Malatyalı gerçek çevreciler fidan dikme kampanyasında Malatya Çevre Platformu’nun (MALÇEP) duyurduğuna göre Malatya Yeşilyurt Belediyesi Nisan Ayı toplantısında, “çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek” adlı bir proje kapsamında belediye tarafından geçtiğimiz 15-27 Eylül 2020 tarihleri arasında Almanya’ya gönderilen 45 kişiden 43’ünün geri dönmediği ortaya çıktı.
Sahte çevreciler geziyor
Belediye Meclis toplantısında AKP’li yönetimle muhalefet arasındaki tartışmalar sırasında Malatya Kişisel Gelişim Dünyası Derneği ile belediye ve Almanya’nın Saksonya Eyaleti Hannover şehrinde faaliyet gösteren Mega Kilit GMBH şirketi arası işbirliği sonucu geliştirilen proje kapsamında, hizmet pasaportu ve gerekli vizeleri sağlanarak Almanya’ya gönderilen 45 kişiden 43’ünün geri dönmediği dile getirildi.
Belediyede buna ilişkin müfettiş soruşturması sürerken, bu kişilerin 15 Temmuz soruşturmalarından kaçmış olabileceklerine ilişkin şüpheler dile getiriliyor.
Gerçek çevreciler mücadele ediyor
Bu arada Belediye Meclisinde bu konuların konuşulduğu günlerde, Malatya’nın gerçek çevrecileri maden şirketlerince delik deşik edilen topraklarını korumaya çalışıyor ve ağaç dikme kampanyası düzenliyorlardı. Yaklaşık 8 milyon kayısı ağacının olduğu ve dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 80’ini karşılandığı Malatya aynı zamanda bitki türleri bakımından da dikkat çekiyor.
Yöredeki 890 bitki türünden 354’ünün endemik olduğu saptanmış. Ancak son yıllarda ülkenin her yeri gibi burada da maden arama faaliyetleri arttığı gözleniyor. Dağları delik deşik etmek için yapılan 735 ÇED başvurusunun çoğu maden aramakla ilgili.
Hekimhan yakınlarında yoğunlaşan siyanürle altın çıkarma amaçlı faaliyetlere dikkat çekmek amacıyla, 8 Nisan’da MALÇEP ’in çağrısıyla bir fidan dikme eylemi başlatılarak, konuyla ilgili açıklama yapıldı.
Malatya Çevre Platformu’ndan Hüseyin Çıplak, Sendika. Org’a yaptığı açıklamada uluslararası madencilik şirketlerinin paravanı konumundaki yerli şirketlerin Hekimhan ve Arguvan arasında sondaj çalışmalarını sürdürdüğünü, asıl amaçlarının da altın rezervlerini tespit edebilmek olduğunu belirtti.
Yaz ayları dışında nüfusun oldukça düşük ve yaşlılardan oluşmasını fırsat bilen madenciler gerekli prosedürleri ve köylülerin mülkiyet haklarını da hiçe sayarak hukuk tanımaz bir şekilde işlemlerine devam ediyor.
Çevre, çevreyi yok edenlerin desteğiyle korunamaz
Yaygınlaşan çevre katliamlarına karşı birçok yerde köylüler ve çevreye duyarlı yurttaşlar toprağı, suyu ve yaşamak için harcadıkları emeklerini korumak amacıyla eylemler yapıyor. Bu sırada apolitik bir yaklaşımla “önemli olan bir canı kurtarmak, yeşili korumak, gelecek kuşaklara miras bırakmak” gibi düşünceler dile getiriliyor.
Çevre katliamlarına göz yuman, ortak olan kimi belediyeler, kamu kurumları, şirketler ve bu düzenin politikacıları, gerçek sorumluları gizleyen bu tür söylemleri hemen sahipleniyorlar. Sorunları çözecek olanlar, o sorunları en ağır biçimde yaşayanlardır.
Kâr amacıyla çalışan şirketler ne yeşili koruyabilir, ne de suyu, toprağı ve emeğimizi. Bu şirketlerin desteğiyle koltuk kazanmış düzen politikacıları, sömürü ve zulmün mağdurlarından yana değildir. Olay, bu gerçeği bir kez daha görmemizi sağlıyor.