ALTIN
 2.739,33
DOLAR
 33,9872
STERLİN
44,9484
EURO
 38,0601

"17 Ayda Kentimizin Ve Kendimizin Hafızasını Kaybettik"

Söğütlü Camii merkezde gezip durmakta; gecen ay iki cami yan yana gelmişti, bu ay emekliler parkına gitti, önümüzdeki ay nereye gider bilmiyoruz. 

11 Temmuz 2024 04:40
"17 Ayda Kentimizin Ve Kendimizin Hafızasını  Kaybettik"

       Malatya Büyükşehir belediye meclisi 10/7/2024 terihi itibari ile Temmuz ayi ilk toplantısı dolayısıyla toplandı.

Toplantıda ilk olarak söz  alan CHP belediye meclis üyesi ve gurup Başkanı Gülnur Tabel " Sayin Başkanım, Sayın ilçe belediye başkanlarım, değerli meclis üyeleri ve basınımızın çok kıymetli temsilcileri,

Mübarek Muharrem ayının  hepimize huzur, mutluluk ve bereket getirmesini dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

         Yaşadığımız depremin üzerinden 17 ay geçti ve evet çok acılar yaşadık, canlarımızı, mallarımızı ve kentimizin hafızasını kaybettik. Biz bu mecliste ilk günden beri; “hiç olmazsa bu felaketten bir ders çıkaralım, bunu fırsata çevirelim ve şehrimizin gelecek 50-100 yılını yeniden planlama şansımız varken, geçmişte yapılan hataları tekrarlamayalım” dedik.

           Bugün geldiğimiz nokta maalesef tam bir hayal kırıklığı yaşıyoruz..

          Bizler kent merkezinde inşaatı başlanan yerlerin bitmesini, biran önce esnafın hayata tutunmasını beklerken bu arada Söğütlü Camii merkezde gezip durmakta; gecen ay iki cami yan yana gelmişti, bu ay emekliler parkına gitti, önümüzdeki ay nereye gider bilmiyoruz.

Aslında bu yaşanan kararsızlık bize Malatya’nın sahipsizliğini gösteriyor. Ankara’daki Malatya’nın kent hafızasını bilmeyen, Malatya’daki bazı parası olan meslek grupları ve bu şehrin iktidar vekilleri kendilerine göre Malatya’nın geleceğini planlıyorlar ve bizler burada seyrediyoruz. Sanırsınız ki bu asrın felaketinden bir buçuk yıl geçmişken Malatya’nın tek derdi Söğütlü Camii’nin yeri. Burada şunu açıkça ifade edeyim, Söğütlü Camii’nin veya diğer camilerin yapılmasına kesinlikle karşı değiliz. Tabii ki camiler gibi tüm tarihi yapılarımız aslına uygun bir şekilde yeniden yapılmalıdır. Ancak merkezin o sıkışıklığında tek nefes alınacak yer olan emekliler parkına değil. Hatta bizler Söğütlü Camii eski yerinde yapılsın ve önü de açılsın demiştik, hatırlarsanız.

          Kentleri kent yapan önemli unsurlardan biri de kent meydanlarıdır. Biz de elimize geçen fırsatı tepip, kent meydanı olacak tek yeri binalarla kapatıyoruz. Yıllar sonra çocuklarımız, torunlarımız bizlere haklarını helal etmeyecekler.

            Bunu sadece biz değil sayın başkan da seçim öncesi katıldığı televizyon programlarında da dile getirmişti.

Bir tv kanalında; “ Sayın bakan Akpınar’ı dolaşırken “Bu işin sahibi Sami bey, Sami bey ne derse o olacak. Biz de çalışma yaptırıyoruz. Söğütlü cami kentin hafızası. Buradan söyleyeyim Söğütlü Cami yerinde yapılacak”  demişti.

            Şimdi sormak istiyoruz;

Söğütlü Cami ile ilgili kentin seçilmiş belediye başkanı bile söz sahibi olamıyorsa vay halimize.

              Ankara’dan ısmarlama projeler yapılıp, belediye başkanlarına danışılmıyorsa vay halimize.                   Özhaseki’nin yerinde yapılacak dediği Cami, nasıl oluyor da yeni bakanla birlikte emekliler parkına taşınıyor? Belediye başkanının, AKP milletvekillerinin bile haberi olmadan proje değişikliği nasıl gerçekleşiyor?             Sözünüz para etmiyorsa vay halimize. Farklı partilerden olabiliriz, ancak halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının, milletvekillerinin bu denli ezilmesini kabul etmediğimizi belirtmek istiyorum.

Sayın başkanım, lütfen bakanımızla ve milletvekilleri ile görüşün ki Söğütlü caminin yeni yerini belediye imar komisyonu olarak biz belirleyelim. Yine o civarda çok uygun ve herkesin kabul edeceği bir yer buluruz.

          Emekliler parkını bu şehre yanlış yapanlara kurban etmeyelim, bu şehre yazık etmeyelim.

         Bunun yanı sıra esnafımız konteynerlerde zor şartlarda işlerini yapmaya ve para kazanmaya çalışıyorlar.      Esnafımızın biran önce dükkânlarına taşınmaları ve ticaretin canlanması gerekiyor. Bilin ki ticaret ayağa kalkmazsa, bu konuda her geçen gün biten umutlarımız gibi Malatya’mız da biter.

Depremin üzerinden 17 ay geçmesine rağmen devamlı artçı depremler olmakta, ayakta kalan binalarımızın başta yapılan hasar tespitleri değişmiş olabilir, belki hafif hasar alanlar orta hasara döndü. Bunun için çevre şehircilikle beraber çalışılarak; tüm ayakta kalan binalar yeniden incelenmeli ve yapı stoku açıklanmalıdır. Yine biz söylemiştik diyeceğim maalesef ama 2020 Elâzığ depreminden sonra biz böyle bir çalışma yapsaydık, depremde belki de bazı binalarımız yıkılmayacak ve insanlarımız ölmeyecekti.

Rezerv alanların son durumu nedir, biran önce artık inşaatların başlaması lazım. Kaldı ki rezerv alanlarda kalan yapıların durumları da ayrı bir tartışma konusu iken. 17 ayda 44 bölge rezerv alan ilan edildi ama daha henüz 3, 4 tanesinin ihalesi yapılmış.

            Bu arada yerinde dönüşüm ruhsatları hızlandırılmalı, bürokratik işlemler kolaylaştırılmalı ve hibe krediler artırılmalıdır.

            Her şeyin her gün zamlandığı bir ortamda 750 bin hibe ve 750 bin kredi ile yerinde dönüşüm yapılamaz. İhalelerin biraz önce yapılıp, vatandaşımız mağdur edilmeden biran önce şehrimizi ayağa kaldırmazsak Malatya’da Malatyalı kalmayacak.

            Zaten biraz imkânı olanlar gitti, şehrimizin sosyal yapısı da bozuldu dikkat ederseniz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.