Mecliste sansür yasasının görüşmelerine devam ediliyor. TGS Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş, 29. maddeye tepki gösterdi ve "Endişe, korku, panik neye ve kime göre belirlenecek" diye sordu.
AKP-MHP milletvekilleri tarafından hazırlanan ve 15 Haziran’da Adalet Komisyonunda görüşülerek kabul edilen “sansür yasası”nın maddeleri tüm itirazlara rağmen bugün TBMM’de görüşülmeye devam edilecek.
14 maddesi kabul edilen yasanın en çok tartışılan 29. maddesinin de bugün Meclise getirilmesi planlanıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş maddede, “bilgiyi yayan kimse” ifadesinin çok önemli olduğunu belirterek “Bu ifadeye göre, teklifin yasalaşması durumunda, sadece gazeteciler değil tüm sosyal medya kullanıcıları, cezai tehdit altına girecek” dedi.
Hürtaş ayrıca “Halk arasında neyin endişe, korku veya panik yarattığı neye göre belirlenecek, bunu kim belirleyecek?” diye sordu.
“Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ya da “dezenformasyon yasası” toplumun pek çok kesimi tarafından tepki toplayıp “sansür yasası” olarak adlandırılsa da Meclis gündeminde görüşülmeye devam edilecek.
"SOMUT DEĞİL"
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş he”1m yasayı hem de 29. maddeyi değerlendirdi. Maddede, “bilgiyi yayan kimse” ifadesinin çok önemli olduğunu belirterek “Bu ifadeye göre, teklifin yasalaşması durumunda, sadece gazeteciler değil tüm sosyal medya kullanıcıları, cezai tehdit altına girecek.
Gazetecilerle sosyal medya kullanıcıları arasında önemli bir fark var. Zira gazeteciler yayınlarını editoryal bir süzgeçten geçirmekle yükümlüdür, ancak kullanıcıların böyle bir yükümlülüğü yok. Sosyal medya kullanıcıları, hangi iletinin doğru/yanlış ya da kanunda belirtilen diğer durumlara uygun olup olmadığını bilemezler, dolayısıyla sosyal medya kullanıcılarını böyle bir yükümlülük altında tutmak doğru değildir” dedi.
Hürtaş gazeteciler için teklifte belirtilen kısıtlara uymanın oldukça zor olduğunu, bu teklifteki ifadelerin muğlaklık barındırdığını da dikkat çekerek “Halk arasında neyin endişe, korku veya panik yarattığı neye göre belirlenecek, bunu kim belirleyecek? Kamu düzeni ifadesinden tam olarak ne anlamamız gerekiyor, bilmiyoruz.
Ülkenin iç ve dış politikaları da dahil geçen tüm ifadeler, kişiden kişiye, dönemden döneme değişmesi mümkün olan durumlar. Bunlar oldukça göreceli ifadeler olduğu için, gazetecilerin hareket alanını da daraltacak” ifadelerini kullandı.
"YAŞADIKLARIMIZ YAŞAYACAKLARIMIZIN HABERCİSİ"
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş sansür yasası ve çok tartışılan 29. maddeye dair şunları söyledi: “Geçen günlerde Basın İlan Kurumu’nun verdiği cezalarla ilgili, Anayasa Mahkemesi ‘cezaların temelinin muğlaklığına’ vurgu yaparak, hak ihlali tespiti yapmıştı.
RTÜK’ün muhalif kanallara verdiği cezalara bakıldığında hepsi gazetecilik etiğinden uzak. Yine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın basın kartlarına ilişkin keyfi tutumuna bakıldığında; bugüne kadar yaşadıklarımız bu yasa çıktıktan sonra yaşayacaklarımızın ne olacağının habercisi.
Bu hafta boyunca muhalefet ve iktidar arasında 29. maddedeki ceza üst sınırının 3 yıldan 2 yıla indirilmesine ilişkin görüşmeler devam etti. Aldığımız duyumlara göre MHP, bu öneriye karşı çıktı. Ancak 2 yıllık süreye de indirilse, bahsi geçen düzenlemenin gazetecileri ve tüm sosyal medya kullanıcılarını hapis cezasıyla tehdit ettiği açık.
Bugüne kadar gazeteciler bu yasaya muhalefet etti ama bu düzenleme sadece gazetecileri değil tüm sosyal medya kullanıcılarını ilgilendiriyor, kullanıcıların da özgür bir iletişim ağı için yasaya karşı çıkmaları gerekiyor.”
Sansür yasası görüşmeleri yarın sürecek: "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" maddesi görüşülecek