Türkiye’de gazeteciliği tanımlarken, ‘mayınlı arazide yürümek’ diye ifade ettiğimiz bir görüş vardır. Çünkü zaman geldi tehdit edildik, zaman geldi darp edildik, gözaltına alındık, hapislere atıldık, öldürüldük. Başımızdan musibet hiç eksik olmadı.
Derneğimizin üyesi ve geçmişte yöneticilik sorumluluğu da üstlenen gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde dün yaşadığı olay da ne yazık ki Türkiye gerçeğinin kaygı verici bir örneği olmuştur.
Meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’nun, mesleğinin gereği olarak gündemdeki konulara ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelttiği soru sonrası karşılaştığı, en hafif tabiriyle saygısız ve nobran yanıt ve muamele, mesleğimize açık bir saldırıdır.
Yıldız Yazıcıoğlu’nun dün yaşadığı saldırının sebebini çok iyi biliyoruz. Dernek olarak her ay yayınladığımız ‘Medya İzleme Raporu’nda da onlarcasını kayıt altına aldığımız benzeri saldırı ve tehditlere, düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne düşman bir anlayışın kaynaklık ettiğinden hiçbir kuşkumuz yok.
İktidarın ve çevresindeki güç odaklarının mesleğimize verdiği zarar, her geçen gün telafisi zor bir noktaya giderken, Yıldız Yazıcıoğlu’nun, kendilerini dokunulmaz görenlere eski dönemlerde olduğu gibi soru sorulabileceğini hatırlatan gazetecilik tutumu, mesleğimiz açısından onur vericidir.
Yıldız Yazıcıoğlu tam da bir gazetecinin yapması gerektiği gibi sorusunu sormuş, gerçeklere ayna olmuştur! O aynada çıkan, karanlık ilişkiler ile zihniyetin görüntüsü de asla unutulmayacak şekilde kayıtlara geçmiştir.
Meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’na “İşine bak” diyenler ve sonrasında bir kampanya yürüterek “provokatör” iftirası atanlar bilmelidir ki; uzatılan mikrofonları tutan her elin sahibi, sizin maaşa bağladıklarınız ‘kalemler’ olmayabilir.
Meslektaşımız ve üyemiz Yazıcıoğlu, Türkiye’de gerçek gazetecilerin tarihsel mücadelesinin devamcısı olarak, ‘işine bakmıştır’ ve asıl provokatörler ona saldıranlardır.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu