17 Haziran günü 7/24 emniyet güçleri tarafında denetim altında olan Halkların Demokratik Partisi İzmir il örgütüne düzenlenen saldırıda parti üyesi ve çalışanı Deniz Poyraz katledildi.
Ancak geçen süre zarfında yapılan açıklamalar ve gösterilen tutumlar saldırının asıl sorumlarının, saldırgana cesaret verenlerin, katilin arkasındaki güç odaklarının ortaya çıkarılmasında uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Katilin ifadeleri ve sonrasında söyledikleri ile açıklanamayacak olan bu saldırı, siyasilere yapılan linç girişimlerine ‘bunlar daha iyi günleriniz’ diyerek arka çıkan, HDP’li leri ‘terörist ve haşere’ olarak gören, ‘7 Haziranı unutmayın’ diyerek ittifaklarına ve tabanına mesaj veren AKP/MHP iktidarın söylemlerinden bağımsız olarak ele alınamaz.
Katliamlar ve saldırılar güncellenerek devam ettirilmeye çalışılırken, Tek Adam İktidarının bekası için güvenlikçi politikaları had safhaya taşıyan iktidarın söylem ve uygulamaları toplumdaki kutuplaşmayı derinleştirmekte. Bu kutuplaşmanın bir sonucu olarak bu katliam gerçekleşmiştir.
Bu katliamın tetikçisi olan katil, çok rahat bir şekilde ellini kolunu sallıya salıya binaya girebiliyor. Ve rahat bir şekilde ‘’başkaları olsaydı onları da vuracaktım’’ diyerek büyük bir katliama hazırlık yaptığını itiraf ediyor.
Yeterince sorgulanmayarak tutuklanan katil bu cesareti nerede ve kimlerde almakta diye soruyoruz. Tetikçinin kim olduğundan öte, nerede güç aldığı ve hangi siyasal iklime sırtını dayadığı sorgulanmalıdır. Sadece tetikçi değil saldırıyı azmettirenler de bulunmalı ve bu karanlık tezgâh açığa çıkarılmalı, tüm sorumlular yargılanmalıdır.
Öyle ki aylardır HDP, iktidar bloğunun hedefinde bulunuyor. Yargı siyasal iktidarın söylemlerine paralel olarak kapatma davası açıyor.
HDP’ nin kapatılması sorunu Tek Adam Yönetiminin iktidarda kalabilmesinin olmazsa olmazı ve “beka sorunu” olarak görülmektedir. Elbette ki hedefleri HDP’yi umdukları gibi kapatmak, ancak olmadı marjinalleştirmek ve yalnızlaştırmaktır amaçları. Sadece hedefleri HDP’ yi kapatmak değil Tek Adam yönetimine karşı olan tüm siyasi partileri, demokrasi güçlerini, aydınları, mücadeleci sendikacıları, emek meslek odalarını, kadın ve gençlik hareketlerini, kendilerine biat etmeyen; emek, demokrasi ve adalet talepleri için mücadele eden toplumun her kesimini sindirmeyi ve ezmeyi hedefliyorlar.
HDP’ye yapılan bu saldırı AKP-MHP iktidarının rant, soygun ve talan düzenini devam ettirmek, baskı ve zora dayalı iktidarlarını kalıcılaştırmak için yarattığı siyasi iklimin bir sonucudur.
Malatya Demokrasi Güçleri olarak bu alçakça saldırıyı ülkemizin tüm demokrasi güçlerine yapılmış bir saldırı olarak görüyor ve lanetliyoruz.
Bu saldırı aynı zamanda içerde ve dışarıda sürdürülen demokrasi düşmanlığı politikasının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Bu saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz’a sıkılan kurşunları demokratik siyasete ve ortak yaşam iradesine sıkılan kurşunlar olarak algılamamız gerekiyor. Bu saldırı sadece HDP’ ye yapılan bir saldırı değil aynı zamanda demokrasiye ve halk iradesine yapılan bir saldırı olarak görmemiz gerekiyor. Türkiye bu karanlık gidişe mahkûm değildir.
Ülkemizde yok edilmeye çalışılan demokrasiyi yeniden inşa etmek için ihtiyacımız olan birlik, dayanışma ve mücadeledir. Aydınlık bir geleceği savunan demokrasi, adalet ve barış mücadelesi veren güçler olarak yapılmak isteneni görüyoruz ve diyoruz ki bu karanlık siyasi iklimi yan yana durarak dayanışmayla püskürtebiliriz.
Bugün Tek Adam İktidarının bütün çürümüşlüğüne, siyaset-mafya-sermaye-çete düzenine karışı emekten, kardeşlikten, adaletten ve barış içinde bir arada yaşam için yan yana durma zamanıdır.
Bugün bu saldırıyı kınamak toplumsal bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirmek önümüzdeki günlerde halkı karanlığa mahkûm etmek isteyenlere karşı toplumsal bir dayanışmadır