Polis ablukasında Gezi anması: "Karanlık gider Gezi kalır"
Taksim Dayanışması, Gezi direnişinin 8. yılında Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararı sonrası polis ablukası altında yaptığı açıklamada, "Karanlık gider Gezi kalır" dedi.
Gezi Parkı direnişinin 8. yılı dolayısıyla Taksim Dayanışması'nın basın açıklaması gün içerisinde Beyoğlu Kaymakamlığı'nın yasak kararı sonrası polis ablukası altında gerçekleşti. Taksim'e ve İstiklal Caddesi'ne çıkan bütün yolları kapatan polis, Taksim Dayanışması'nın basın açıklaması için toplanma çağrısı yaptığı TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın bulunduğu İpek Sokak'a girişlere izin vermedi.
Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre, polis İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası önünde toplananların bir araya gelmesini izin vermedi. Polis engellemesi üzerine iki ayrı noktada basın açıklaması yapıldı.
"Karanlık gider Gezi kalır" yazılı pankart açan Taksim Dayanışması üyeleri, "Halka değil çetelere barikat" sloganı attı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bundan sekiz sene önce, bu iktidar insanlık onurumuza dokunduğu için, haklarımızı gasp ettiği için, kentsel hafızamızı yok ettiği için, doğayı ranta kurban ettiği için, bize yaşam alanı bırakmadığı için Gezi'de buluşmuş, bir arada olmanın coşkusunu, gerçeği haykırmanın gururunu, direnmenin onurunu yaşamıştık.
Biz Gezi'de söylemiştik:
Pandemi süreci bir kez daha gösterdi ki bu iktidar halkına yabancıdır. Yasaklar, cezalar hep halka, tüm imtiyazlar ise bir avuç muktedirden yanadır. Ne halkın sağlığı, ne yoksulluğu, açlığı, işsizliği ne de gençlerin geleceksizliği umurlarındadır. O kürsülerden çekilen azarlar, savrulan tehditler, hukuksuz yargılamalar, siyasi tutuklamalar hepsi korku salmak için, çünkü iktidarlarını ayakta tutabilmenin tek yolu bu.
Gezi'yi yargılamaya kalktılar. Bir, iki yetmedi üçüncü kez torba dava ile adını kirletmeye çalışıyorlar. Değil üç; beş, on, bin kere de yargılasanız Gezi'nin haklılığı ve gerçekliği karşısında her seferinde yenileceksiniz. Gezi, defalarca ortaya saçılan mafya-devlet-sermaye-çete ilişkilerine benzemez. Onlar çetelerle, mafyayla rant peşinde koşarlar, biz bir fidana su vermek için.
Biz, ağaçları yerinde tutmak için, dereler kurumasın diye, ekmeğini kazanırken bir can daha göz göre göre gitmesin diye, kimse ayrımcılığa uğramasın diye, bu ülkenin neredeyse yarısı açlık sınırındayken yüzde biri daha da palazlanmasın diye uğraşırız. Biz direnişin adıyız onlar saldırının. Bu iktidar karanlık ilişkileri yüzünden yarattığı pislikle boğuşurken biz tarihin sayfalarında tertemiz, alnı açık bir halk hareketi olarak anılacağız.
Umudumuzu yitirelim istediler. Bunca hukuksuz yargılama, cezalar, şiddet, gözaltı, göz göre göre talan...
Gezi unutturulamaz
Ama bir şeyi unutuyorlar: Gezi başlı başına bu halkın eşitlik, özgürlük, adalet umududur. Gezi yurttaşların kendi kaderini tayin etme iradesi ve kararlılığıdır. Bir kez yaşayan ömrünce unutamaz, Gezi unutturulamaz!
Gezi ruhu Boğaziçi'ndeki gençlerdedir, 142 gündür her hava koşulunda rektörlüğe sırtını dönerek bekleyen akademidedir. Gezi direnişi İstanbul Sözleşmesi için tüm yurtta sokaklara çıkan, kolluk şiddetine rağmen pes etmeyen kadınlardadır, İkizdere'de yolları kesilse de dik yamaçlardan, sarp yollardan iş makinaları önüne çıkmayı başaran, Van Gürpınar'da üzerlerine ateş açılsa da haklarını savunmaya devam eden köylülerdedir. Biz size yalvarmayacağız, çayımızı satacağız diyen ve geri çekilmeyi reddeden Hopa'nın, emeğine sahip çıkışındadır Gezi.
1 Mayıs alanlarında saldırıp gözaltına aldığınızda, kolları arkadan kelepçelenmiş, başı asfalta yapıştırılmış olsa da kameralara gülümsemeyi başaran gözlerdedir Gezi.
Soma'da, Çorlu'da, Hendek'te, Aladağ'da ve ülkeye yayılmış tüm kadın cinayetleri davalarında yükselen adalet taleplerindedir Gezi.
'Gezi bizim dünümüz değil geleceğimizdir'
Parayı ve rantı tek değer olarak kabul edenlerin karşısında paylaşımın, tüketimin karşısında üretimin, yozlaşmanın karşısında aydınlanmanın direnişidir Gezi! Bugün de aynı taleplerimizi bir kez daha yükseltiyoruz:
Acil demokrasi istiyoruz. Bu halk, adil, özgür ve eşit bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Haklarımızı istiyoruz, alana kadar direneceğiz! Gezi'de canlarımızı bıraktık. Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Hasan Ferit Gedik, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan için direneceğiz! Düşlerdeki özgür dünyayı kuracağız. Onlara sözümüzdür.
Gezi bizim dünümüz değil geleceğimizdir.
Kayyumlarla, kararnamelerle gasp edilen demokrasinin parlak ve temiz geleceği için en somut dayanağımızdır. Mazide kalmayacak kadar büyük ve hayatidir.
Gezi burada, Gezi biziz! Sekiz yıldır meydanlardayız. Hala bir aradayız, her yerdeyiz. Gezide söylemiştik, bugün de sözümüz aynıdır: Saraylar yıkılır, çeteler dağılır, zorbalık biter! Karanlık gider, Gezi kalır! Yaşasın eşitlik, Yaşasın özgürlük Yaşasın adalet! Yaşasın Gezi Direnişi!"
Gülsüm Elvan: "Berkin'in korkusu sana yeter"
Açıklamanın ardından Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan'da kısa bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Elvan, "Ali İsmail'den korkuyorlar, Mehmet'ten korkuyorlar, Abdocan'dan korkuyorlar, Hasan Ferit'ten korkuyorlar.
En önemlisi de 14 yaşındaki çocuğumdan korkuyorlar. Bu, Berkin Elvan'ın korkusudur bunlara. Ne yaparsan yap Berkin'in korkusu her zaman üstündedir; benim elim de her zaman senin yakandadır" dedi.
13 kişi gözaltına alındı
Öte yandan Koca Mustafa paşa'da Gezi direnişinin 8. yıldönümünde anma yapmak isteyen 13 kişi gözaltına alındı.