“25 KASIM, diktatörlüğe başkaldıran kadınların mücadelesidir.”
Eğitim, 26 Kasım 2016 15:51
25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslar arası mücadele günü olarak tüm Dünyada bilinmekte ve kutlanmaktadır.
Malatya Demokratik Kadın Platformu 25 Kasım ile ilgili bir basın açıklaması yaparak kadına şiddeti şiddetle ve nefretle kınadı.
Malatya kadın platformu adına açıklama yapan A. Işılay Demirtaş Demirel
“ 25 KASIM, diktatörlüğe başkaldıran kadınların mücadelesidir.
25 KASIM, ataerkil şiddete karşı direnen kadınların isyanıdır.
25 KASIM, sermaye sömürüsüne karşı emeğine sahip çıkan kadınların simgesidir.
25 KASIM, savaşa, militarizme ve ırkçılığa karşı kadınların eşit ve özgürce bir arada yaşama kararlılığıdır.
25 KASIM, erkek egemen sisteme ve tecavüzcülerine karşı mücadele yürüttükleri için katledilen MİRABEL kız kardeşlerin direniş mirasına dünyanın dört bir yanında alanlara çıkarak sahip çıkan milyonlarca kadının yarattığı umuttur.
Biz kadınlar; bu yıl 25 Kasım’ı faşizmin gölgesinde karşılıyoruz.15 yıllık iktidarın Türkiye’yi soktuğu olağanüstü süreç toplumu nefretle, ayrıştırmayla, kutuplaştırarak, şiddetle yeniden inşa etmeğe çalışıyor.
İçeride ve dışarıda yürütülen savaş politikaları, şiddeti, tacizi, tecavüzü, yoksulluğu yaygınlaştırıyor, gelecek endişesini artırıyor.
15 Temmuz darbe girişimini ‘Allah’ın lütfu’ olarak görüp, fırsata çeviren Saray ve AKP Hükümeti, OHAL ve KHK’ler ile toplumun tüm muhalif kesimlerini susturmaya, teslim almaya çalışıyor.
Kadınların yaşadığı sorunlar ise görünmez hale getiriliyor.
OHAL’i fırsat bilen hükümet, kadınların kiralanabilecek bir mal haline getirildiği “kiralık işçilik ve özel istihdam büroları” yasasını yürürlüğe soktu. Kadınlar daha fazla ucuz, güvencesiz, esnek, yarı zamanlı işlere mahkûm edildi.
On binlerce kamu çalışanı görevden alındı, ihraç edildi. Yalnızca son bir ayda işsiz bırakılan kadın sayısı 13 bini aştı. İhraç edilenlerin başka yerlerde iş bulma olanakları da ellerinden alındı. Kadınların en çok istihdam edildiği kamu alanı da kadınlar için artık “güvenceli” değil.
Erkek şiddeti artarak devam ediyor. Kadını ezen, yok sayan gerici ve ataerkil değer ve geleneklere dayanılarak, 2016’nın daha ilk 10 ayında kamuya yansıdığı kadarıyla 220 kadın öldürüldü, 352 kız çocuğu cinsel istismara uğradı.
Kadınların sesi kısılmaya çalışıldı. Kadın yazarlar, akademisyenler, sendikacılar, gazeteciler, kadın vekiller kısaca mücadele eden kadınlar, hukuksuz bir biçimde gözaltına alınıp tutuklandı.
Kadınların birbirinden haberdar olma, dayanışma olanakları gasp edildi, yayın araçları ellerinden alındı, dernekleri kapatıldı.
KHK’lerle belediyelere atanan kayyımların ilk işi, kreş ve kadın birimlerini kapatılması; Kadın çalışanların sürgün edilmesi, ya da görevden alınması, belediyelerin kadın çalışmalarını ve kadın bütçelerini durdurmak oldu.
Erkek-devlet şiddetiyle hayatlarımız üzerinde kurdukları ablukaya boyun eğmemizi istiyorlar. Kazanımlarımızdan vazgeçmemizi, sokakları terk etmemizi ve kamusal alanlardan çekilmemizi istiyorlar
Hükümet temsilcilerinin hemen her gün kadını aşağılayan yeni söylemleri kadına yönelik şiddeti arttırıyor. Haksız tahrik indirimleriyle, yakın zamanda ise bir utanç belgesine imza atarak cinsel istismarı aklayan, tecavüzü ve çocuk evlilikleri meşrulaştırılmak istendiği yasa önergesiyle kadın düşmanlığı hız kesmeden devam ediyor.
Erkek şiddeti ideolojiktir ve kaynağını erkek egemen anlayıştan, gücünü erkek egemen siyasetten alır.
Biz kadınlar; Cinsel istismarı aklamaya, çocuk evliliklerini suç olmaktan çıkarmaya yönelik yasa tasarısını ülkenin dört bir yanında kadınların mücadelesiyle engel olduğumuz gibi bugün de örgütlü gücümüzle OHAL’ deki erkek egemen şiddetine karşı direnmeye devam ediyoruz.
Biz kadınlar;
• Darbeyle mücadele adı altında toplumsal muhalefete yönelik başlatılan susturma, korkuya esir edilme, biat ettirme politikalarına,
• Kamunun piyasacı, tekçi, mezhepçi ve cinsiyetçi biçimde yeniden yapılandırılarak iş güvencemizin ortadan kaldırılmasına,
• Esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın dayanağı yapılan kadın emeğinin sömürülmesine,
• Gazetecisinden akademisyenine, seçilmiş milletvekilinden belediye başkanlarına, siyasetçisinden sendikacısına, muhalif kadınlara dönük geliştirilen baskı, gözaltı ve tutuklamalara,
• Eğitim alanı başta olmak üzere, kamusal alanın tamamında geliştirilen muhafazakar ve anti laik uygulamalara,
• Hadım yasalarıyla, haksız tahrik indirimleriyle, rıza yaşını düşüren kararlarla, tacizi, tecavüzü ve kadın cinayetlerini meşrulaştıran erkek yargıya,
• Kürtajı fiilen yasaklayan, çocuk yaşta evliliği ve çok çocuk doğurmayı teşvik eden yasal düzenlemelerle kadın bedenini denetim altında tutmayı hedefleyen siyasal anlayışa,
• Cinsel işkence, çıplak arama gibi yöntemlerle gözaltında ve cezaevinde tutuklu kadınlara dönük geliştirilen cinsiyetçi, düşmanca uygulamalara,
• Kadın bedeni üzerinden yürütülen kirli savaş politikalarına,
• Ne giyeceğimizden, ne söyleyeceğimize, hatta nasıl öleceğimize dahi karar veren “adamlık siyasetine’’,
• Hayatımızı zapt u rapt altına almak isteyen OHAL’e ve KHK’lere KARŞI;
İfade özgürlümüze, örgütlenme özgürlüğümüze ve sokaklara sahip çıkıyoruz!
İşimize, geleceğimize ve kazanımlarımıza sahip çıkıyoruz!
Susmayacağız, yılmayacağız, direneceğiz ve biz kazanacağız!
Faşizme karşı kadınların direnişi kazanacak! “ dedi
Eğitim, 26 Kasım 2016 15:51
Yorumlar (0)