6-7 Eylül 1955’de yalan haberler ve yönlendirme ile Rumlara ve Ermenilere yönelik planlı bir saldırı gerçekleşti. İki gün boyunca devam eden gasp, yağma, linç sonucunda sermaye el değiştirmiş, iktidara muhalif isimler hedef haline getirilmişti. Hala bu iki günle tam anlamıyla yüzleşilmedi. İhtiyacımız olan bir arada, eşit yaşama iradesini güçlendirmektir.
NATO destekli kurulmuş olan ÖHD' nin (Özel Harp Dairesi/Kontrgerilla) 6-7 eylül 1955 yılında azınlıklara ve özellikle Rumlara karşı İstanbul Beyoğlu'nda, Galata' da, Şişli'de, Harbiye'de düzenlemiş olduğu saldırı ve yağma eyleminde Rumların evleri, iş yerleri, okulları, kiliseleri hatta mezarlıkları tahrip edilerek 11 kişi öldürülmüş, 300'e yakın kişide yaralanmıştı. Bu olayların ardından binlerce Rum yurttaş Türkiye'den göç etmek zorunda kalmıştı.
Olayları tezgâhlayan zihniyet olayların yönünü saptırmak hedef şaşırmak için bu olayları komünistlerin üzerine atmışlar ve komünist avına çıkmışlardı. Bunun adı kısaca, yalancılık, kahpelik, şeref-haysiyet yoksunluğudur!
6-7 Eylül olaylarının 65.yılında Irkçılığı, şovenizmi, faşizmi kınıyor; ırk, etnisite, milliyet din, mezhep farkı gözetmeksizin Bu dünyada yaşayan bütün insanları kucaklayarak bir daha olmaması temennisiyle
********************
Beş farklı insan..
Biri öğrenci, biri patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker..
Oktay Engin, Mithat Perin, Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve Sabri Yirmibeşoğlu..
61 yıl önce kaderleri ortak bir noktada buluştu.
1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra hayatları birden bire değişti.
*. *. *
Yıl 1955 idi..
5 Eylül'ü 6 Eylül'e bağlayan gece..
Selanik'te Atatürk'ün evi bombalandı..
Türkiye olayı TRT Radyo'nun öğlen 13.00 haber bülteninden duydu..
Ardından İstanbul Ekspress Gazetesi "Yıldırım Baskı" yaptı..
Normalde 20 bin satan gazete o gün tam 290 bin adet basılmıştı.
Özellikle Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtıldı..
İstanbul Ekspress tam sayfa verdiği haberde "Atamızın evi bombayla hasara uğradı" başlığını kullandı..
Gazete bombayı Yunanlılar'ın attığını yazıyordu..
İşte ne olduysa bundan sonra oldu..
Ülkede "Rum Avı" başladı.
Başta İstanbul olmak ùzere sahil kentlerindeki Rumlar'ın işyerleri ve evleri talan edildi...
15 Rum öldürüldü, 300 kişi yaralandı..
30'dan fazla kadına tecavüz edildi..
4214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile fabrika, otel, bar gibi 5317 mekan talan edildi..
Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildi..
İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.
Rum ,Yahudi ve Ermeni mezarlıkları saldırıya uğradı..
İki gün süren yağma, talan ve linçten sonra sıkıyönetim ilan edildi..
Türkiye'deki tüm gazeteler olayda "Yunan kışkırtması" olduğunu ve Yunanlılar'ın Atatürk'ün evinin bombalayarak halkı tahrik ettiğini yazdı..
*. *. *
Yunanistan hükümeti olayın aydınlanması için hemen soruşturma başlattı..
Öncelikle Atatürk'ün evinde hiçbir hasar yoktu..
Atılan bir ses bombasıydı..
Üstelik görgü tanıkları vardı..
Yunan makamlarına göre Atatürk'ün evini iki Türk, konsolosluk görevlisi Hasan Uçar ile üniversite öğrencisi Oktay Engin bombalamıştı.
Hasan Uçar yardım etmiş, Oktay Engin bombayı atmıştı
İkisi de hemen tutuklandı..
Bombacı Oktay Engin 21 yaşında ve Batı Trakya Türklerindendi.
Türkiye'nin verdiği bursla Selanik'te hukuk fakültesinde okuyordu..
Bir süre sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak ùzere serbest bırakıldı..
Yunanistan dışına çıkması yasaktı ama nasıl olduysa Türkiye'ye kaçtı..
Yargılaması bittiğinde 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı..
Yunanistan cezasını çekmesi için Oktay Engin'in hemen iadesini istedi..
