ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

ASGARİ ÜCRET SEFALET ÜCRETİ OLMASIN!

 

16 Aralık 2020 08:23
ASGARİ ÜCRET SEFALET ÜCRETİ OLMASIN!

 

 

  Emek partisi İl başkanı Şerif Demirel yazılı bir açıklama yaparak Asgari ücret çalışmalarını ve 2021 yılı bütçesini  hazırlayan iktidarı sert bir dille eleştirdi.

             Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 4 Aralık’ta Cumhurbaşkanı’nın  ’’acı reçete ve fedakârlık’’ çağrılarının gölgesinde yapıldı. Bu komisyon bugün de ikinci toplantısını yapacak. Asgari ücretle çalışarak ailesini geçindirenlerin halini anlamaktan uzak olanların oluşturduğu bu komisyon, 2021 yılı asgari ücretini aralık ayı içinde belirleyecek diyen Demirel “ Eğer işçilerin sesi fabrikalardan, meydanlardan yükselerek o masada yankılanmazsa asgari ücret yine açlık ücreti olarak kalacaktır.

               Asgari ücret yalnız asgari ücretle çalışan işçileri değil; çalışan tüm işçileri, emekçileri ve hatta emeklileri etkilemektedir. Asgari ücrete yapılan zam oranı, bütün diğer ücret zamlarına, bireysel ya da toplu sözleşme zamlarına, emekli maaşlarına emsal oluşturmaktadır.

              Bir yandan elektriğe, doğalgaza, temel tüketim maddelerine gelen zamlar, emekçilerin belini bükerken, diğer yandan da salgın ve ölüm korkusuyla çalışmaya giden işçiler; ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor.

             Ayrıca dolaylı ve dolaysız olarak kesilen vergiler, yılın başında alınan ücret zamlarını yok ederek asgari ücretin alım gücünü düşürmekte. Bu nedenle 2021 yılının ilk büyük toplu iş sözleşmesi anlamını taşıyan asgari ücret zammı ücret alan herkesi ilgilendiriyor.

               Paranın değer kaybetmesi, enflasyon ve hayat pahalılığı insan yaşamını etkilerken, “Ekonomiyi uçuruyoruz” diyenlerin işçi ve emekçiler söz konusu olduğunda akıllarına “acı reçeteden” başka bir şey gelmiyor.

                     Ama sermayeye yeni teşvikler, yeni vergi afları ile sürekli kaynak aktarılıyor. İşsizlik Fonu’nda biriken para, sayıları her gün artan işsizlere verilmek yerine sermaye sahiplerine peşkeş çekiliyor. İzne ayrılan işçilere de günlük 39 lira reva görülüyor. Bütün bunlar sermayeye, rantiyeye ve saraylara yetmediğinde ülkenin kalan kaynakları ve varlıkları birer birer satılıyor.

             Gün be gün işçi ve emekçilerin haklarına yönelik saldırılar artarken, işsizlik ve yoksulluk çığ gibi büyüyor, hayat pahalılığı katlanarak artıyor. Bu pandamı ve ekonomik kriz sürecinde yoksulluğun en ağır koşullarının yaşandığı ilimizde işçi ve emekçiler açlık ve yokluk ile boğuşurken, patronlar karlarına kar katıyorlar.

                Geçen ay için Türk-İş’in belirlediği 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 8 bin 85 TL, açlık sınırı ise 2 bin 516 TL iken, asgari ücret hala aylardır açlık sınırının altındadır. Buna rağmen işçilerden ’’acı reçete’’ kullanmaları ve ’’fedakârlık’’ beklenmektedir.

                   Pandemi koşullarında İşçilerin çeşitli hakları yok edilirken hayatları ise salgından ölmek ya da açlıktan ölmek gibi bir tercih ile kaşı karşıya bırakılıyor. Her gün haberlerde artık çuvala sığmayan mızrak gibi açığa çıkan salgının tırmanışını, hastanelerin kapasitesinin yetmediğini, doktorların, sağlık çalışanlarının feryadını görüyoruz.

                İşçiler, sağlık çalışanlar, PTT ve kargo çalışanları ‘‘çalışırken ölmek istemiyoruz’’ diye haykırırken iktidar ise bu çığlıklara kulak tıkamıştır. Buna rağmen açıklanan hiçbir önlem işçileri, emekçileri kapsamıyor. “Ölen ölür kalan sağlarla her koşulda üretime devam ederiz” diyerek bu çığlıklar görülmek istenmiyor.

             Hak arayan işçilere, kadınlara, üretici köylüye, küçük esnafa yönelik baskı ve saldırıların gün be gün artığını görüyoruz. Cumhurbaşkanı, toplu açılış törenine geldiği ilimizde “…Evimize ekmek götüremiyoruz…” diyen esnafa “…Bu bana abartılı geldi, eve ekmek götüremiyorum diye bir şey mi var bu ülkede, al bu keyif çayını iç…”diye yanıt vererek halkın halinden anlamadığını gözler önüne sermişti. Bu durumda yarınlarımıza, çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine dair iyi bir düşünce, iyi bir hayal canlandıramıyoruz.

