Türkiye Komünist Partisi ülkede yaşanan sorunlara dair çözüm önerilerini ortaya koymaya devam ediyor. Daha önce iç politika, tarım, enerji ve gençliğin sorunlarına çözümlerini sunan TKP, yeni açıkladığı belgeyle ekonomideki sorunların nasıl çözüleceğini anlatıyor.
Bugün ülkemizde yaşayan milyonların gözü ekonomik krizde; fiyat etiketlerinde, elektriğe, suya, doğalgaza yapılan zamlarda, eğitim ve sağlık giderlerinde, ev sahiplerinin insafına kalmış kira artışlarında… TKP emekçilerin hayatını giderek daha da zorlaştıran tüm bu sorunlara, somut çözümler sunuyor ve bu yıkımdan çıkışın mümkün olduğunu iddia ediyor.
90’lı yıllarda Gümrük Birliği anlaşmasıyla başlayan ekonomide uluslararası sermayeye eklemlenme tercihinin, Avrupa Birliği uyum süreciyle daha da ileriye götürüldüğü belirtilen belgede, AKP iktidarıyla artan özelleştirmelere ve yıkımın hızlanmasına işaret ediliyor.
Elde avuçta ne varsa sermayeye satıldı
"Ülke ekonomisi hammadde, enerji kaynakları, ara malı düzeyinde tümüyle dış pazara bağımlı hale getirildi. Elde avuçta ne varsa özelleştirmelerle yerli ve yabancı sermayeye satıldı.
Devletin kontrolündeki ağır sanayi tesisleri, TÜPRAŞ, Petkim, Erdemir, limanlar, enerji üretimi, dağıtımı ve daha nice kamu varlığı çeşitli yöntemlerle özel sektöre devredildi." diyen TKP, eğitim ve sağlık hizmetlerinin özel sektör yatırımlarına açıldığını ve emekçiler açısından tüm bu alanların paralı hale getirildiğini söylüyor.
Türkiye Komünist Partisi, ekonomideki bu yıkımdan çıkışın patronları değil, emekçileri önceleyen bir biçimde yeniden inşa edileceğini belirterek, özetle şöyle mümkün olabileceğini söylüyor:
- Çalışma süreleri kısaltılacaktır. Hafta tatili iki güne çıkarılacaktır.
Fiziksel emek kullanımını en aza indirmek ve tüm insanların zihinsel üretim potansiyelini harekete geçirmek hedeflenecektir. Tarım ve sanayi üretiminde ileri teknikler kullanılarak öncelikle insana yakışmayan koşullarda gerçekleşen işlerin makineler tarafından yerine getirilmesi sağlanacaktır.
Çalışabilir durum ve yaştaki tüm yurttaşlara iş güvencesi ve çalışma hakkı sağlanacak, devlet bu iki temel hakkı hiçbir durumda ortadan kaldırmayacaktır.
Çalışamayacak durumda olanlar, yaşlılar ve emekliler devletin güvencesi altında olacaktır. Bu yurttaşlara insanca bir yaşam düzeyi ve tüm yurttaşlarla eşit olanaklar sağlanacaktır.
Sendikalar, işçi sınıfının yönetime katılma araçlarından biri olacaktır. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işçilerin dinlenme, kültür ve spor olanaklarının genişletilmesi için yetkilendirileceklerdir.
Çalışma Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı müfettişleri il, bölge, sektör ayrımı yapmaksızın işyeri denetimlerini yapacak, sonuçları kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Tarım emekçilerinin özgür çiftçiler olarak kolektif çiftliklerde ve devlet işletmelerinde toplanmaları için çalışmalar yürütülecektir. Kolektif çiftliklerin kamu mülkiyetine uyumlu biçimleri geliştirilecektir.