Basın üzerindeki baskıları konuştuğumuz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri “Akvaryumdaki bir balık ne kadar özgürse basın da o kadar özgür” diyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yaptığı açıklamada iktidarı dönemindeki basın üzerindeki ağır baskı ve sansürü görmezden geldi. Basın üzerindeki gerçek baskıyı ve bu açıklamaları konuştuğumuz gazeteci adayları olan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri basın ve medya üzerindeki baskıları yakından takip ediyor ve “Akvaryumdaki bir balık ne kadar özgürse basın da o kadar özgür” diyorlar.
"ÖZGÜR OLACAĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM"
Gazetecilerin her an hapse girme tehdidi ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Yunus, “Erdoğan kendisini şirin göstermek istiyor, basın özgürlüğü konusunda ’80’li yıllara geri döndük. Bugün basın ve medyanın üzerinde büyük bir baskı var. Gazeteciler her an hapise girme tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.
Basın özgürlüğü tartışmaları için “Akvaryumdaki bir balık ne kadar özgürse basın da o kadar özgür” diyen Seçil, “Mezun olduktan sonra özgür bir şekilde gazetecilik yapacağımı düşünmüyorum, çalıştığım kurumun ideolojisi neyse ona yönelmek, yazmak zorundayım.
Basın asla özgür olmayacak; siyasiler, medya patronları, büyük iş insanları tarafından sürekli kontrol altında tutulacaktır. Medya yönetimi gazetecilerin değil iş insanlarının elinde olduğu sürece medyanın demokratik ve bağımsız olacağını düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
Baskının sadece basının üzerinde olmadığına dikkat çeken Doğukan, “Bugünlerde sadece basının üzerinde değil halkın üzerinde de bir baskı var.
Kimse özgür bir şekilde düşüncelerini dile getiremezken basının veya medyanın bunu yapabilmesi komik olurdu. Halk ifade özgürlüğünü geri kazanır ve korkmazsa basın ve medya hayli hayli özgürlüğe kavuşacaktır” dedi.
"BAĞIMSIZ BASINI KUŞATMAYA ALIYOR"
Basın özgürlüğünün kendisi ve gelecekteki meslektaşları için çok önemli olduğunu belirten Cansu ise şunları anlatıyor: “Basın özgürlüğü biz geleceğin gazetecileri için çok önemli fakat ülkemizde bunun sağlanamadığını düşünüyorum. AKP iktidarı 19 senede basın özgürlüğünü geriletti ve bir sürü yasaklar getirdi.
Bağımsız olan basını da ekonomik ve siyasi olarak kuşatmaya alıyorlar. Basın İlan Kurumu tarafsız gazetelere ceza vermede iktidarın baskı aygıtı gibi kullanılıyor. Bugün ülkemizdeki basın çoğunlukla yandaş ve tek sesli.
Dürüstçe yaptığımız haberlerin arkasında durmalı ve dayanışma içinde olmalıyız. Fakat ne yazık ki günümüzde gazetecilerin bir çoğu gerek geçim derdi gerekse işsiz kalma korkusuyla hür bir şekilde haber yapamayacakları yerlerde çalışmak zorunda kalıyor” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
AKP iktidarı boyunca en az 808 gazeteci tutuklanırken, sadece 2020 yılında en az 87 gazeteci cezaevine gönderildi.
Birçok gazeteci haberleri nedeniyle dava ve soruşturmaların hedefi haline getirildi. Gazeteciler üzerine baskı, sansür ve tutuklamalar artarken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yayımladığı açıklamada “Türkiye olarak basın özgürlüğünden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğimiz gibi, bu kavramın istismar edilmesine de, içeride ve dışarıda ülkemiz aleyhine kara propaganda için kullanılmasına da asla müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan medyanın “Daha demokratik, özgürlükçü ve çok sesli bir yapıya kavuşması yönünde önemli ilerlemeler” kaydedildiğini ileri sürmüştü.