Çağdaş 47 yaşında: Birlik ve dayanışmayı büyütmeliyiz!
Güvencesizlik, sansür, otosansür, ifade özgürlüğü, erişim yasakları, akreditasyonlar, yoksulluk, yasaklar, gözaltılar, tutuklamalar…
Bugün mesleğimiz tüm başlıkların her birinde detaylandırılabilecek şekilde saldırı altındadır. Bu saldırılar yeni değildir ancak biçim ve şekil değiştirerek ve ağırlaşarak sürmektedir.
Bundan 47 yıl önce 23 Şubat 1978’de patronların baskılarına karşı onurlu bir şekilde yola çıkan Alaattin Orhan, Mehmet Genç, Osman Z. Yüksel, Mehmet Öztoprak, Necmiye Aba, Alaattin Sevim, Cengiz Kuşçuoğlu’nun bayrağı bugün en eski üyesi ve dün üye olanlar tarafından el ele taşınmaktadır, taşınacaktır.
Mücadeleyi bir meslek edinmiş Çağdaş üyeleri çok iyi biliyor ki, biz gazeteciler güçlü durdukça saldırılar arttı, üyelerimiz hedef haline getirildi. Ancak hiçbir zaman Çağdaş mücadeleden de halkın haber alma hakkını savunmaktan vazgeçmedi.
Türkiye’nin en zor dönemlerinde kurucu iradenin ruhuyla gazetecilik mücadelesinden bir adım bile geri adım atmayan Çağdaş, bu alandaki öncü rolünü iyi biliyor. Bugün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunun da farkındayız.
İktidarın “hedef gazetecilik değil” diyerek yasal düzenlemeler ile her seferinde hedef alınan mesleğimize yönelik her geçen gün artan tehditlere karşı tek bir yol vardır, o da örgütlenmektir. Bugün olduğundan daha fazla birlikte olmaya ve dayanışmaya ihtiyacımız olduğu bir tartışma değil bir gerçektir. Hayata görüşü, bakışı, duruşu ne olursa olsun tüm meslektaşlarımızı Çağdaş çatısı altında daha güçlü durmaya, mesleğimizin onurlu bir şekilde geleceğe yürümesinde bir nefes olmaya davet ediyoruz. Artık gazetecilerin ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacı çok daha büyüktür.
Gazetecilerin sadece “haber” gerekçesiyle gözaltına alınmasını, tutuklanmasını, insan onuruna dokunan oto sansür ve sansür girişimini ve güvencesizlik tehditlerini hep birlikte yenebileceğimize inancımız tamdır.
Gazeteciler kadar topluma da bir çağrımız var. Unutulmasın; gazeteciler baskı altına alındığında veya güvencesizlik koşullarında çalışmaya mecbur bırakıldığında hedef sadece meslektaşlarımız değildir. Gazetecilerin haber yapma hakkı engellendiğinde toplumun haber alma hakkı gasp edilmektedir. Halkın bu gerçeği böyle algılaması, unutmaması ve buna karşı mücadele eden gazetecilerin yanında olması şarttır.
Tüm meslektaşlarımız ve toplumun desteği ile “Gazetecilik Suç Değildir” diye haykırmaya devam edeceğiz!
Gazeteciliğin ve gazetecilerin özgür olacağı nice 47 yıllara.
Yaşasın basın özgürlüğü, yaşasın örgütlü mücadelemiz, yaşasın ÇGD