“Eğitimde laiklik mücadelesi diktatörlükle mücadeledir”
Eğitim, 24 Ekim 2016 16:36
Antalya’da Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin çağrısıyla düzenlenen “Laik ve Bilimsel Eğitim” panelinde eğitimdeki dinci gerici politikalar, proje okullarla amaçlanmak istenenler, öğretmenler üzerindeki baskılar üzerine tartışıldı
Eğitimdeki dinci gerici politikalar, proje okullarla amaçlanmak istenenler, öğretmenler üzerindeki baskılar 23 Ekim’de Antalya’da düzenlenen “Laik ve Bilimsel Eğitim” panelinde tartışıldı. CHP Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer ile Halkevleri MYK Üyesi Eğitimci Betül Öztürk’ün konuşmacı olarak katıldığı Antalya Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi tarafından düzenlenen panel Kızıl arık Cem evi’ n de gerçekleşti.
Türkiye’nin 15 Temmuz’la birlikte içinde bulunduğu durumu değerlendiren Prof. Dr. Gaye Usluer, 81 ilde OHAL ilan edilmesinin sivil vesayet anlamına geldiğini kaydetti. Ülkenin Kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetildiğini, yasaların KHK’ler ile yapıldığını, devletin kadrolarının boşaltıldığını belirten Usluer, “adeta ülkeyi yeniden formatlandırdılar” dedi.
İmam hatipleşme 2002’de 70 bin, 2016’da 1 milyon
“Meclis’te bugün AKP tarafından uygulanan bir darbe söz konusu.
Olağanüstü hal içerisinde ‘biz ne dersek o olur’ zihniyeti hakim” diyen Prof. Dr. Usluer, öğretmenler üzerindeki baskıya değindi. 3 ayda 90 bin kişinin açığa alındığını, 55 bin civarında kamudan ihraç yaşandığını, 35 bin kamu görevlisinin tutuklandığını belirten Usluer, “Bu sürecin en çok yara aldığı kısmı eğitim camiası oldu. Çok sayıda mağdur yaratıldı” dedi.
“Eğitim müfredatını, din temelli bir müfredat haline getirdiler. Liselerde ne idüğü belirsiz ahlak temelli değerler eğitimi adı altında dersler verildi. 4+4+4 sistemiyle kız çocukları okulsuzlaştı, oğlan çocukları çıraklığa yönlendirildi” diyen Usluer, iktidarın eğitim sistemini gerici politikalarla değiştirdiğini ifade etti. İmam hatipleşmenin 2002 de 70 binden 2016 da 1 milyona yükseldiğini kaydetti.
“Proje okullar, müdürlere sırt dönen öğrencileri sindirmeyi amaçlıyor”
Proje okulların ülkedeki köklü liselere yönelik bir hamle olduğunu belirten Usluer, “Müdürlere sırtlarını dönerek protesto eden öğrencileri sindirmek susturmak istiyorlar. Geçtiğimiz yıl 44 okul proje okulu olarak adlandırıldı. Bu okulları proje okul yapacaklar, öğretmenler bakanlık tarafından atanacak denildi. Proje olarak başarılı bir okulu seçtiğinizde, oradaki öğretmenleri o okuldan dağıttığınızda, sürgün ettiğinizde iyi bir şey yapılmış olmuyor, mevcut iyiyi dağıtmak, mevcut iyiyi geriye götürmek amaçlanıyor” dedi.
“Eğitimde laiklik mücadelesi doğrudan diktatörlükle mücadeledir”
Betül Öztürk konuşmasında eğitimde bilimsellik ve laiklik mücadelesinin doğrudan diktatörlüğe karşı mücadele olduğunu belirterek; “AKP her türlü, yolsuzluğu, kadın düşmanlığını, gericiliği, emek sömürüsünü gerici dinci politikalarla birlikte meşrulaştırdı” dedi.
“Gericilik Erdoğan ve AKP iktidarı açısından taktiksel bir şey değil. Doğrudan düzen kurucu, rejim kurucu bir unsur alanı olarak kullanıldı. Aslında gericilik tüm politikaları içinde uyguladığı stratejik bir saldırı biçimi olarak hayata geçirildi” diyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Sarayın değerleri, ulusun değerleri haline getirilmeye çalışılıyor”
“Tayyip Erdoğan son dönemdeki Yeni Türkiye söylemlerinin ve kendisini yeni Türkiye’nin kurucu lideri gibi görmesinin ardında diktatörlüğün inşası yatmakta. Yeni Türkiye’yi kabullenecek, yeni bir ulus yaratılmaya çalışılıyor. Sarayın değerleri, ulusun değerleri haline getirilmeye çalışılıyor. Bizler açısından laik bilimsel eğitimi tartışırken, bunu göz önünde bulundurmak önemli. Diktatörlük rejimine paralel olarak yeni bir eğitim rejimi üretildi, orada laiklik yok, orada aleviler, kadınlar yok, orada kamusal aydın görevini yerine getiren öğretmenler yok. Eğitim sistemi diktatörlük inşa rejiminin bir parçası haline getirildi.”
“Eğer bir okulu tartışıyorsanız memleket meselesini tartışıyorsunuz demektir”
Bu meselenin yalnızca öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin meselesi olmadığının altını çizen Betül Öztürk, “Eğer bir okulu tartışıyorsanız memleket meselesini tartışıyorsunuz demektir. Nasıl bir toplum istediğiniz, nasıl bir ülke istediğinizle çok yakından ilişkilidir. Bizim dindar ve kindar değil, hakkını arayan aydınlık nesilleri kurmamız gerekiyor” diyen Öztürk, Gericiliğe karşı mücadele açısından, okullarda uygulanan dinci gerici politikalara karşı öz savunma yapılması gerektiğini ifade etti. “Eğitim alanında nerede gerici saldırı var, orada mücadele etmeliyiz, ya da okulumuzu imam hatibe mi dönüştürüyorlar, yılmadan engel olmak için çabalamalıyız. Bizler laik bilimsel eğitim mücadelesinde meşru taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz, bu mücadelede aynı zamanda kurucu bir mücadeledir, laik bilimsel eşitlikçi bir eğitim sistemini birlikte kuracağız” dedi.
Kaynak: Antalya sokaklari.com
Eğitim, 24 Ekim 2016 16:36
Yorumlar (0)