Türkiye’de yargı erkinin bağımsızlığı ve saygınlığını her geçen gün daha da fazla yitirdiğini, gazetecilere yönelik açılan soruşturma ve gazetecilerin yargılandığı davalarda verilen kararlarda açık şekilde gözlemlemekteyiz.
Son yıllarda hemen hemen her gün, bir haber gerekçe gösterilerek bir gazeteci ya tehdit edilmekte ya soruşturmaya uğramakta ya da hapis cezasına çarptırılmakta. Gazetecilerin hedef alınmasının yanında çalıştıkları kurumlar da idari veya para cezalarıyla karşı karşıya kalmakta.
İktidarın gerçeklerin duyulmasını, yaşananlara ilişkin halkın doğru bilgiye erişmesini engelleme amacını taşıyan basına yönelik davalarda ağırlıklı suçlamalar ise; ‘terör örgütü propagandası’, ‘terör örgütü üyeliği’, ‘gizli bilgileri açıklama’, ‘devlet sırrını ifşa’ ve ‘casusluk’ olmakta.
Hukuksal niteliği, polis fezlekelerinin kopya edilmesiyle en baştan sakatlanan yargılama süreçleri, ilerleyen aşamalarında ‘adil yargılanma hakkı’ nın ihlaliyle devam etmekte, siyasi nitelikli kararlarla sonuçlanmaktadır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bu anlayışın susturmak istediği meslektaşlarımızdan, bugün itibariyle sonuncusu Ayşegül Doğan olmuştur.
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdığı gazeteci Ayşegül Doğan, yargılanma sürecinde ifade ettiğimiz tüm hukuksuzluklar işlenerek cezalandırılmıştır.
Dosya kapsamındaki telefon dinleme kayıtları aracılığıyla hakkındaki en kritik suçlama olan ‘Demokratik Toplum Kongresi üyeliği’ iddiasının çöktüğü ve isminin inisiyatifi dışında yazıldığının ortaya çıkmasına karşın mahkeme heyeti, hukuku çiğneyerek meslektaşımızı mahkûm etmiştir.
Dosya kapsamında öne sürülen diğer iddialar ise yapılan haberler, dolayısıyla gazetecilik faaliyeti kapsamında kalmaktadır ki bunu görmemek için basın özgürlüğünün karşısında yer almak yeterlidir.
Meslektaşımız Ayşegül Doğan’a verilen hapis cezasının hukuki değil siyasi olduğunu ve kararı kınadığımızı duyuruyor; istinaf mahkemesine, ilk derece mahkemesinin yok saydığı düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü esas alarak kararı bozması çağrısında bulunuyoruz.”
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu