Nevruz Farsça bir kelime olup, manası yeni gün anlamındadır.
Bugün Hz. İmam Ali’nin doğum günüdür.
Bugün Ehlibeyti sevenlerin bayramıdır.
Velayet nurunun Dünya’ya teşrif ettiği gündür.
Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın evlendiği gündür.
Hz. Muhammed’in Gadirhum’da okuduğu hutbeye, Hz. Ali’yi vasi tayin ettiği ve kendisinden sonra Müslümanların önderi (İmam-ı) ilan ettiği gündür.
Hz. Muhammed “Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır, ilim isteyen onun kapısına gelsin” dediği gündür.
Bugün Hz. Ali’nin halife olduğu gündür.
Bugün Hacı Bektaşi Veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günüdür. Rum velilerinin Hünkârı karşıladıkları gündür.
Bugün Gaip Erenlerinin “kırkların” toplandığı gün olarak inanılır.
Ehlibeytin aşkına duaların yapıldığı gündür.
Karanlıkları ilmin ışığıyla aydınlatanın dünyaya zuhur ettiği gündür. Hz. İmam Ali’nin Babası Haşimi soyundan Ebu Talip, annesi Eset Kızı Fatıma’dır. Hz. Muhammed’in Amcası’nın oğludur. Hz. Ali’nin annesi Hz. Fatıma, Beytullah’ı (Kâbe) tavaf ederken, doğum sancıları başlamış. Tavafını tamamladıktan sonra Kâbe’nin içine girer, 21 Mart 598’de yani fil yılının Recep ayında, Hz. Ali’yi dünyaya getirir. Kâbe’de dünyaya gelen tek insan Hz. Ali’dir. Hz. Muhammed, doğan çocuğa Ali adını vermiş. Bugünü kutlu gün olarak ilan etmiştir.
Her sabah her seher yelleri
Seher yelleriyle esen Ali’dir.
Muhammed kılavuz mahşer yerine
İslam’ın sancağını çeken Ali’dir
Sevgili canlar, Bugün dergâhlarımızda insanlara, bir yaylada getirilmiş su, süt ikram edilir, çiçek verilir.
Su gibi duru ve doğal, Süt gibi ak, çiçek gibi güzel olun manasını içerir. Çünkü Ehlibeytin yolu su gibi duru, süt gibi pak, çiçek gibi güzeldir.
Onların yolunda yürüyenler, insanı insan eden değerlerle donanırlar. Yaşamın güzelliklerini yaşar ve o güzel yaşamı bütün yönleriyle sunar, paylaşırlar.
Bugün bayramların sultanıdır, dargınların barıştığı, gönüllerin hoşnut edildiği, canların arındığı gündür. Bugün de biz Aleviler, cemler yaparak, Allah’ın insanlığa sunduğu bu büyük Veli’yi (Hz. Ali’yi) gönderdiği için Allah’a hamd ederek, şükranımızın sunulduğu gündür.
Hz. İmam Ali bir okyanus misali… Defalarca okunur-okunur da, her defasında apayrı güzellikler keşfedilir. Düne bugüne ve yarınımıza ışık tutabilen bu değeri özümsemek bundan en iyi şekilde yararlanmak en yüce kıymetler olsa gerek.
İnsanlar vardır; doğarlar, yaşarlar, ölürler. Yaşayış sayfasında bir izler bile kalmaz, zaman alanında bir sözleri bile söylenmez, sanki doğmamışlardır, sanki yaşamamışlardır. Bir yıldız aksa göz alır, bir kuş uçsa kanadının sesi duyulur, hâlbuki bunlardan ne ses kalır, ne de bir nefes. Dünyaya gelmeselerdi hiçbir şey eksilmezdi, gelmişlerdir, yeryüzünde hiçbir fazlalık olmamıştır.
Hâlbuki insanlar vardır, ömürlerini sürüp giderler, bitirirler; fakat zaman onlar için akar, düşünce onların hayatını örer, inanç onlara bağlanır, düşmanlık onlara saldırır. Bunların adları toplumu sürükler, bunlar için zulme göğüs gerilir. İşte, ilmin şehri velayet ve imametin başı keremler sahibi, Hz. İmam Ali böyle bir değerdir.
