İmam Mustafa Demirkan’ın, Erdoğan'ın da dinlediği sırada Atatürk'e hakaret etmesi tepkilerin odağında. Demirkan hakkında suç duyuruları arka arkaya gelirken, Eğitim İş Sendikası "Atatürk olmasa içine girecek bir cami dahi bulamayacak olsan da ona dil uzatma gafletine düşecek kadar iyiliği örten sen, 'kafara'da kendi tanımını görebilirsin" dedi.
Türkiye iki gündür, Ayasofya’da, İmam Mustafa Demirkan’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da dinlediği sırada söylediği sözleri konuşuyor.
Odatv’nin ortaya çıkardığı görüntülerde Demirkan şunları söylemişti:"Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldiki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir... Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma... "
Bu sözlerin ardından Demirkan’a büyük tepkiler yükseldi.
SUÇ DUYURULARI
Ankara Barosu ve İzmir baroları, Halkın Kurtuluş Partisi ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e atfen "zalim ve kâfir" diyen imam Mustafa Demirkan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.
Ankara barosundan yapılan açıklamada, "28.05.2021 günü Ayasofya Camiinde yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi hatırasına alenen hakaret eden Mustafa Demirkan hakkında hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması için Baromuzca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur." denildi.
İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada, “Törene katılan çocuklara 430 Sayılı Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) çiğnenmek suretiyle uygulamaya konulan Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi kapsamında hafızlık icazeti verilmiş, yine 2596 Sayılı Kanuna aykırı olarak, ruhani kıyafetler giydirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına aykırı olarak gerçekleştirilen bu törende, Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski imam hatibi Mustafa Demirkan isimli zat, kimden alındığı belli olmayan bir yetkiyle yaptığı konuşmasında doğrudan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmiş ve bu hakaretler kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendilerine emanet edilen koltukları işgal eden şahıslar tarafından sessizce dinlenilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
EĞİTİM İŞ: BU CÜRETKARLIKTAN DAHA ACI OLAN İSE…
Eğitim İş Sendikası, “Atamıza hakaret edenlerin peşini bırakmayacağız!” başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Sendikanın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“AKP'nin tarikatlarla düzenlediği bir siyasi şov eşliğinde camiye çevrilen İstanbul'un kıymetlilerinden Ayasofya'nın engin kubbesi, yine ve yeniden nankör sözlerle kirletilmiştir.
Camiye çevrildiği gün Diyanet İşleri Başkanı'nın büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatmasının ardından bu kez bir başka imam, onun açtığı yoldan gitmiş ve aynı nankörlüğü sürdürmüştür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Ayasofya'daki 29 Mayıs'taki hafızlık konulu programda Mustafa Demirkan adlı imamın ülkemizin kurucusu Atatürk'e lanet okuması toplumda adeta infial yaratmıştır.
Utanmaz imam, ‘Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir...’ diyerek içindeki Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını kusmuş, buna da dini alet etmiştir. Bu cüretkarlıktan daha acı olan ise devletin başında bulunan Cumhurbaşkanı'nın küfürden farksız bu sözleri huşu içinde dinlemesidir.
Atasına sevgisi ve vefası hiçbir zaman azalmayan Türk halkı, bu hakarete her mecradan tepki göstererek gerekli mesajı verse de Atatürk'ün aziz hatırasının ve Cumhuriyet'in her zaman koruyucusu olan Eğitim-İş olarak, elbet bize de iş düşmüştür.”
“ATATÜRK OLMASA İÇİNE GİRECEK BİR CAMİ DAHİ BULAMAYACAK OLSAN DA…”
Eğitim İş’in açıklaması şöyle devam etti: “Öncelikle hadsiz imamın ‘daha zalim ve daha kafir kim olabilir’ ifadesini bir soru kabul ederek cevap verelim:
- Bir zalim arıyorsan bu toprakları düşman zulmünden kurtaran büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk'e değil, onun hatırasına utanmazca saldıranlara bakabilirsin.
