Diyarbakır’da HDP’ ye yönelik baskınları ve gözaltılar siyasi parti temsilcileriyle konuştuk. Gözaltı operasyonlarının muhalefete verilen bir gözdağı olduğu ifade edildi.

          Diyarbakır’da HDP’ ye yönelik baskınları ve gözaltılar konuştuğumuz HDP Van Milletvekili Tayip Temel, muhalefete bir gözdağı olduğunu belirtirken, DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, göz altıların Kürt meselesindeki tutumun karşılığı olduğunu söyledi. Emek Partisi Bölge Yöneticisi Umut Yeğin ise, iktidarın Kürt siyasetini ‘terör ize’ ederek güçlerin bir araya gelmesinin önüne geçme çabası içerisine girdiğini vurguladı.

              Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla “yasa dışı doküman” bulunduğu gerekçesiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü ve Yenişehir İlçe Örgütü binalarına polislerce baskın düzenlendi. Zırhlı araçlar, polisler ve bariyerlerle ablukaya alınan partinin il ve ilçe binalarında milletvekilleri ve avukatların eşliğinde aramalar yapıldı.

               Aramalarda bilgisayar hard diski, çok sayıda kitap ve fotoğrafın yanı sıra bazı pankartlar ile bir çöp kovası ve fırça sapına el konulduğu belirtildi. Aramanın ardından HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Zeydan Zeyyat Ceylan ve Hülya Alökmen Uyanık ile Yenişehir İlçe Eş Başkanları Kasım Kaya ve Remziye Sızıcı gözaltına alındı. Eş başkanlar ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. 

TEMEL: MUHALEFET DİRENİŞ HATTI OLUŞTURMALI

         HDP Van Milletvekili Tayip Temel, yapılan operasyonun HDP’ye yönelik kuşatmanın somut bir göstergesi olduğunu söyledi. Diyarbakır gibi bir kentte il binasının basılması ve il başkanlarının gözaltına alınmasının çok özenle seçilmiş bir yönelim olduğunu belirten Temel, “Biz oradayken bunu anladık bunun hukuki delil toplamayla ilgisi yok.

                Partinin seçim kampanyasında kullandığı materyalleri, üye listeleri ve telefonları örgütsel döküm olarak kayda geçti. Aramalar sırasında işin, aslında birileri tarafından organize edildiğini gördük. Bu delil sayılmaz dediğimiz de ‘Doğru haklısınız bir sorayım’ diyor oradaki yetkili. Bir başkasına sorunca ne bulursanız delil kategorisinde değerlendirin talimatı almışlar belli ki” dedi.

                 Siyaseten HDP üzerinden yürütülen kutuplaştırma kampanyalarına da dair de konuşan Temel, bu tür tartışmaların Türkiye’nin demokrasisi açısından utanılası bir durum olduğunu belirterek, AKP’yi kapatmak isteyen kimi derin güçlerin bugün AKP ile birlikte HDP’yi kapatmak istediğini söyledi.

                   Bu durumda muhalefet güçlerinin devreye girmesi gerektiğini dile getiren Temel, “Bu sadece HDP’ye yönelik bir girişim değildir. Şu an HDP’yi savunmak Türkiye demokrasisini savunmaktır. Türkiye’de demokratik siyasetin iktidara alternatif olma hattını savunmaktır. Faşist karakterli iktidarını tarihin çöp sepetine göndermeyi savunmaktır.

                     Dolayısıyla çağrımız çok net. Diyarbakır il eş başkanlarımızın gözaltına alınması Türkiye’de bütün muhalefet güçlerine bir gözdağıdır. Küçük kaygılarla, korkularla, sabit ayrıntılarla bir araya gelmemenin artık önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İktidarın karşı güçleri zorla bastırmaya çalışmasının toplumsal zemini ve güç kaybettiğini gösteriyor. Demokratik güçlerin bir araya gelmesiyle, muhalefetin ortak bir potada birleşmesiyle bir direniş hattı oluşturmalıdır” diye konuştu.

