KESK “AKP, yaşamlarımızı tek adam diktasıyla kuşatmanın yollarını arıyor.”
Gündem, 24 Mayıs 2016 09:48
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) 28-29 Mayıs tarihlerinde 8 ilde bölgesel miting yapma kararı aldı. KESK’ li üyeler alınan bu karar için, çağrı yapmak amacı ile Malatya Merkez postane önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK üyeler adına açıklama yapan KESK, dönem sözcüsü Zühal Güler, “Laik, bilimsel, anadilinde eğitim hakkı, baskılara, şiddete, işten atmalara karşı alanlarda olacaklarının” altını çizerek şunları söyledi: “ Türkiye, benzer örneklerini ancak faşist rejimlerde görebileceğimiz baskıcı, otoriter ve anti demokratik politika ve uygulamalara giderek daha fazla sahne oluyor. Kendi içerisindeki farklı seslere dahi tahammül edemeyen AKP, yaşamlarımızı tek adam diktasıyla kuşatmanın yollarını arıyor.
Demokrasinin ve hukukun askıya alındığı bu dönemde, toplumsal dokumuzdaki farklılıkları “tekçi” politikalarla boğmaya, kendi arzuları doğrultusunda yeni bir toplum yaratmaya çalışıyor! AKP, kamusal olan her alanı dini kural ve referanslara göre biçimlendirmek istiyor. Dinselleştirme politikaları her türlü sömürüye, zulme, talana ve yalana kalkan yapılmak isteniyor.
Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir toplum tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı değerleri benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır. Bu nedenle laikliğin varlığı, din ve mezhep farklılıkları üzerinden halkların, farklı inançtan ve mezhepten insanların birbiriyle çatışmalarına son vermek, her inancın kendisiyle ve diğer inançlarla eşit haklar temelinde ilişki kurmasını güvence altına almak açısından önemlidir. Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda “eşit yurttaş” olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız olmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, işyerinde, üniversitede, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayırım yapılmamasına bağlıdır.
AKP’nin 2023 vizyonuyla yürüttüğü politikalar işçilerin, kamu emekçilerinin, gençlerin ve kadınların sorunlarına çözüm olmamıştır. Aksine AKP, var olan sorunları daha fazla derinleştirmiştir. Bu politikaları eleştiren, AKP’nin eşitsiz ve ayrımcı politikalarına direnen, eşit, özgür, demokratik, barış içinde daha güzel yarınlar için mücadele eden biz kamu emekçileri ise bugün, mücadele tarihimizde hiç olmadığı kadar baskı altına alınmak isteniyoruz.
Özellikle sendikal faaliyetlerimizi suç kategorisine yerleştiren Başbakanlık Genelgesi’nin ardından, başta eğitim ve bilim emekçileri olmak üzere on binlerce kamu emekçisi hakkında hukuksuzca soruşturmalar açılmıştır.
Bilinmelidir ki kamu emekçilerinin emeğine, haklarına ve geleceğine sahip çıktığımız; savaş politikalarına karşı barışın, zalime karşı mazlumun, sömürüye karşı emeğin sesi olduğumuz için işten atılıyor, soruşturmalara maruz kalıyor, sürgün ediliyoruz.
Bu baskı, sürgün ve işten atma politikasının amacı açıktır! AKP, tüm kamu emekçilerini kendisine kapı kulu yapmayı arzulamaktadır. Kamu emekçilerinin kendisini insana, topluma ve doğaya karşı değil, sadece ama sadece AKP’ye karşı sorumlu görmesini istemekte, emekçileri hükümet memuru yapmayı hedeflemektedir!
Özellikle belirtmek isteriz ki AKP’nin bu yaklaşımı tüm kamu emekçilerinin geleceğini ve kamu hizmetlerinin niteliğini doğrudan tehdit etmektedir. Hazırlanan yasa tasarılarında “siyasi olan ve siyasi olmayan grev” tanımları yapılarak grev hakkımıza saldırılması, bu durumun somut ifadesidir!
Ancak baskıyla, sindirme politikalarıyla, sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelerle amacına ulaşacağını sanan AKP’nin unuttuğu bir gerçek vardır! O da KESK’in mücadele kararlılığı ve azmidir!
Gerçek demokrasinin, eşit yurttaşlığın, temel hak ve özgürlüklerin, nitelikli kamu hizmetlerinin genişlemesinin en önemli yolunun laik eğitim, laik yaşam ve herkese güvenceli iş mücadelesini güçlendirmekten geçtiğini düşünüyoruz.
İktidarın kendi çıkarları için sürdürdüğü inanç istismarına yönelik girişimlerini boşa çıkarmak, gerçek anlamda laik ve demokratik bir ülkede barış içinde bir arada yaşamak için “Laik Eğitim, Laik Yaşam ve İş Güvencemizden Vazgeçmeyeceğiz! Baskı, Sürgün ve İşten Atmalara Karşı Alanlardayız!” şiarıyla 28-29 Mayıs tarihlerinde 8 ilde bölgesel mitingler düzenleme kararı almış bulunuyoruz.
Çağrımız sadece konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın üyelerine değil, çocuklara, öğrencilere ve ülkenin geleceğinden endişe eden herkesedir. Çocuklarının ve ülkenin geleceğinden endişe eden herkesi, 28-29 Mayıs’ta Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır, Antalya, Samsun ve Van’da yapacağımız bölge mitinglerine katılmaya, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğine hep birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Gündem, 24 Mayıs 2016 09:48
Yorumlar (0)