- Daha zalim arıyorsan, onun kurduğu ülkede, onun kurduğu Diyanet'ten para alırken ona dil uzatan alçaklara bakabilirsin.
- ‘Vakıf emanetine aykırı davranarak lanetlenen bir zalim’ görmek istiyorsan, onun halka açtığı ve dokunulmasın dediği Atatürk Orman Çiftliği'ne dahi göz dikenlere, O'nun toplum kalkınsın diye açtığı kurum ve fabrikaları özel sektöre peşkeş çekenlere, O'nun adına okul tabelalarında bile tahammül edemeyenlere bakabilirsin.
‘Daha kafir kim olabilir’ sorusuna gelince;
- Arapça tanrı tanımaz anlamına gelen "kfr" ve örtmek, gizlemek anlamına gelen "kafara"dan öğrenmeye başlayabilirsin. "Kendisine yapılan bir iyiliği örtmek, nimeti yalanlamak" anlamına gelen 'kafara'da, bu ulusun en büyük nimeti olan Cumhuriyet'i yalanlayan sen kendini bulabilirsin.
Atatürk olmasa içine girecek bir cami dahi bulamayacak olsan da ona dil uzatma gafletine düşecek kadar iyiliği örten sen, "kafara"da kendi tanımını görebilirsin. "Kafir"in, "kafara"nın izini süreceksen, bu halka özgürlüğünü kazandırmak suretiyle yapılan en büyük iyiliği örtmeye çalışan kendinden başlayabilirsin.
- Mesele din ise, daha kafirini siyaseti dine alet edenlerde, dini ticarete meta edenlerde, dini suçlara örtü edenlerde, dini kullanarak dine en çok zarar verenlerde bulabilirsin.
- "Kafir"in kökenindeki kelime anlamında olduğu gibi "saklamak" ise mesele, Cumhuriyet alerjisini saklayan ve karanlık çukurunda başını çıkartacağı uygun ana kadar kendini gizleyen sen, kendin gibilerde kafirliği bulabilirsin.
“BU HADSİZLİĞİN PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIMIZI İLAN EDİYORUZ”
Yani imam Mustafa Demirkan, "Daha zalim ve kafir kim olabilir" sorusuna gerçekten bir yanıt arıyorsan, kafanı senin Ata'ya hakaretlerini kuzu kuzu dinleyenlerden çevirip aynaya bakabilirsin.
Yine de biz, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün izindeki eğitim neferlerinin oluşturduğu Eğitim-İş olarak, sana da sana bu hadsizlik için cesaret verenlere de sorduğun sorunun cevabına ulaşmanız için harekete geçtik.
Bugün itibariyle hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu, istediğin cevapları alana kadar sürecin takipçisi olacağımızı, bu hadsizliğin peşini asla bırakmayacağımızı ilan ediyoruz!”
SAVCIDAN TEPKİ: "SİZ NE ARA TÜREDİNİZ BÖYLE"
Demirkan’a sosyal medyada büyük tepkiler yükselirken, söz konusu isme bir sert tepki de Yargı camiasından geldi.
Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın “Metastaz” kitabına da konu olan Savcı Akif Celalettin Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dikkat çekti.
Şimşek, paylaşımında, “Ben, bir Müftü çocuğuyum. Babam 40 yıl bu vatana bir din adamı olarak hizmet etti. Bunun 25 yılını, 6 farklı ilin müftüsü olarak geçirdi. Evimizde, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı en ufak bir olumsuz laf ettiğini duymadım.
Bahsi açıldığında, sitayişle bahseder, askeri dehasını anlatır ve bu vatan için büyük bir şans olduğunu söylerdi. Biz böyle gördük, böyle okuduk, böyle bildik. Ya siz ne ara türediniz böyle? Vatanın ve Ülkenin Kurtuluşu için canını dişine takan bir Devlet Adamına söylenecek sözler mi bunlar?” ifadelerine yer verdi.
