DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, KRT TV'de Savaş Kerim oğlu' nun sunduğu Ana Haber’in konuğu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesi için gittiği Endonezya’da NATO liderleri toplantısına davet edilmemesini değerlendiren Babacan şu ifadeleri kullandı:

 

 Erdoğan’a: ‘Davet edilsin, kalkmış uçağını indirir’

 

            “(NATO Toplantısı) Davet edilsin, koşa koşa havaalanından geri döner. Davet edilsin; kalkmış uçağını indirir. Koşa koşa katılır o toplantıya. Her yerde poz verme derdinde değil mi? Dünya liderleriyle yan yana fotoğraf verip ‘Ben dünya lideriyim’ havasını içeriye pompalamaya çalışıyor.

            Davet edilmediği belli. Davet edilmeyince ‘Önemli değil’ diyecek. Önemli değildi ne demek? Bir NATO ülkesine füze düştü.”

 

 ‘Güven kaybının işaretlerinden birisi’

 

             “Türkiye’nin güvenlik ve savunma konusunda tam üye olduğu bir yapıdan bu şekilde izole edilmeye çalışılması, bazı toplantılara çağrılmaması ve ilk defa liderler bazında bunun yapılmaması çok dikkat edilmesi gereken bir husus.

             Türkiye’ye olan güven kaybının en önemli işaretlerinden birisi. Böyle önemli bir toplantı var: Mesele Rusya, NATO, Polonya, Ukrayna… Söyleme bakarsanız Türkiyesiz hiçbir şey yürümüyor. Pratik yok… Yeri yerinden oynatması lazım Türkiye’nin.”

 

 ‘Çökmüş bir devlet yapısı’

 

             “Bizim şu anda Endonezya’da büyükelçimiz yok. Afrika’da bir ülkeden bir büyükelçiyi geçici olarak görevlendirmişler, G20 toplantısında bulunsun diye. Şu devlet sistemine bakın ya. Gerçekten çökmüş bir devlet yapısından bahsediyoruz.

             Endonezya gibi dünyada en çok Müslüman’ın yaşadığı ülkeden bahsediyoruz. Böyle bir ülkede Türkiye’nin nasıl bir büyükelçisi nasıl olmaz?”

 

 ‘Ortak adayımızla beraber iktidarı devralıp ülkeyi yöneteceğiz’

 

              “Altılı masa Sayın Erdoğan’ın korkulu rüyası haline geldi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki gerçekleştirip altı parti beraberce tüm politikalarda uzlaşarak seçimden sonra ülkeyi nasıl yöneteceğimizi ve neler yapacağımızı seçimden önce kararlaştırarak seçime doğru gidiyoruz.

            Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak ortak adayımızla beraber iktidarı devralıp ülkeyi yöneteceğiz.”

 

 ‘Adayımızı çalışmalarımız bittikten sonra açıklayacağız’

 

               “Biz cumhurbaşkanı adayına karar vermek için oturmuyoruz. Cumhurbaşkanı adayımızı çalışmalarımız bittikten sonra açıklayacağız. Geçiş sürecinin yol haritasını bitireceğiz. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin programını bitireceğiz. Ondan sonra ortak adayı konuşmaya başlayacağız.”

 

 ‘5 yılın planlamasını bugünden yapıyoruz’

 

            “Aklınıza gelen her alanda DEVA Partisi olarak eylem planları açıkladık. Tarımdan sağlığa, dijital dönüşümden sanayiye, ekonomiden yargı reformuna kadar… Türkiye’de bir ilk. Her konuda çözüm üretiyoruz.

              İktidarın elinde seçimden sonra yapacaklarıyla ilgili bir program gördünüz mü? Sıfır. Biz 5 yılın planlamasını bugünden yapıyoruz. DEVA Partisi olarak bunları hazırlıyoruz.”

 

 ‘Sizin anayasa teklifiniz nerede?’

 

              “Türkiye’de ilk defa altı parti tam bir mutabakat içerisinde anayasa teklifi hazırladı. 28 Kasım’da da Türkiye’ye bunu duyuruyoruz.

             Biz üretiyoruz ama öbür tarafta bir üretim yok. Sayın Erdoğan’a, Sayın Bahçeli’ye soruyorum: Sizin yeni anayasa teklifiniz nerede? 2 yıl önce açıkladınız. Haydi, ortaya koyun bakalım bir şeyler. Yeni, komple anayasayı bırakın bir iki maddelik değişiklik için kıvranıyorlar.”

 

‘Altı partiden herhangi birisinin hükümetin peşinden koşacak hali yok’

 

              “Altı partiden herhangi birisinin parlamenter sistemin altına imza attıktan sonra dönüp dolaşıp gidip de şu andaki hükümetin peşinden koşacak hali yok. Böyle bir şey işin tabiatında yok. Sayın Erdoğan bazı partilerin teşkilatlarına ve tabanlarına hitap etmeye çalışıyor.”

 

 ‘İçişleri Bakanı’nı referans alıp adım atmayız’

 

             “Kusura bakmasın kimse ama Türkiye’nin bugünkü içişleri bakanını referans alıp onun söylediklerine güvenip hiçbir adım atmayız. Böyle bir şey yok. Terör konusunda cumhurbaşkanı ABD’ye teşekkür ediyor.

               Biz ona mı güveneceğiz, yoksa İçişleri Bakanı’nın ‘ABD’nin taziyesini kabul etmeyeceğiz’ demesine mi? Bu kadar yanıltıcı bilginin çok olduğu bir ortamda kimse kusura bakmasın bugünkü hükümet kaynaklarının verdiği her bilgiyi özel süzgeçten geçiriyoruz.”