 

 BU GİDİŞATA DUR DİYECEK GÜÇ İŞÇİLERDE, EMEKÇİLERDE!

 

              Emek Partisi olarak diyoruz ki; Artık yeter bu gidişat değişmeli, buna itiraz etmeli, dur demeliyiz. Bütün bu enkazın altında kalmaya rıza gösteremeyiz. Buna dur denilmesini bizim adımıza başkasından beklememeliyiz. Kendi kaderimizi kendimiz değiştirmeliyiz. Yoksulluk, işsizlik ve güvencesizlik kader değildir! Asgari ücret, açlık ve sefalet ücreti olmaktan çıkarılarak, insanca yaşanacak bir seviyeye yükseltilmelidir.

               Milyonlarca işçi ve emekçinin talebi ve beklentisi budur. Bunun için öncelikli olarak asgari ücretin belirlenmesi ve insanca yaşam için işçiler söz sahibi olmalıdır. İnsanca çalışma koşullar, iş cinayetlerinin durdurulması, insanca bir yaşam ve vergide adalet için işçi ve emekçiler birleşmeli, örgütlenmeli ve mücadele etmeli.

 Asgari ücret sefalet ücreti değil, insanca yaşanır bir ücret olmalı.

 Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı.

 Acı reçeteyi biz değil patronlar ödemeli.

 

 2021 BÜTÇESİ SAVAŞA VE SERMAYEYE KAYNAK BÜTÇESİDİR.

 

            TBMM Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçe teklifinin görüşmeleri sürüyor. Bütçeler yıl boyunca gelirlerin nerelerde ve kimlerden ne kadar gelir alınacağı ve toplanan bu gelirlerin nerelere ve nasıl harcanacağını gösterir belgelerdir.

               Bu anlamı ile sayısal verilerden ziyade iktidarın sınıfsal ve siyasal tercihlerini ortaya koyan politik metinlerdir. Bu anlamda önceki yıllarda yapılan bütçeler gibi bu bütçede işçi ve emekçileri kapsamayan, şeffaflıktan ve hesap verilebilirlikten çok uzaktır.

             2021 yılı merkezi bütçe 1 trilyon 346 milyar TL olması öngörülüyor. Tıpkı önceki yıllarda yapıldığı gibi, 2021 yılı bütçesi de işçiler, köylüler, küçük esnaf ve işsizler; yani kısacası emekçi halkın ihtiyaçları gözetilmemiştir.

              Tam tersine her dönem olduğu gibi tamamını kendi çıkarları için kullanan sermayenin, savaşın, rantiyenin ve tüccarın ihtiyaçları gözetilmiştir. Bütçe görüşmelerinden anlaşıldığı kadarıyla bu bütçe borç, faiz, rant ve vergi bütçesidir.

               Bu bütçede 245 milyar lira açık, 185 milyar lira borç faizi ödenmesi öngörülüyorken, Merkez Bankasının rezervlerinde eksi 47 milyar dolar seviyesinde açık görülmekte. Bütçe gelirleri olarak çalışanlardan 195 milyar lira gelir vergisi, 213 milyar lira da dolaylı vergi toplanması planlanıyor. Buna karşılık zenginlerden ve patronlardan vergi almak yerine bunlara bütçeden kaynak aktarımı yapılıyor.

               Şirketlerin kullandığı tarımsal kredi faizleri için 5,5 milyar lira ayrılmasına rağmen, üretici köylünün aldığı krediler ertelenmiyor, üstüne üstlük hayvanlarına ve traktörlerine haciz yoluyla el konuluyor.

              Pandemi sürecinde küçük esnaf zor durumdayken herhangi bir yardım yapılmıyor, ama büyük inşaat şirketlerine ve şehir hastanelerine ballı börekli krediler sunuluyor. Ayrıca bu bütçenin %17’si savunma ve güvenlik harcamaları için ayrılırken Cumhurbaşkanı’na ise örtülü ödenekten istediği gibi harcama yapma yetkisi veriliyor.

                 Bütçe kaynakları hoyratça harcandığında bu bütçede ne insanca yaşanacak bir asgari ücret çıkar, ne de emekçileri rahatlatacağı bir kaynak çıkar. Çıksa çıksa iktidarın acı reçeteleri ve daha çok fedakârlık istekleri çıkar.

                   Emek Partisi olarak diyoruz ki; bu bütçe işçinin, emekçinin ve halkın bütçesi değil savaşın, sermayenin ve rantiyenin bütçesidir. Bu sermaye düzeni değişmedikçe ve patron partileri iktidar olduğu sürece cefayı işçi sınıfı ve halk çekecek, sefayı ise sermaye ve patronlar sürecektir. Bu bütçedeki kaynakları lehimize kullanabilmenin tek tolu vardır; bir araya gelmek ve mücadele etmektir.

 Sermaye ve rant bütçesine hayır!

Dolaylı vergiler kaldırılsın!

 Patronlara servet vergisi getirilsin!

Şerif DEMİREL

 Emek Partisi Malatya İl Başkanı

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.