Kayısıda taban ücreti hâlâ belirlenmedi, üretici dertli: Masraflarımız arttı, üç beş tüccarın elinde kaldık. Ürünü ucuza vermemek için direniyoruz ama nereye kadar?
Kayısı üreticileri, kayısının taban fiyatının hâlâ belli olmamasından kaynaklı mağduriyet yaşıyor. Giderlerin artması nedeniyle zaten zor durumda kalan üretici kayısılarını tüccarlara satmazken bazıları da zararına da olsa satmak zorunda kalıyor.
İlk olarak konuştuğumuz Malatya’nın Hekimhan ilçesi Sarıkız köyünde kayısı üreticiliği yapan Hayati Gedik, “Bu sene çok perişanlık çektik. Aldığım gübre 2 bin 500-3 bin TL, ilaç masrafım 5 bin TL tuttu. Toplam masrafım 20-25 bin TL. O da işçi tutamadık, çocuklarım, eşim hep birlikte bahçede çalıştık.
İşçi tutan arkadaşlarım işçilere yaklaşık 70-80 bin TL masraf yaptı, onu da birilerinden borç alarak” dedi. Kayısının taban fiyatının en az 130-150 TL olması gerektiğini söyleyen Gedik, “Tüccarların elinde kaldık. Arkamızda da kimse yok. Üreticiden 65-70 TL’ye almaya çalışıyor. Masrafları bile karşılamıyor. Burada üreticiden 65-70 TL’ye çıkan kayısı, İstanbul’da 450 TL’yi buluyor” dedi.
"KÖYLÜLER ZARAR ETMEMEK İÇİN DİRENİYOR"
Akçadağ ilçesinin Dede köy Mahallesi’nde kayısı üreticiliği yapan Yılmaz Güngör de “Valilik işçi yevmi yelerini 216 TL olarak açıkladı, ‘16 yaşından küçük işçiler olmayacak, minibüs parası olmayacak’ dedi. Minibüs parası olmayacak dediği halde 7 bin TL minibüs masrafı ödedik.
Bu açıdan çok sıkıntı yaşadık ilkbaharın yağışlı geçmesinden dolayı ilaçlamada sıkıntı yaşadık, 4 kere ilaçlama yaptık. Bu sene hiç kayısısı olmayan da bu masrafı yaptı. Bir depo mazot 1500 TL, onunla da bir gün sürebiliyoruz” dedi.
Tüccarların köylülerden kayısıyı ucuza almaya çalıştığını söyleyen Güngör, “Köylüler kayısıyı ucuza vermemek için direniyor. Ancak bazıları çok zor durumda kalınca mecburen tüccarlara satmak zorunda kalıyor. Kayısının taban fiyatı en düşük 100 TL olmalı” dedi.
"KAYISILARI TÜCCARA VERMEDİM, DURUYOR"
Akçadağ ilçesinin Ören Mahallesi’nde kayısı üreticiliği yapan Mehmet Yener ise, “Tek geçim kaynağım kayısı. Önceden hayvancılık da yapıyordum ama hayvanları satmak zorunda kaldım. Bu sene kayısı da yandı. 35-40 bin TL işçi ücretleri tuttu. Geçen sene 200-250 TL’ye aldığımız gübre, bu sene 950 TL. Her şey çok masraflı, çiftçinin durumu iyi değil.
Tüccarlar en fazla 90 TL vereceğini söylediği için kayısıları vermedim, içeride duruyor şu anda. Kayısı taban fiyatları artık belli olsun, taban fiyatı 150 TL olursa ancak üreticiyi kurtarabilir” dedi.
TÜM KÖY SEN: ÜRETİCİ MAĞDUR EDİLMEMELİ
Konuyla ilgili görüştüğümüz Tüm Köy Sen Malatya Şubesi Başkanı Ali Gürel “Ülkemizdeki tarımsal yıkım ilimizin geçim kaynağı olan kayısıyı da etkiliyor” dedi. Gürel, “Devlet desteği kaldırılmış, kayısı birliğinin içi boşaltılarak kapatılmış, taban fiyatlandırmadan vazgeçilmiş, çiftçi üç beş büyük para sahibi tüccarın insafına terk edilmiştir.
Tarımsal destekler her geçen yıl düşürülürken tarımsal girdiler yüzde 300-500 artarak üretici köylünün belini kırmıştır” ifadelerini kullandı. Gürel, “Üretici köylünün ve kurumlarının olmadığı bir komisyonun çeşitli kalem oyunlarıyla rekolteyi yüksek göstermesi, ‘Kayısı çoktur’ söylemleriyle kara propaganda yaparak fiyatları düşük tutmaları üretici köylüyü perişan etti.
Bir kg kayısının maliyeti bugünün koşullarında 60-65 TL ama tüccar 80 TL’ye alıyor. Oysa üreticinin kâr elde edebilmesi için 130-150 TL’nin aşağısında satılmamalı. Bu nedenle üretici ya ürününü satamadı ya da zararına satmak zorunda kaldı” dedi. Gürel şu ifadeleri kullandı: “Üretici köylü üç beş tüccarın elinden kurtarılmalı.
TMO üretici köylü lehine hareket etmeli ve üretici köylünün kurumu gibi çalışmalıdır. Taban fiyat belirleyerek üretici köylünün yanında yer almalı. Tarımsal girdilerin fiyatları düşürülmeli. Mazottan alınan ÖTV, KDV kaldırılmalıdır.
Çiftçiye ucuz gübre, mazot verilmelidir. Bu dayatmalara, yanlış uygulamalara karşı durmak, ürettiğimiz ürünlerin fiyatlarını kendimizin taraf olarak belirleme yetkisinin kendimizde olması için örgütlü olmalıyız.
Birlik beraberlik içinde ortak hareket etmeliyiz. Ortak ses çıkartabilmek; Tüm Üretici Köylüler Sendikasına sahip çıkmak, üyesi olmak ve beraber yol yürümekten geçer.”