ÜLSEN: KÜRT MESELESİNDEKİ TUTUMUN KARŞILIĞI

                “Adalet mülkün temelidir” sözünün devletlerin ve kamu erkinin dayanacağı en önemli temel ilke olduğunu belirten DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, “Devletler meşruiyetini ve gücünü adalet zemini üzerine kurar ve inşa ederler. Uzun zamandır Türkiye’de barışın, huzurun ve güvenliğin teminatı olan adaletten ve adalet duygusundan ciddi bir sapma olduğuna tanıklık ediyoruz. Hak ve özgürlük temelli bir bakıştan uzun zamandır kopmuş bir yargı pratiği var Türkiye’de” dedi.

                  Son dönem HDP özelinde yaşanan gözaltı ve tutuklamaların, iktidarın ve genel olarak muktedir atmosferin Kürt meselesi karşısında tutumunun bir karşılığı olarak okunabileceğini dile getiren Ünsel, “Dava dosyalarının içeriğinin basına yansıdığı kadarıyla bunu söyleyebiliriz. Bununla beraber genel olarak iktidarın ülkenin ciddi sorunlarına çözüm bulamadıkça muhalefete sardırması artık vaka-ı adliyeden sayılmaya başlandı ki bu durum gerçekten kabul edilemezdir” ifadelerini kullandı.

YEĞİN: BİR ARAYA GELMENİN ÖNÜNE GEÇME ÇABASI

Tek adam iktidarının halkların gözünde yitirdiği ‘itibarı’ karşısında, her kesime, her geçen gün daha fazla baskı ile top yekün bir saldırı gerçekleştirdiğini vurgulayan Emek Partisi Bölge Yöneticisi Umut Yeğin, “Yakın zamanda TTB’nin hedef haline getirilmesi, HDP’li belediyelere kayyum atanarak seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması, tutuklanan gazeteciler, yıllardır ödenmeyen tazminat hakları için Ankara’ya yürümek isteyen Somalı maden işçilerinin engellenerek gözaltına alınması, işçilere getirilen grev yasakları emeğe ve demokrasiye dönük top yekün bir saldırı olduğunun göstergeleridir” dedi.

            HDP il örgütü ve Yenişehir ilçe örgütü binasına yapılan baskın ile eş başkanlarının gözaltına alınmasının da bu saldırılardan bağımsız olmadığını belirten Yeğin, şunları söyledi:

              “Tek adam iktidarı bir yandan karşısındaki tüm emek ve demokrasi güçlerine saldırırken, öte yandan HDP’yi, Kürt siyasetini ‘terörize’ ederek bu güçlerin bir araya gelmesinin önüne geçme çabası içerisine girmiştir. Ancak bu çabayı Türkiye halkları, işçiler, emekçiler boşa çıkaracaktır. Biz bu saldırılar karşısında başta bölgedeki işçi ve emekçileri ve tüm Türkiye halklarını tek adam iktidarının saldırıları karşısında birlik olmaya, emek, barış ve demokrasi için mücadele etmeye çağırıyoruz.”

CHP: HUKUKİ DEĞİL SİYASİDİR

       Baskınların ve göz altıların hukuki olmadığını ifade eden CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, "HDP, 6 milyonun oyunu almış siyasi bir partidir. Onun için bunlar doğru değil. Belediyelere kayyum atadılar. En son 6 yıl önceki Kobane olaylarını bahane edip tutuklamalar, gözaltılar yaptılar.

          Şimdi de eş başkanlara gözaltılar oldu. Tabi gündemi değiştirmek zorundalar. Sıkışmış durumdalar, ekonomi dip yapmış, dolar ve euro başını almış gidiyor. Gündemi değiştirmek için,  ekonomi ve işsizlik konuşulmasın diye yapıyorlar. Bunların nedeni biraz da bu.

 Bu tür şeyleri doğru bulmuyoruz. Hukuki değil siyasidir" diye konuştu.