Türkiye’de düşünce, ifade ve basın özgürlüğü mücadelesi kapsamında meslektaşlarımıza yönelik sansür, tehdit-şiddet, gözaltı-yargılama, özlük haklarında yaşanan kayıplar ile haberlerde yapılan manipülasyonları kayıt altına aldığımız ve her ay kamuoyuna duyurduğumuz ‘Medya İzleme Raporu’nun 36’ncısını da tamamlayarak sizlerle paylaşmaktayız.
2021 yılının nisan ayını kapsayan 36’ncı raporumuzda; RTÜK’ün 435 gündür Sözcü TV’nin yayına geçmesini engellemesi, Van’da biri sonradan hayatını kaybeden iki köylüye işkence iddialarını gündeme getiren gazetecilerin 6 aylık tutukluluk süresinin ardından tahliyeleri, gazetecilerin aşılanmasına ilişkin süreç ve bu bağlamda aşılama konusunda alınan kararlar ile sendikalı oldukları için 2019 yılının sonunda işten çıkartılan 45 meslektaşımızın mücadelesi geniş olarak yer aldı.
Bu ayki raporumuza yansıyan gelişmelerin istatistiki analizi ise; 22’si tek bir davada olmak üzere toplam 48 basın emekçisi 17 dava kapsamında hakim karşısındaydı. Bu yargılamalar sonrası tahliye ve beraat kararlarının yanı sıra bir gazeteci 1 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Haber ve köşe yazılarından kaynaklı üç basın mensubu hakkında, 23 yıl 4 ay hapis istemli üç yeni iddianamenin hazırlandığı geçen ay, yargılanma süreçlerini AİHM’e taşıyan 10 gazeteciye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toplam 155 bin 500 Euro tazminat ödenmesi kararı çıktı. İki olay kapsamında 4 gazetecinin gözaltına alındığı tespitini yaptığımız geçen ay, 21 yayın organında, 103 haber ve köşe yazısına (95’i tek bir yanın organında olmak üzere) erişim engeli konuldu. İki kez aynı yayın organı hakkında olmak üzere toplam 7 yayın organına geçen ay yayın yasağı konuldu.
RTÜK geçen ay, 2’si Halk TV, 2’si KRT, 1’i de Tele1 olmak üzere 5 kez idari para cezası uyguladı. Basın İlan Kurumu, BirGün’e üç gün süreyle resmi ilan ve reklam cezası verdi.
Türkiye’de; basın kuruluşları ve basın emekçilerine yönelik baskıların sistematikleştiği ve de kanıksatılmaya çalışıldığı bir dönemden geçtiğimiz, rapor arşivlerimizden de görülmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde son yıllardaki yerini (151.-157. sıralar) benimseme hali, yaşadığımız sorunların kronikleştiğinin ifadesidir.
Mayıs ayının ilk günlerinde yayınlanan bir genelge de basın özgürlüğüne saldırıların üstüne adeta tüy dikmiştir. Hem Anayasa hem de yasalara aykırı olan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ses ve görüntü alınmasının engellenmesine ilişkin genelgesi, basın özgürlüğüne açık bir tehdit olup, uygulamada kaldığı her saniye bizzat suçu teşvik niteliğindedir.
Gazetecilik, halkın haber alma hakkını korumak için gerçeklerin peşinden koşma mücadelesidir ve iktidarın keyfine terk edilemez.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu