Cumartesi Anneleri eyleminde gazeteciler darb edildi. Artı TV Muhabiri Meral Danyıldız ve DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren yaşadıklarını Evrensele anlattı.
Polislerin eylemlerde gazetecileri darb ederek alandan çıkarmaya çalışması ve gözaltına almasına bir örnek de Cumartesi Anneleri’nin eyleminde yaşandı. DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren gözaltına alındı, Artı TV Muhabiri Meral Danyıldız’ın ise polisler tarafından vücudu tırnaklandı ve kolu büküldü. Eren her eylemde gazetecilerin özellikle hedef haline getirildiğini belirtti. Danyıldız ise darp raporu alarak savcılığa başvuracağını söyledi.
21 Eylül’de Cumartesi Anneleri’nin yargılandıkları dava öncesinde basın açıklaması yasağı getirilmiş, karara tepki gösteren ve açıklama yapmak isteyenler ise darb edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren de bulunuyordu. Bu sırada çekim yapmak için alanda olan gazeteciler ise polis tarafından kaba kuvvete maruz kaldı. Polisler Artı TV Muhabiri Meral Danyıldız’a vurup, tırnaklarını geçirdi, kolunu sıktı ve büktü.
Artı TV Muhabiri Meral Danyıldız ve DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren yaşadıklarını gazetemize anlattı.
“YAPMA, KOLUMU KIRACAKSIN, KOLUM ACIYOR”
Artı TV Muhabiri Meral Danyıldız yaşadıklarını şöyle anlattı: “Açıklamayı takip etmeye gittik. Kaymakamlığın 1 günlük yasak kararını tebliğ ettiler. Toplanan herkesi ablukaya aldılar. Biz de orada canlı yayın için bekliyorduk.
Gazeteciler içeriden çıkarılıyordu. 3-4 polis benim etrafımı sardı. Beni dışarı fırlatırken bana vurmaya başladırlar. Türbanlı bir polis tırnaklarını geçirdi vücuduma. Kollarımı ters çevirdi, sıktı. Ben de bağırmaya başladım ‘Yapma, kolumu kıracaksın, kolum acıyor, tırnaklarını geçirme’ diye.
Ben bunları söyledikçe daha da fazla sıkmaya başladı. Kollarım omuzlarım hep darb edildi, o türbanlı polis tamamen bileklerimi çizdi, tırnaklarını geçirdi, kollarımı sıkmaya devam etti.”
“TABLO KÖTÜLEŞİYOR VE DERİNLEŞİYOR”
Özellikle son 1 yıldır gazetecilerle ilgili tablonun kötüleştiğini ve derinleştiğini aktaran Danyıldız, Emniyet’in genelgesini hatırlattı ve “Suruç eyleminden sonra gazeteciler ‘Biz ilk defa bu kadarını gördük’ demişlerdi.
O günden bugüne stratejiler de değişti. Polislerin ağzından artık ilk duyulan şey ‘Basını alandan çıkarın’” ifadelerini kullandı.
Hiçbir şekilde çekim yapılmasına izin verilmediğini, yukarıdan çekim yapamaya çalışan gazetecilerin apartmanlardan ve kâffelerden indirilmeye başlandığını söyleyen Meral Danyıldız “Saldırılar gün geçtikçe artırmaya devam ediyor. Bunun nedeni de gözaltılar esnasında yaşanan darp ve şiddet görüntülerini çekmeyelim, haberleştirmeyelim, yapılanları göstermeyelim diye” dedi.
Danyıldız her şeye rağmen çekim yapmaya devam edeceklerini ekledi ve şöyle devam etti: “Meslek hırsıyla kamuoyuna gerçekleri ulaştırma hırsıyla, işimizi yapma inadıyla, çekmeye devam ediyoruz.
Bizim bu meslek aşkımız da bu saldırıların her geçen gün daha da artmasına sebep oluyor. Çünkü biz yazdıkça biz çektikçe bu durum iktidarın aleyhine işliyor.”
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
Hastaneye gidip darp raporu alan Danyıldız Türkiye Gazeteciler Sendikası aracılığıyla suç duyurusunda bulunacağını da belirterek “Ben gerçekleri halka ulaştırma görevi yapan bir gazeteci olarak, bu işin peşini asla bırakmayacağım ve sorumlular yargılanana kadar da arkasından gideceğim” dedi.
“TERS KELEPÇEYİ SONUNA KADAR SIK”
Faruk Eren, Basın İş Başkanı olarak değil bir kayıp yakını olarak orada olduğunu söyledi ve Alper Taş’ın gözaltına alınmasına tepki gösterdikten sonra mahkeme salonuna girmek için ilerlediklerini gözaltına alındığını aktardı.
Eren “Durup dururken etrafımızı çevirdiler ve bizi zorla gözaltı aracına aldılar. Meriç Eyüpoğlu’na iki kadın polis neredeyse işkenceye varan bir uygulamayla ters kelepçe taktılar. Bir kadın polis ‘Sonuna kadar sık’ diyordu.
Bayağı da darbettiler. Efkan Bolaç’ın ise ‘Avukata ters kelepçe takamazsınız’ demesine rağmen ‘Avukatsan ne olacak’ dediler. Canımızı yakarak ters kelepçeye aldılar” diyerek yaşananları anlattı.
Polislerin tavrının çok hoyrat olduğunu belirten Eren ters kelepçe takılmasına dair “Bizi Okmeydanı’na sağlık muayenesine götürdüler. Bir arkadaşımızın ters kelepçesini o kadar sert sıktılar ki bıçakla keserken bıçak girmedi araya.
Hastaneye girerken kelepçeleri açmaya başladılar. Ama bileklerimizde o izler vardı hala” dedi. Eren ifadeler alındıktan sonra ise serbest bırakıldığını belirtti.
15 GAZETECİYE 200 POLİS
Son yıllarda İstanbul’da, Ankara’da ve daha pek çok ilde izin verilmediğini belirten Eren, İran Konsolosluğu önünde yapılmak istenen gösterinin bile engellendiğini hatırlatarak şöyle devam etti: “Biz geçen hafta Kadıköy postanesinden mektup atma eylemi yaptık.
Biz 15 gazeteci gittik ancak karşımızda 200 polis vardı. Giderek artan bir şiddet var bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Her eylemde gazeteciler özellikle hedef haline getiriliyor, eylem alanından uzaklaştırılıyor” diyen DİSK Basın İş Başkanı şöyle devam etti: “Orada uygulanan şiddeti göstermemeye çalışıyorlar. Bu tür olayları iktidara biat etmeyen medya izliyor.
Kendi medyası izlemiyor. Ne Sabah, ne A Haber, ne TRT izler bu tür haberleri. Polis bu haberleri izleyenlerin kendi medyası olmadığını bildiği için darb ediyor. Basın kartı olan insanları gözaltına alıyor. Ama muhalif gazetecilere daha fazla yapıyorlar” dedi.
UYGULANAN ŞİDDETİ SORUŞTURMAK YERİNE…
Yargının durumunu sorduğumuz Faruk Eren şunları söyledi: “Yargının durumu zaten ortada. İktidara dokunan hiçbir şey yapmıyor. Biz TGS ve DİSK Basın İş birlikte suç duyurusunda bulunduk ama polisler hakkında bir işlem yapmama kararı aldı yargı. Hemen her gün gazetecilerin yaptıkları haberlerle ilgili adliyede bir soruşturma var.
Yargı gazetecilere uygulanan şiddeti soruşturmak yerine hala gazetecileri hedef almaya devam ediyor.”