Tüm Türkiye de coşkuyla heyecanla ve çok büyük kalabalıklarla kutlanan 1 Mayıs emek ve demokrasi bayramı ilimiz de de 1 Mayıs Meydanında coşkuyla davul zurna ile çok kalabalık bir kitle ile kutlandı.
Saat 11 de Mal etin önünde toplanmaya başlayan kortej caddelere sığmayacak şekilde ve çok düzenli bir biçimde emeksiz üst kavşağına kadar yürüdüler.
İlk sıralarda KESK arkasın da 10 Ekim şehit yakınları arkasında demokratik kitle örgütleri siyasi partiler ve vatandaşlar yürüyerek alanı doldurdular.
Uzun süre halaylar ve zılgıtlar demokrasi marşları ve sloganlar atıldı.
Daha sonra ilk olarak Malatya BTS şube başkanı ve KESK dönem sözcüsü VE 1 Mayıs kutlama komitesi başkanı Hasan akdemir mikrofona geçerek kitleyi daha fazla coşturarak gündemin tanımını ve önemini anlatarak açıklamalara başladı
Hasan akdemir yaptığı konuşmada “ Kaybedecek vakti, yitirilecek geleceği olmayan mücadele azmi sönmeyen, güzel günler için alanları dolduran değerli dostlar hepiniz hoş geldiniz.
Dostlar;
Bu yılki 1 Mayıs şiarımız “Yoksulluğa, Sömürüye, Güvencesizliğe Ve Savaşa Karşı Mücadeleyi Büyütmek İçin Bu Gün 1 MAYIS ‘ta Alanlardayız!, “Birlikte Değiştireceğiz. Güzel günleri birlikte getireceğiz.
Ülkemiz, bir avuç çıkarcı işbirlikçi tefecinin elinde yıllardır talan edilmektedir. Emeği ve emekçiyi sömürme üzerine inşa edilen bu ekonomik düzen gün geçtikçe yoksulları daha da yoksullaştırmakta, insanlarımızı bir kuru soğana muhtaç etmektedir.
Kamu hizmetini kar zarar mantığıyla yürüten iktidar, elimizdeki cumhuriyetin kazanımları olan PETKİM’ den TÜPRAŞ’ a, SEKA’dan TEKEL’e, TEDAŞ’ dan SÜMER BANK’ a, yem fabrikalarından, limanlara, şeker fabrikalarına kadar hepimizden alınan vergilerle kurulan tüm kamu işletmeleri özelleştirme adı altında haraç-mezat yabancı sermayeye satarak ülkemizi daha da yoksullaştırmış ve dışa bağımlı hale getirmiştir.
Bugün en temel gıda ürünlerimizi bile dışarıdan ithal eder hale gelmiş durumdayız.
Artık ilkokul çocukları bile dış güçler masalına inanmıyorlar. Özellikle üreten bir Türkiye’den tüketen bir ülke haline geldik. Sanayi üreten ülkelerden patates, et, yağ gibi gıda ürünlerini ithal ediyoruz.
Öğrenciler ve hastalar potansiyel müşteri haline dönüşmüş, sağlık hizmetleri tamamen piyasalaştırılmış, eğitim gericileşiyor, laiklik yok edilmek isteniyor.
Bu gerici ve piyasacı düzene dur demek hepimizin tarihi sorumluluğudur.
Mutfaklar yangın yerine dönmüştür. Bu dönüşümü isterseniz çok basit rakamlarla sizlere açıklamaya çalışayım.
2021 Mayıs’ında mutfak tüpü 129 tl iken bugün aynı tüpü 316 tl vererek alıyoruz, hatta alamıyoruz.
2021 Mayıs’ında 50 kg un 160 tl iken bugün 420 tl Yine 2021 Mayıs’ında benzin 7.27 iken bugün 20.69 tl
Tüm bu artışlara neden olarak bugün ise Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ülkemizdeki ekonomik krizin bahanesi haline getirilmek istenmektedir. Rusya- Ukrayna savaşı öncesinde Türkiye’de her şey güllük gülistanlıkmış gibi açıklamalar yapılmakta, iki emperyalist blok arasında süren savaşı yeni zamların dayanağı haline getirilmek istenmektedir.
