1978 yılında Maraş’ta yaşanan ve resmi rakamlara göre 120 denilen ne yazık’ ki daha fazla kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişininse yaralandığı Maraş Katliamının üzerinden 42 yıl geçti.
Yaşanan bu katliam, basit bir “Alevi-Sünni” düşmanlığı ile açıklanamayacak kadar alçakça yapıldı. Noktasına, virgülüne kadar hesaplanmış, planlı ve örgütlü bir saldırıydı ve 7 gün süren katliama hiçbir müdahalede bulunulmadı.
Peki, ne değişti o günden bu güne? Hakkını arayanlara ve adalet isteyenlere yönelik, yok etme ve öldürme arzusunun, insanlık dışı bir hırsla devam ettiği topraklarda yaşıyoruz. Maraş katliamının faillerinin cezalandırılmaması Çorum’u yaşattı.
Ardından bu topraklar Sivas’ı, Gazi’yi, Roboski’ yi, Suruç’u, Ankara’yı gördü. Bu saldırılar faili meçhul kaldığı sürece bir yenisi eklenmeye devam edecek. Mafyalar etrafa tehditler savururken, hakkını arayan madenciler yerlerde sürüklendiği sürece bu topraklara adalet gelmeyecek.
“Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır” diyen Bağlarbaşı camii imamı Mustafa Yıldız zihniyeti, hala aramızda gezdikçe bu topraklara huzur gelmeyecek. Çocuklara oyuncak götüren gençleri katledenlere “öfkeli gençler” dendiği sürece, bu ülkeye umut gelmeyecek.
Laik, demokratik, özgür bir ülkede eşit haklarla, eşit koşullarda, barış içinde, birlikte, bir arada yaşama inadından vazgeçmeyen bizler; demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün yeşermesini istediğimiz bu coğrafyada katliamlarla yüzleşmenin şart olduğunu düşünüyoruz.
Bizler Maraş’ta kocasına “Beni sen öldür, onların eline bırakma” diyen Ümmühan Doğan’ı, parçalandıktan sonra kazana atılıp, yakılan 14 yaşındaki Ali Tıraş’ı,
Karnında 8 aylık bebeğiyle katledilen Esma Suna’yı,
Kendi düğün gününde öldürülen Mehmet Ali’yi,
Sivas’a türküleri ve semahlarından başka bir şey götürmedikleri halde yakılarak katledilen otuz üç canımızı,
Ankara’da barış istedikleri için katledilen canları da, katledenleri de, bu katliamlara seyirci kalanları da unutmadık unutmayacağız.
Akıtılan bunca kanın hesabı sorulana kadar, her alanda var olacağız. Bu ülkedeki farklı inanç ve kültürlere mesafe koymadan, ötekileştirmeden, bu kan gölüne çevrilmiş topraklara barış, eşitlik ve adalet gelene kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Maraş Katliamını unutmadık, unutturmayacağız!