Okulların yüz yüze eğitime başlaması nedeni ile Malatya Eğitim Sen Şube Yürütme Kurulu yazılı bir açıklama yaparak eğitimin riske atıldığını belirterek “ 2020-2021 eğitim öğretim yılı başlamadan önce, Türkiye’de salgın nedeniyle 1,5 yıl okullar kapalı kalmıştır.
Bu süre zarfında sendikamızın tüm çağrılarına rağmen okulların fiziki altyapı sorunları giderilmemiş, derslik sayısı ihtiyaç oranında arttırılmamıştır. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ‘Okullarda gerekli önlemleri aldık’ ifadesini kullansa da, Türkiye çapında okulların önemli bir bölümünün salgın koşullarına uygun hale getirilmediği, gerekli altyapı hazırlıklarının yapılmadığı gün gibi ortadadır.
Yüz yüze eğitime en uzun süre ara veren birkaç ülkeden biri olmamıza rağmen, ciddi bir eğitim planlamasıyla yeni eğitim ve öğretim yılı hazırlıkları yapılmamıştır. Öğretmen açıkları kapatılmamış, yeni okullar, ek derslikler inşa edilmemiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitime geçileceğini aylar öncesinden belirlemişken, yardımcı hizmet personeli ile ilgili yeni bir atama ve çalışma yapmayarak, temizlik sorununu okul yöneticilerine havale etmeyi tercih etmiştir.
Kırsal bölgelerde öğretmen ve okul yöneticisi olarak görev yapan binlerce arkadaşımız, asli görevleri dışında hizmetli ve memur çalışanlarının yapacağı işleri de yapmaktadır.
MEB bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasını hayata geçirmemiştir. Yeterli ek derslikler planlanmamış, ek öğretmen atamaları yapılmamıştır. En az 100 bin öğretmen atamasının yapılması gerekirken, 15 bin öğretmen ataması yapılacağına dair son açıklama adeta kamuoyunu oyalamaya dönüşmüş ve bu atamaların 31 Ocak 2022’de yapılacağı ilan edilmiştir.
2019-2020 MEB istatistiklerine göre, derslik başına öğrenci sayısı en düşük olan okullar imam hatip ortaokulları ve liseleridir. Sendikamız MEB’e yazı yazarak birbirine yakın eğitim bölgelerinde bulunan imam hatip ortaokulları ve liselerinin birleştirilmesini, boşaltılan okulların akademik ortaokul ve liseler için kullanılmasını talep etmiş, ancak bu konuda hiçbir adım atılmamıştır.
Ayrıca salgın döneminde kapanan ve eğitsel amaçlara uygun biçimde inşa edilen özel okul binalarının kamulaştırılması ve salgın döneminde ivedi biçimde kullanıma açılması; okullar için kullanılabilecek boş kamu binaları ile ilgili bir döküm çalışması yapılması, uygun olan binaların eğitim için kullanılması; salgın dönemiyle sınırlı olmak üzere okul yöneticilerinin derslik olabilecek büyüklükteki odalarının derslik olarak kullanılmasının sağlanması yönünde yaptığımız öneriler hayat bulmamıştır.
Ek derslik ihtiyacını gidermek bir yana, yüz yüze eğitime başlandığı dönemde birçok ilimizde onlarca okul “depreme dayanıklılık güçlendirmesi” adı altında kapatılmış, kapatılan okullardaki öğrenciler farklı okullara dağıtılarak sınıf mevcutları daha da arttırılmıştır.
Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sisteminin tüm sınıflarda hayata geçirilmesine dair herhangi bir çalışma söz konusu değildir. Kalabalık sınıf mevcutları da dikkate alındığında kış aylarının eğitim öğretim alanında oldukça sıkıntılı geçeceği öngörülmemiştir.
Uzaktan öğretim sürecinde yaşanan okul terkleri, öğrenme kayıpları, dezavantajlı grupların kayıplarının telafisi için müfredat dâhil olmak üzere salgının eğitime etkisinin tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi gerekirken, tüm çağrılarımıza rağmen böyle bir çalışma yapılmamıştır.
Taşımalı eğitim sistemine son verilerek köy okullarının açılması yönündeki çağrılarımız da dikkate alınmamış ve binlerce köy okulu kapalı halde dururken, salgın koşullarının tüm risklerine rağmen öğrenciler taşımalı eğitime devam etmek zorunda kalmıştır.
Eğitim emekçilerinin pandemi koşullarında ders sürelerinin 30 dakikaya indirilmesi yönündeki talepleri duymazlıktan gelinmiştir. 40 dakikalık ders sürelerinin azaltılması için düzenleme yapılmamıştır.
Okul öncesi öğretmenleri günde 6 ders ve 300 dakika blok ders yapmakta ve bu öğretmenlerin teneffüs hakkı bulunmamaktadır. 50 dakika olan ders sürelerinin 40 dakikaya düşürülmesi ve okul öncesi eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak teneffüs haklarının düzenlenmesi, pandemi koşulları dikkate alındığında aciliyet kazanmaktadır. MEB bu konuda da somut adımlar atmamıştır.
MEB sıralamış olduğumuz bu tedbirleri almayarak yüz yüze eğitimin devamını riske atmaktadır. Bu hafta sendikamıza ulaşan vaka sayılarına göre vaka tespit edilen okul sayısı 872, kapanan sınıf sayısı 774’dür ve Ordu Aybastı Fen Lisesi kapanmıştır.
Bilgisi gelen bu okullarda temaslı ve pozitif öğretmen sayısı 429, temaslı ve pozitif öğrenci sayısı 3947, temaslı ve pozitif personel sayısı 23 olmuştur. Tedbirler hızla hayata geçirilmezse bu oranlar daha fazla yükselecektir.
MEB, önlem almamaya devam ettiğinde karşılaşabileceğimiz olası acı sonuçların sorumlusu olacaktır. Eğitim Sen olarak tam zamanlı yüz yüze eğitimin devam edebilmesi için tüm eğitim bileşenlerini ve kamuoyunu bu süreci daha fazla sorgulamaya, sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı için mücadele etmeye çağırıyoruz.