ Çorlu tren kazası 24 kişinin yaşamını yitirdiği 318 kişinin de yaralandığını,
13 Aralık 2018 Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı tren kazasında 9 yurttaşımız hayatını kayıp etmiş 47 kişinin yaralandığını
-Ankara gar havzası yandaş sermayeye peşkeş çekilmiş.
-Haydarpaşa gar havzası peşkeş çekilmek isteniyor.
-Limanlarımız ve Sirkeci Feribot iskelemiz ve alanı yandaşlara peşkeş çekiliyor.
Sendikamız yanlış yönetimler sonucu oluşan kazaları ve kurum mülkiyetlerini parsel parsel satmak isteyen mevcut yönetime karşı kamuoyunda sürekli kazalar olmasın insanlarımız ölmesin halkın malı olan tarihi miraslarımız sermayeye peşkeş çekilmesin diye mücadele eden basın yolu ile teşhir eden sendikamız olduğundan sendikamıza korku salmak istemektedirler. Aksine sürgünler haklı sesimizi kısmayacak aksine daha gür çıkmasını sağlayacaktır.
Sözde bu rotasyonun yapısına baktığımızda;
Kendi istekleri dâhilinde gönüllü başka sendika üyeleri
2-Çeşitli nedenlerle kişisel olduğunu düşündüğümüz kişiler
3-Hiçbir haklı nedeni olmayan sendikamız üyeleri
Siyasi iktidara sırtına dayayarak yönetimlere gelen TCDD bürokratları, demiryollarını geliştirmek ve büyütmek, adil, liyakatli ve hukuka uygun bir şekilde kurumu yönetmek yerine aldıkları kararla içerisinde sendikamız üyelerinin de olduğu onlarca personelin kendi istekleri dışında başka şehirleri sürgün edilmesini asla kabul etmiyoruz.
Sendikamız ulaşım işkolunda 1991 yılından beridir mücadele etmektedir. Bu süre içinde ülkemizdeki anayasa ve yasalardan aldığı güçle üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla beraber kurumun da verimli bir şekilde çalışması, iş barışının olduğu bir ortamın olması için mücadele etmektedir.
164 yıllık bu kuruma siyasetin gücü ile geleli 164 gün olmamış ve kuruma hizmetten çok siyasete ve iş barışının bozulmasına hizmet için gelen, yaşadığımız salgın günlerinde ülkemizdeki korku havasını fırsata çevirmek isteyenler şunu bilsinler ki yanlış yoldalar, vicdan ve insaftan yoksun bir yoldalar. Attığınız bu yanlış adımlar sonucu yaralar kısa zamanda sarılacak, ancak sizin zalimliğiniz tarihe not düşecektir. Buradan Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanımıza sesleniyoruz.
Sayın Adil Karaismailoğlu, Ülkemizin en güzide kurumu olan 164 yıllık TCDD’ye çeşitli kurumlardan atanan yöneticilerin bazıları ülkeye, millete, insanlığa hizmet yerine çalışanları; düşüncelerine, sendikasına, maneviyatına göre ayırarak iş barışı ve verimliliğini bozan bir çaba içerisindedirler.
Bu tür girişimlere lütfen izin vermeyiniz. Halkımızın bir yandan salgın nedeniyle evinde çıkamadığı, bir yandan da ciddi bir mücadele verdiği bir dönemi “fırsat bu fırsat” diyerek kurumu kamuoyunda tartıştıran bu yöneticilerin yanlışlarına dur deyip kuruma hizmet etmelerini sağlayın."