AKP ve MHP'nin önerisiyle gündeme gelen, adına "dezenformasyon yasası" dedikleri yasa Meclis henüz daha açılmamasına rağmen görüşülmeye başlandı.
Türkiye Komünist Partisi kamuoyunun gündemine sansür yasası olarak giren yasayla ilgili bir açıklama yayımladı.
"Bu yasayla toplumsal bir olayı haberleştirmenin cezası hapis olacak. Milli güvenlik tehdidi bahanesi ile yasaklanan bir grevi haberleştiren gazeteciler yargılanacak, patronların ve iktidarın işine gelmeyen haberler için gazeteciler hâkim karşısına çıkacak." denilen açıklamanın tamamı şöyle:
Korkmuyoruz, bir adım geri atmıyoruz, meydan okuyoruz!
AKP iktidarı boyunca zirve yapan talan ve yağma, beraberinde her zaman baskıyı da getirdi.
Yolsuzluk, özelleştirme, mafya-çete ilişkileri, iktidar ortağı haline getirilen cemaatler; tüm bunlar emekçi halka ‘sopa’ göstermeden işlenilecek suçlar değildi.
AKP gericiliği halkın üzerine salarken; toplum örgütsüzleştirilmeliydi.
Ve elbette basın…
‘Halka yalan söylemek suçtur’ diyen, emekçi halka gerçekleri anlatmayı görev bilen gazetecilerin, basın emekçilerinin yerleri cezaevleri oldu. Suçlar işlenirken; gerçeklerin üstü örtülmeli, ısrar edenler susturulmalıydı.
Cezaevleri gazetecilerle dolup taştı, yetmedi. Yıllar boyunca basının üzerindeki ‘Demokles Kılıcı’ sallanıp durdu.
Basın emekçilerinin bugüne kadar uğradığı baskılar gerçeklerin ortaya saçılmasını engellemeyince, iktidar bloğu şimdi el yükseltti. Halkın haber alma özgürlüğünün engellenmesinin yanında, sözünü söylemek ya da ortaya saçılan gerçekleri yaymak da artık suç sayılacak.
Ekonomik kriz ağırlaşırken, patronlar emekçilerin yoksulluğuyla kârlarına kâr katarken, yolsuzluklar bir bir gün yüzüne çıkarken; AKP ve MHP karşımıza bu kez yeni bir yasayla çıktı.
Yasaya ‘dezenformasyon yasası’ dediler. Ama özünde ‘sansür’ yasası olduğunu herkes bildi, okudu.
Dezenformasyon, yani kasıtlı olarak yanlış bilgiyi kamuoyuna sunmak.
Yasaya göre, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor.
Yani toplumsal bir olayı haberleştirmenin cezası hapis olacak. Milli güvenlik tehdidi bahanesi ile yasaklanan bir grevi haberleştiren gazeteciler yargılanacak, patronların ve iktidarın işine gelmeyen haberler için gazeteciler hâkim karşısına çıkacak.
Haberi yapanlarla sınırlı kalmayacak, bu haberin yayılmasını sağlayan, örneğin sosyal medyada bir retweet yapan yurttaş dahi yargı önüne çıkarılacak.
AKP toplumda biriken öfkeyi görüyor ve önlem alıyor.
İktidarın bu ‘önleminin’ faturası; yargılanacak, kalemi zincirlenecek basın emekçilerine ve havuz medyasının yalanlarına, muhalif medyanın oyunlarına mahkûm edilecek emekçi halka kesilmek isteniyor.
Türkiye Komünist Partisi, tüm basın emekçilerini ve halkımızı bu zorbalığa karşı örgütlenmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyor.
Çünkü biliyoruz ki, ağır çalışma şartlarına, tehdit ve baskılara rağmen kamu görevini yerine getirmeye çalışan basın emekçileri, sansür yasasına sığmaz.
Her türlü gericiliğe, baskıya, zorbalığa karşı emekçilerin sesi kısılamaz.
Meydan okuyoruz.
Kendisi bir dezenformasyon aracına dönüşmüş bu düzeni değiştireceğiz.
Eşit, özgür, bağımsız bir ülkeyi mutlaka kuracağız.