AİHM, Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi imtiyaz sahibi İhsan Yaşar ve editörü Mehmet Ali Çelebi’nin tutuklanmasına dair Türkiye’den savunma istedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi imtiyaz sahibi İhsan Yaşar ve editörü Mehmet Ali Çelebi’nin tutuklanmasına dair Türkiye’den savunma vermesini istedi.
Özgürlükçü Demokrasi, 28 Mart 2018'de kayyum atandıktan sonra 8 Temmuz 2018'de çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatıldı. Aralarında gazetenin imtiyaz sahibi İhsan Yaşar ve editörü Mehmet Ali Çelebi’nin de bulunduğu 6 gazeteci tutuklanırken, 14 kişi hakkında dava açıldı.
Çağlayan'da bulunan İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Pınar Tarlak, Ramazan Sola ve Mizgin Pendik için beraat kararı verildi. Hicran Urun, Reyhan Hacıoğlu, İshak Yasul'a "terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla 3'er yıl 1'er ay 15'er gün hapis, Yasul'a ayrıca “terör örgütü propagandasından” 1 yıl 6 ay 22 gün, Mehmet Ali Çelebi'ye de "terör örgütüne yardım etmek" iddiasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. İhsan Yaşar’a da “silah bulundurmaktan” 10 ay hapis cezası verdi.
Tüm gazetecilerin tutuksuz yargılandığı dava kapsamında verilen kararın istinafta bozulmasının ardından dava yeniden görülüyor.
"İFADE ÖZGÜRLÜKLERİ İHLAL EDİLDİ Mİ?"
Çelebi ve Yaşar'ın tutuklanmasına ilişkin avukatların AİHM'ye yaptığı başvuru kabul edildi.
AİHM, Yaşar ve Çelebi'nin tutuklanmaları, tutukluluk hallerinin devamı ve ifade özgürlüğü konusunda Türkiye’den savunma istedi.
Mahkeme ayrıca başvurucuların ifade özgürlüklerinin 18’inci madde ile bağlantılı olarak, ihlal edilip edilmediğini de sordu.
AİHM, Türkiye’nin yanıtlaması talebiyle;
"Başvurucuların özellikle sözleşmenin 10. maddesi kapsamında bilgi ve fikirlerin yayılması anlamında ifade özgürlüklerinin ihlal edilip edilmediği,
İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin 10/2 maddesi bağlamında gerekli ve kanunla belirlenmiş olup olmadığı,
Başvurucuların özgürlüklerinden mahrum bırakılmış olmasının sözleşmenin 5/1 maddesinin ihlali olup olmadığı,
Tutuklanmaları ve tutukluluğun devamı hallerinin yasal yollarla yapılıp yapılmadığı,
Tutuklandıkları zaman dosyada bulunan delillerin objektif bir üçüncü kişiyi ikna etmeye yeterli olup olmadığı,
Yerel mahkemelerin, başvurucuların tutuk hallerinin devamı için sözleşmenin 5/3 maddesi kapsamında ilgili ve yeterli gerekçeler sunup sunmadığı,
Bunlara ek olarak, başvurucuların tutuklu kaldıkları sürenin aynı madde kapsamında ‘makul süre’ kabul edilip edilemeyeceği,
Başvurucuların özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının, sözleşmenin 5 ve 10 maddeleri bağlamında, 18. maddeye aykırı olup olmadığı" yönünde sorular yöneltti