Ülkede Alevilere olan önyargı ve dahi düşmanlık damarı o kadar derin ki,herhangi bir kurumun başında bir Alevi olduğunda o kuruma yönelik hemen “Burada mezhepçilik yapılıyor" diye feryat figan kopuyor. İlk bakışta bazıları iyi niyetli eleştiriler gibi görülse bile aslında yapılan ırkçılık ve gerçek anlamda mezhepçiliktir.

            Örneğin bir Alevi, Adalet Bakanı olur ve onun döneminde göreve alınan tüm hâkim ve savcılar ile cezaevi personeli yıllarca “mezhepçi” olmakla suçlanır. Hatta hızını alamayanlar, adalet sisteminin bir mezhebin eline geçtiğini yıllarca söyleyip durur.

            Alevi olmayan bir bakanın yönettiği bakanlığa tek Alevi alınmaz, tek Alevi vali,kaymakam ve emniyet müdürü yoktur ama kimsenin aklına mezhepçilik suçlaması gelmez.!

            Yine ülkenin mevcut Cumhurbaşkanı sayısız kez mezhepçilik yapar, ama Alevi kurumları dışında hiç kimse "Cumhurbaşkanı mezhepçilik yapıyor, Alevilere yönelik nefret söylemi kullanıyor" demez.

Tabi bir de demokrat-devrimci kamuoyumuz var.

             Bu arkadaşlarımız, içinde “nefret söylemi, ırkçılık, cinsiyetçilik” gibi kelimelerin geçtiği cümleleri pek severler.

             Ama söz konusu Aleviler olunca hepsi "üç maymun" oluveriyor. İşin sonunda Aleviler de “aman mezhepçi demesinler” diye susmak zorunda kalıyor. Yani baskının alası yapılıyor Alevilere. Ülkenin acı gerçekliği ise, bunu yapanların azımsanmayacak bir kısmın sol'da olmasıdır.

Peki, ana muhalefet partisinin genel başkanı Alevi olursa ne oluyor !?

             Bizzat o genel başkan “öyle görünmeyeyim” diye çoğu zaman Alevilerin herhangi bir etkinliğine dahi gidemiyor. O genel başkan adeta insanüstü bir çabayla  hassas davranıyor.Ama yine de o partide mezhepçilik yapılmış oluyor..!!

Peki, bu ırkçılık değil midir?

             Bir de bunun esprisini yapanlar bile var. İşte O partide siyaset yapmak için Cem evine gitmek gerekmişmiş, yok işte o partinin bu kadroları değişmezse iktidara gelindiğinde artık Muharrem çadırları kurulacak mışmış.

             Tüm bunlar ırkçılık olmuyor mu? Mezhepçilik olmuyor mu? Velev ki o partinin ya da herhangi bir kurumun tüm yöneticileri Alevi olsun, kime ne zararı var? Hepsi Sünni olunca hiç bir sıkıntı olmuyor da bir kısmı Alevi olunca mı sıkıntı oluyor? Nedir/nedendir bu Alevi düşmanlığı?.

             Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı tartışılırken, en sağcısından en solcusuna ülkede bir linç korosu kuruluveriyor. Hepside bir ağızdan "Kılıçdaroğlu iyi bir siyasetçi ama Alevi..." diye feryat ediyor. Dikkat edilirse bu koro, "hırsızdan, arsızdan, tekçi zihniyetten, şeriatçı kafa yapısından..." olur mu diye sormuyor bile...

              Kılıçdaroğlu aday olur ya da olmaz, kendisinin ve partisinin tercihidir. Hırsızlık, yolsuzluk yaptıysa o konuşulmalıdır.Bundan ötesi ırkçılıktır aleni faşistliktir.!!

            Sonuçta bu ülkede bir yurttaşın, Cumhurbaşkanı adayı olma şartını Alevi olmamasına bağlamak faşizmin dik alası değil mi?

Özgür Kaplan