Bugün (8 /8/ 2022 )Yas-ı Matem oruçlarımızın 10.günü
PSAKD Malatya şube başkanı Latife ulutaş yassı matem orucunun 10. Gününde yaptığı açıklama da “ Değerli Canlar, Değerli üyeler, Değerli Kurum temsilcileri. Bugün Yas-ı Matem oruçlarımızın 10.günü Yas-ı Matem ayında tutulan Oruçlar, verilen lokmalar kabul ola, dilediğiniz istekler, yapılan hizmetler hak divanına yazıla.
Sevgili canlar bugün bizleri bir araya getiren birlik ve beraberlik lokmasının temelinde tarih boyu zulme uğrayan, yok sayılan, sürgün edilen, kılıçtan geçirilen ve Kerbela'da günümüze uzanan acılarımız ve inancımız dır.
Kerbela zalime karşı mazlumun, haksızlığa karşı haklının tarih boyunca devam eden destansı örneklerinden biridir. Yezit iktidarı eline almış bir diktatör, Hüseyin ise zalime boyun eğmeyen bir devrimci dir.70 kişilik bir aile 30 bin kişilik bir orduya direnmiştir. Bu tarihi direnişle tüm ailesini kaybetmeyi dahi göze alarak, zalimin zulmüne teslim olmamıştır.
Aleviler referans aldığı bu tarihle, yıllardır Mazlum halklarla, ezilen, sömürülen yok sayılan, inancından, kültüründen, koparılmaya çalışılan, öteki olarak görülen tüm kesimlerle dayanışma içinde olmuştur.
Biz Alevil halkı tarihi boyunca çok zulüm yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Tarihin her bir döneminde büyük acılar yaşayan halklar ağır bedeller ödediler. Coğrafyamızın her bir karış toprağı kanla yıkandı. Ölümler, katliamlar, sürgünler, zindanlar eksik olmadı. Hal böyle iken bu zulme karşı direnen hak ve hakikat mücadelesi verenler de eksik olmadı.
Bu nedenle tarih sadece zalimleri değil, kahramanları da yazdı. Bizler, Maviye ve Yezit’in zulmüne karşı boyun eğmeyen, biat etmeyen Hüseyin’in ve yoldaşlarının mücadelesinden feyiz alıyoruz. Zeynep Ana’nın gösterdiği boyun eğmez tutumunun başta Alevi Kadınlar olmak üzere tüm kadınların kurtuluş ve özgürlük mücadelesine ışık tutacağına inanıyoruz.
Hallac-ı Mansur ve Nesimi’nin yanında taraf oluruz. Hızır Paşa’ya kafa tutmuş ve yoksul Anadolu köylüsünün önderliğine soyunmuş, zulme karşı isyan bayrağını çekmiş olan Pir Sultan Abdal’ın yolunu yol biliriz. Ve yârin yanağından gayrı her şeyi paylaşacağımız bir düzen için kavga veren Bedrettin’in davasını güderiz.
Bilimden gidilmeyen yolun karanlığa götüreceğini söyleyen, Hünkâra niyaz ederiz. Rızalık Şehrini inşa etme mücadelesinin içinde yer alırız. Biz, Pir Sultan Abdal’ın yoldaşları olarak Seyit Rıza’nın kavgasını kavgamız biliriz, Fatma ve Zeynep anamızın mücadelelerinden feyiz alırız.
Bu kadar güçlü bir tarihimizin ve Mücadele geleneğimizin içinde elbette sistemde beslenen, devletin belirlediği, çizdiği, değerlerimizden uzaklaştırarak tarif ettiği, Aleviliği yok sayan, düzene entegre olmuş Alevi örgütleri de var. Bugün bunun örneklerinden birine tanık olduk.
Bu ülkeyi ayrımcı ve nefret diliyle yöneten iktidar, daha dün Cem evlerimize Cümbüş evi, ucube diyenler,
İslam da tek ibadethane var, o da camilerimiz diye yüksek perde de nutuk atanlar,
Cem evine ibadethane statüsü verilmemesi için direnenler,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Aleviler lehine verdiği kararları uygulamayanlar,
Yas-ı Matem ayında
Alevilere, cem evlerine, derneklere saldırılar olurken tek bir kınama cümlesi dahi kurmayanlar,
bugün cem evlerimizde posta oturuyorlar. Seçimler yaklaştıkça Alevi halkını oy potansiyeli olarak gören, sadece böylesi dönemlerde, varlığımızı hatırlayanlara sözümüz,
Bu samimiyetsizliğinize inandığımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bir tek onurlu Alevi halkından destek göremezsiniz.
Aleviler demokrasiden, Barış'tan insan hak ve özgürlüklerinden yana olan bir halktır. Size ve sizin gibi anlayışlarında destekleyen Alevilerde bizim gözümüzden yol düşkünüdür.
Canlar bizlere yönelik bunca saldırının olduğu bir süreçte, göstermiş olduğunuz duyarlılık ve dayanışma duygunuzdan dolayı hepinize saygılarımızı sevgilerimizi iletiyoruz. Hizmetiniz hak divanına yazıla. Hepinizi aşkı niyazlarımla selamlıyorum.