Bu savaş kıtlık gerekçe gösterilirken ne hikmet ise savaşın içinde olan ülkelerden (Ukrayna, Rusya, Suriye) gıda ürünleri ithal ediyor oluşumuzu nasıl açıklarsınız?
Bulgaristan savaşa komşu ülke konumundayken onların ülkemize gelip bavul bavul alışveriş yapıyor olmalarını nasıl açıklarsınız?
Tüm bunların sebebi savaş değil tek adam rejimidir.
Yoksulluk kaderimiz değildir. Bunu haykırmak için bu alandayız!
Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal toplumsal her türlü krizi fırsata dönüştürme kabiliyeti olan AKP ve iş ortağı MHP ile birlikte bu topraklarda yüzyıllardır bir arada yaşayan kökleri tarihin derinliklerinde olan insanlarımızı kamplaştırmak, ötekileştirmek için her türlü imkan ve araçlarını kullanmaktadırlar.
Buna karşı demokrasiye, adalete, özgürlüğe susamış her yaştan, her kimlikten, her düşünceden, her inançtan, her meslekten milyonlar dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi, kardeşliği temel alan bir toplumsal direnişe, GEZİ’YE imza attılar.
GEZİ; Kutuplaştırmadan, ötekileştirmeden, ayrımcılıktan beslenenler için elbette ki en büyük tehditti. Bunun için İstanbul’un son yeşil alanlarından birine sahip çıkmak için vatandaşlık görevini yapanların şahsında GEZİ’nin değerlerini hedef almaktan vazgeçmediler.
Bunun en açık örneği son süreçte verilen Gezi davası kararları ve İstanbul Sözleşmesinin iptal kararıdır
Bu kararların adaletle değil siyasetle oluşturulduğu gün gibi açıktır. Bizler Meslek örgütleri ve sendikalar olarak hepimiz için adaleti, demokrasi için adaleti sağlamak yolunda mücadelede kararlıyız. Toplumsal muhalefeti sindirerek, demokrasiyi yok ederek alınacak bir yol yoktur.
Buradan uyarıyoruz ve en temel hak ve hürriyetleri ihlal edilen Kurmaca Gezi Davası Sanıklarını savunmayı, İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi gerekliliğini sonuna kadar savunacağımızı haykırıyoruz.
Unutmayalım ki,
Herkese Adalet Gerek
Herkese Demokrasi Gerek
Gezi onurumuzdur, hepimiz oradaydık.
Gün Çorum’da, Maraş’ta, TAKSİMDE, GEZİ’de, 10 EİM Ankara garında kaybettiğimiz canlarımızın, gençlerimizin anısına sahip çıkma günüdür.
Bizler karanlığın zifire döndüğü zamanlarda bile yarına dair umudumuzu hiç yitirmedik.
Bugünden yarına hep umut biriktirdik.
Umutluyuz çünkü biz işçisi, işsizi, kamu emekçisi, asgari ücretlisi, emeklisi ,çiftçisi, esnafı, öğrencisi, kadını, çocuğu, ile çoğunluğuz. Biz halkız.
Biz dünyanın ve ülkemin tüm güzelliklerini ortaya çıkaran en yüce değerin emeğin sahipleriyiz.
Dostlar,
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
Bu kavga eşitlik, özgürlük, kardeşlik, barış, adalet, laiklik ve demokrasi kavgasıdır.
Üreten, yaşatan ve var edenler, 1 mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’müz kutlu olsun!
YAŞASIN 1 MAYIS…
YAŞASIN EMEĞİN DAYANIŞMASI….
BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ.”
Hasan akdemirden sonra tüm- köy sen şube başkanı ve KHK Mağdurları adına bir bayan konuştu.
*******************
“ Bin kez budadılar körpe dallarımızı
Bin kez kırdılar.
Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
Bin kez korkuya boğdular zamanı
Bin kez ölüm le di ler
Yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.”
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!