Türkiye vermedi..
*. *. *
Oktay Engin Türkiye'ye geldikten sonra elini kolunu sallayarak dolaştı..
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıftan eğitimine devam etti..
Üniversiteye kayıt yaptırırken, Selanik'de eğitim gördüğüne dair geçerli belge getirmesi gerekiyordu..
Nedense ondan istenmedi.
Okurken İstanbul Belediyesi'nde maaşa bağlandı..
Mezun olunca kaymakamlık sınavını kazandı..
Çankaya kaymakamı oldu..
Ancak dönemin emniyet müdürü tarafından özel olarak istendi ve Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi İşler Müdürlüğü'ne atandı..
Eşi benzeri görülmemiş, inanılmaz bir terfiydi bu..
Bu göreve gelmek için en az 15 yıllık bir tecrübe gerekiyordu..
Acemi kaymakam Oktay Engin basamakları ikişer üçer çıkıyordu..
Sanki birileri "Yürü ya Oktay" demişti..
Ardından vali oldu..
Nevşehir Valisi..
Atatürk'ün Selanik'teki evini bombalayan adam artık bir Türkiye Cumhuriyeti valisiydi..
*. *. *
Ya diğerleri..
Oktay Engin'i hiç bir tecrübesi olmamasına ragmen siyasi şubenin başına getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin Nakipoğlu idi..
İlginçtir..
Hayrettin Nakipoğlu 6-7 Eylül olaylarının olduğu gün Beyoğlu kaymakamıydı..
Emniyet Müdürlüğü'nün ardından Adalet Partisi Kayseri Milletvekili oldu ve 1970 yılında İmar İskan Bakanlığı yaptı..
*. *. *
O gün "Atamızın evi bombalandı" manşetiyle yıldırım baskı yapan ve Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtılan İstanbul Ekspress gazetesininin sahibi Mithat Perin'di.
Olaylardan kısa bir süre sonra Demokrat Partiden İstanbul Milletvekili oldu..
Daha sonra Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyetlerinin başkanlığını yaptı..
*. *. *
İstanbul Ekspress Gazetesi'nin o dönem ki Genel Yayın Yönetmeni ise Gökşin Sipahioğlu'ydu..
Yıldırım baskıyı hazırlayan kişiydi..
1960'larda SIPA Press'i kurdu..
Askeri kriz yaşanan ve kimsenin girmeyi cesaret edemediği ülkelere girdi..
Bu ülkelerden dünya medyasına fotoğraflar geçerek tanındı..
1969'da SIPA Press dünyanın en büyük fotoğraf ajansı seçildi.
SIPA Press olay çıkacak ülkelere daha önceden muhabir göndermesiyle ünlendi..
O dönem Sipahioğlu'nun MİT'in Avrupa'daki önemli kaynaklarından birisi olduğu iddia edildi.
Yıllar sonra patronu Mithat Perin, 6-7 Eylül'de Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Gökşin Sipahioğlu'nu kullandığını itiraf etti..
*. *. *
Beşinci kişi Sabri Yirmibeşoğlu..
6-7 Eylül'de Özel Harp Dairesi'nde (Seferberlik Tetkik Kurulu) görevliydi..
Sonra Özel Harp Dairesi'nin Başkanı oldu..
1974 yılında Kıbrıs'ta Özel Harp Dairesi'nin sivil direnişi örgütleyen lideri olarak nam saldı..
Sabri Yirmibeşoğlu'nun yıllar sonra "6-7 Eylül bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı." demişti.
23 Eylül 2010 tarihinde Habertürk gazetesine ise şunları söylemişti.
"Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp'te bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."
*. *. *
Beş kişiydiler..
Beş farklı insan..
Biri öğrenci, biri patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker..
Oktay Engin, Mithat Perin, Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve Sabri Yirmibeşoğlu..
61 yıl önce kaderleri ortak bir noktada buluştu.
1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra hayatları birden bire değişti..
Sanki Allah hepsine "yürü ya kulum" demişti..
Casus filmi senaryosu gibi değil mi?.
Casus filmi demişken..
6-7 Eylül olaylarının olduğu günler İngiliz Sunday Times Gazetesi'nin muhabiri de İstanbul'daydı..
Hem de İstiklal Caddesi'nde..
Olayların tam ortasında..
Üstelik Atatürk'ün evinin bombalandığı Selanik'ten yeni gelmişti..
Kimdi o biliyor musunuz?..
Ian Fleming..
"007 James Bond" karakterini yaratan dünyaca ünlü yazar..
Ve İngiliz istihbarat örgütü MI6'ın ajanı..