DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de yaptığı basın toplantısında Silivri Cezaevindeki işkence ve kötü muamele iddialarını gündeme getirdi. Konuya ilişkin cezai ve idari işlem başlatılıp başlatılmadığına dair bilgi eksikliğine vurgu yapan Yeneroğlu şu ifadelere yer verdi:
‘Görüntüler iddiaların doğru olduğunu düşündürüyor’
“Her ne kadar Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü jet hızıyla toplu intihar girişimi iddialarını yalanlamış olsa da cezaevinde işkence ve kötü muamele iddialarının gölgesinde bir hükümlünün hayatını kaybettiği açıktır.
Vefat eden hükümlü Ferhan Yılmaz’ın yoğun bakım görüntülerinde bile darp izleri açıkça görülmektedir. Medyaya yansıyan iddialar sonrası cezaevini ziyaret ederek mahpuslarla görüşen Baroların ve diğer bazı sivil toplum örgütlerinin raporlarında, toplu intihar girişiminden önce bu mahpusların koğuşlarından süngerli odaya alındıkları ve burada işkence gördükleri şeklinde bilgiler yer almaktadır.
Vefat eden hükümlüye ait görüntüler de Silivri 5 No lu cezaevinde meydana gelen işkence iddialarının doğru olduğunu düşündürmektedir.”
‘Korkunç iddia ivedililikle araştırılmalıdır’
“Barolar ve sivil toplum örgütlerinin raporlarında, ilgili cezaevinde, süngerli oda adı verilen bir işkence yönteminin uygulandığı, kendine zarar vereceğini ifade eden mahpusa bağlıklı ayakkabılarının teslim edildiği ve bu mahpusun kendisine teslim edilen ayakkabı ipi ile intihar girişiminde bulunduğu iddiaları yer almaktadır.
Bir anlamda, ‘kendini öldür’ demek olan ve mahpusu intihara teşvik etmek olarak değerlendirilmesi gereken bu korkunç iddianın gerçek olup olmadığı ivedilikle araştırılıp kamuoyu ile paylaşılmalıdır.”
‘Mahpusların can güvenlikleri devletin sorumluluğundadır’
“Yargı mercileri tarafından haklarında hüküm verilmiş olup kesinleşen mahkûmiyetlerini tamamlayacak olan mahpusların can güvenlikleri devletin sorumluluğundadır. Cezaevi şartları da infaz süreci de bu sorumluluk kapsamında insan onuruna uygun olmalıdır.
Bu süreçte mutlak yasak olan işkence ve kötü muamele ile aktif bir şekilde mücadele edilmeli ve devlet yaşam hakkının ihlali ile sonuçlanabilecek her durumun önüne geçmelidir.”
‘İşkenceye sıfır toleransla iktidara gelenler işkenceyi benimsiyor’
“Yıllar önce işkenceye sıfır tolerans diyerek iktidara gelenler, bugün güçlerini kaybettikçe işkence ve kötü muameleyi artık rutin bir uygulama olarak benimsemektedir. Hatta ölümle sonuçlanan en ağır işkence iddialarını dahi soruşturmaktan imtina etmektedir.
Ne yazık ki, cezaevlerinde insan onuruna uygun infaz şartları sağlanmadıkça ve bu vahim iddialar etkin bir şekilde soruşturulmadıkça bugün cezaevinde bulunan her bir mahpus için benzer tehlikelerin mevcut olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.”
‘Cumhuriyet Başsavcılıkları derhal etkin soruşturma başlatmalıdır’
“İşkence ve kötü muamele hem Anayasa hem de taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca mutlak suretle yasak olup, hiçbir şekilde istisnası bulunmamaktadır. Yapılması gereken, Cumhuriyet Başsavcılıklarının medyaya yansıyan bu iddiaları ihbar olarak kabul etmesi, derhal etkin bir şekilde soruşturma başlatması, işkence ve kötü muamele iddialarının araştırılması, tespiti halinde faillerinin cezalandırılması ve bu şekilde meydana gelen ölüm olayının sebebinin belirlenmesidir.
Ancak bu şekilde, hukuk devletine uygun olarak bu süreç yürütülmüş olup işkence ve kötü muamelenin engellenmesi mümkün olur.”
Yeneroğlu’ndan üç soru: İşkence yoksa darp izlerinin nedeni nedir?
“Kesin bir dille bunca delile rağmen olayı yalanlamak yerine söz konusu konu ile ilgili olarak kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılması şarttır” diyen Yeneroğlu DEVA Partisi adına şu soruları sordu:
Madem işkence ve kötü muamele yok, vefat eden hükümlünün çıplak göz ile anlaşılacak kadar vücudunda bulunan darp izlerinin, kanamanın ve şişkinliğin nedeni nedir?
Madem işkence ve kötü muamele yok, medyada yer alan mahpuslara ait ses kayıtlarında, mahpuslar neden ailelerine işkence gördüklerini ve intihar edeceklerini beyan etmektedir?
Madem işkence ve kötü muamele yok, neden 60 kişilik koğuş dağıtılmıştır ve gördükleri işkence sonrası intihar girişiminde bulunan mahpuslar şehir dışında bulunan cezaevlerine alelacele sevk edilmiştir?
TİHEK’e çağrı: Silivri’yi ziyaret edin
“Buradan açıkça çağrıda bulunuyorum. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun haber vermeksizin cezaevlerine ziyaret yapma yetkisi bulunmaktadır. Bu kadar iddianın ortaya çıkmasından sonra bir insan hakları başvuru mekanizması olan TİHEK’in gecikmeksizin Silivri 5 No’lu cezaevine ziyaret gerçekleştirmesi, ziyaret sonrası gözlem ve tespitlerini kamuoyu ile paylaşması oldukça önem taşımaktadır.”
‘İşkencecileri koruyan makam sahipleri oldukça işkence bitmez’
“Ne yazık ki, hukukun üstünlüğünden vazgeçildikçe işkence haberlerini, hukuka aykırı yargılamaları, keyfi tutuklamaları daha çok görür olduk. Hukuku ayak bağı olarak gören hükümet ortakları ile işkencecileri koruyan ve cesaretlendiren makam sahipleri oldukça Türkiye’de işkence ve kötü muamele bitmez.
Çünkü işkence ve kötü muamele bir tercihtir. Bugün Türkiye’de devleti yönetenler bilerek ve isteyerek işkenceye göz yummaktadır. Mazlumu ezmek, düşene vurmak, muhtacı hor görmek ve insanların haklarını yok saymak bu iktidarın ahlakı olmuştur.
İktidar tüm devlet kurumlarında olduğu gibi cezaevlerinde de düzeni sağlamanın yolunu hukuka aykırılıkta bulmuş ve işkenceyi sıradanlaştırmıştır.”