Bugün Hz. Âdem Peygamberin yaratıldığı gündür, cennetten kovulan Âdem ile Havva’nın Arafat’ta birbirine kavuştuğu gündür.
Hz. Ali’nin çocuklarına söylediği şu sözler çok önemlidir; “Oğulcuğum! Benden dört şey belle, işlediğin zaman sana zarar vermeyecek dört şeyi aklında tut. Zenginliğin en üstünü akıldır. Yoksulluğun en büyüğü ahmaklık, korkulacak şeylerin en korkuncu kendini beğenmektedir, soyun sopun en yücesi güzel huy.
Nevruz adlı yetim ve öksüz bir çocuğun kutlama yaptığı bugün, kırmızıya boyadığı bir yumurtayı, Hz. Ali’ye vermesi, Hz. Ali yetim ve öksüz çocuğun bu davranışından dolayı, yoksul çocukları korumak amacıyla, bugün onun anısına “Nevruz Bayramı” olarak ilan ettiği gündür.
Ayrıca
Nevruz Bayramı, Sümerlerden bu yana, Ortadoğu halkları ile Orta Asya’dan Balkanlara değin, günümüze kadar kutlanan bir bayramdır. Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde Nevruz bayramı iki gün devlet törenleriyle kutlanmaktadır. Yeni gün anlamına gelen Nevruz, bugün güneşin Koç Burcuna girdiği, vakit olup gece ile gündüzün eşitlendiği gündür.
Bugün toprağın uyandığı, tabiatın canlandığı, baharın geliş günüdür.
Suların bütün doğaya can vermek için damarlardan can’a aktığı gündür.
Doğanın canlandığı, çiçeklerin açtığı, kuşların yuvasından çıktığı, karların erimeye başladığı gündür.
Doğanın tüm cömertliğini ve güzelliğini sunmaya başladığı günün başlangıcıdır.
Eski iki Türk beyliğinin arasında bulunan Demir dağın dövülerek eritildiği gündür.
İki Türk beyliğinin birbirine kavuştuğu gündür.
Türk’lerin Ergenekon’dan çıkış günüdür.
Dağın eritilmesi geceye rastladığından ateşler yakıp ateşin üzerinden atlayarak sevinçlerini ifade ettikleri o gün geceyi aydınlattıkları gündür.
Rumi takviminde Mart’ın 9’una, Miladi takvimde ise Mart’ın 21’ine gelmektedir. Nevruz geleneği halkın bir eğlenme günü kutlama günü olmuştur.
Eski Türk Devletleri düzeninde ayrıca önemli bir gündür. 21 Mart Orta Asya Türkleri ve bu coğrafya da bulunan birçok devletin de yılbaşı sı dır.
Türk devletlerinde 21 Mart Nevruz, iki günlük resmi bayram olarak kutlanmaktadır.
Kaşgarlı Mahmut ise “Divan-ı Lügat-i Türk” eserinde Nevruzu, yılbaşı başlangıcı olarak kabul etmiş ve bugüne bayram adını vermiştir.
Eski İran’da da 21 Mart yılbaşı bayramı olarak kutlanmıştır.
Sözlerime bir yakarış ile son vermek istiyorum.
“Bismişah Allah, Allah!
Sultan Nevruz Bayramınız kutlu olsun. Şah-ı Velayet Hz. İmam Aliyyel Murtaza’nın doğumu âlemlere mübarek olsun.
Ey ilahi! Hatalarımızı bağışla, yanlışlarımızı iyiliğe tebdil eyle. Hayırlı isteklerimizi kabul eyle. Her türlü kazaları, belaları dermansız dertleri başımızdan uzak eyle. Bizleri âlemlerin rahmeti Muhammed Mustafa’nın ve Ehlibeytin şefaatlerine nail eyle.
Gönüllerimizdeki aşkımızı, şevkimizi daim eyle. Can gözümüzü açık eyle. Tüm insanlığa yardım eyle. Yurdumuzu, ulusumuzu, birliğimizi, dirliğimizi daim eyle. Keremler Şah-ı Aliyyel Murtaza’nın kutlu yolundan gitmemizi nasip eyle. Gerçeğe hü mümine ya Ali.’’