ARINÇ’A “HESAP VERECEKSİN” DEMİŞTİ
Akif Celalettin Şimşek, geçmişte de yaptığı çıkışlarla çokça konuşulmuştu. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde AKP'li Bülent Arınç’ın, "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" sözlerine “Biz ahmakmışız, biz bilmem neymişiz' diyor.
Böyle bir şeyi ben kabul etmiyorum. İsme girmiyorum. Ne demek istediğimi anladınız. Hiç kimse kusura bakmasın. Herkes bugüne kadar bu ülkeye ihanet eden kişilerin içerisinde yer alan, bunlara destek olan, bunların suiistimallerine göz yuman, karşılarında bize saldıran herkes hesap verecek" diyen Şimşek, bu sözleriyle o dönem Türkiye'nin gündemine oturmuştu.
ADANA BAROSU SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, Demirkan hakkında millete ve “Atatürk'ün manevi hatırasına alenen hakaret" nedeniyle soruşturma açılması ve derhal görevden alınması için suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Küçük, “Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bugünlerde garip ve skandal sözler beyhude bir algı oluşturma çabasından öte bir şey değildir. Ama şu iyi bilinmelidir ki, Atatürk’e ve ülkemizin kurucu kahramanlarına dil uzatmak bütün halkımıza ve milli değerlerimize dil uzatmaktır.
Pervasızca ve büyük bir utanmazlıkla Türkiye’nin kuruluş yıllarını ve Atatürk’ü hedef alarak iftira atılmasını, çirkin ifadeler kullanılmasını şiddetle ve esefle kınıyorum” dedi.
ADD: “AYASOFYA ATATÜRK’E HAKARET MERKEZİ OLDU”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kayseri Şubesi’nden de “Ayasofya Atatürk’e Hakaret Merkezi (AHM) oldu” açıklamasını yaptı. ADD’den yapılan yazılı açıklama şöyle:
“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan sonra Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski İmam Hatibi Mustafa Demirkan da Atatürk’e hakaret etti.
Demirkan’ın üstelik Cumhurbaşkanı’nın huzurunda Cumhuriyetimizin kurucusu, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmesinin hesabını hukuk önünde elbette soracağız. Atatürk’e zalim ve kâfir diyenlerin vatanımızı işgal eden emperyalistlerle iş birliği yapan Vahdettin’den, Damat Ferit’lerden, Ali Kemal’lerden, Dürrizade Abdullah’lardan farkı yoktur. Onlardan sorulduğu gibi bunlardan da hukuk önünde hesap sorulacaktır.”
KAYSERİ BARO BAŞKANI: ‘ATATÜRK’E HAKARET EDEN, ETTİREN HER KİM OLURSA OLSUN, SÜZME SOYSUZ, VATAN HAİNİDİR”
Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit Dursun da sosyal medyadan yaptığı paylaşımda çok sert ifadeler kullandı. Dursun “Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden, ettiren her kim olursa olsun, süzme soysuz, vatan haini ve şerefsizdir.
Bugün Kudüs'ün, Mısır'ın, Bağdat'ın, Belgrad'ın ve daha binlerce fethettiğimiz yerin fethini kutlayamayıp, İstanbul'un fethini kutlayabiliyorsak, bu Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Lozan ve Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir” dedi.
Dursun’un açıklaması şöyle:
“Tarih boyunca, Kürşat'lar, Mete Hanlar, Sultan Alpaslan'lar, Osman beyler, Fatih'ler, Kanuni'ler ve Atatürk'ler ve daha tarihteki tüm liderlerimiz bizim ortak değerlerimizdir. Ayıranlar bizden değildir.
Bugün, her kim hangi makamda, mevkide bulunuyorsa, bu devleti yönetiyorsa, Bizler bu topraklarda vatan olarak, al bayrağın altında bağımsız olarak yaşıyorsak, tüm bunlar Önce Allah, sonra Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Atatürk, Türkiye'dir.”
Odatv.com