Avrupa Konseyi, ‘Türkiye’de ifade özgürlüğü alarm veriyor’ dedi
Yaşam, 15 Şubat 2017 15:59
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü sorunlarını ‘alarm verici’ seviyede olarak yorumlayan Avrupa Konseyi, “Atılması gereken ilk adım mevcut OHAL’i kaldırmak ve kabul edilemez sayısız ifade özgürlüğü ihlalini tersine çevirmek” dedi.
‘OHAL kaldırılmalı’
BBC Türkçe’de yer alan habere göre Avrupa Konseyi, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüyle ilgili raporunda, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında medyada çok sesliliğin ve bağımsızlığın azalmasına, ifade özgürlüğü aleyhine verilen yargı kararlarına, gazetecilerin güvenliğine ve internet medyası ve sosyal medyadaki kısıtlamalara dikkat çekti.
‘Alarm veren seviyelere ulaşan’ basın ve ifade özgürlüğü sorunlarının 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal koşulları altında daha da yoğunlaştığını belirten Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, “Atılması gereken ilk adım mevcut OHAL’i kaldırmak ve kabul edilemez sayısız ifade özgürlüğü ihlalini tersine çevirmek” dedi.
Aralarında radyo, televizyon ve gazetenin de bulunduğu yaklaşık 158 yayın organının darbe girişimi sonrası kapatıldığı ve 151 gazetecinin hapiste olduğu belirtilen raporda, “Ne Türkiye’nin karşılaştığı terör saldırıları ne de darbe teşebbüsü bu önlemleri haklı çıkarabilir” dendi.
‘Terörist propaganda konsepti çok geniş kullanılıyor’
Gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler ve toplumun geniş bir kısmının gittikçe artan yargısal tacize uğradığı belirtilirken, Türkiye’deki demokratik tartışma ortamının endişe verici biçimde daraldığı kaydedildi.
‘Terörist propaganda ve terörist bir grubu destekleme konseptlerinin çok geniş şekilde uygulanmasının’ ve bununla birlikte ‘fazlasıyla çok kullanılan karalamaların Türkiye’yi çok tehlikeli bir yola soktuğu’ belirtilen raporda, yaklaşık 4 bin 500 akademisyenin ihraç edilmesi ve HDP’li vekillerin tutuklanması eleştirildi.
Gazeteciler için Avrupa Konseyi’ne en çok şikayet Türkiye’den
Gazetecilerin korunması amacıyla Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan dijital platforma, gazetecilerin ve medyanın tehdit altında olduğu gerekçesiyle en çok şikayet edilen ülke Türkiye oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 400’den fazla basın işçisi, gözaltına alındı, tutuklandı ya da işten atıldı. Bunlar arasında kapatılan Özgür Gündem gazetesinin tutuklanan yayın danışma kurulu üyeleri Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay’ın yanı sıra Cumhuriyet gazetesinin 10 yazar ve yöneticisi de yer alıyor.
Öte yandan gazete, dergi, televizyon kanalı ve haber ajanslarını içeren 170 medya kuruluşunun kapatılmasıyla bu kurumlarda çalışan en az 2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı.
Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik müdahaleler, Avrupa tarafından da sıklıkla eleştiriliyor.
Toplam 227 şikayet geldi
Deutsche Welle’nin haberine göre son 18 ayda Türkiye’de 82 gazeteci ya da medya kuruluşunun tehdit altında olduğuna ilişkin 227 şikayet geldiği belirtilirken, bunların 47’sinin 2016 yılında olduğu dile getirildi.
Gelen şikayetler arasında Can Dündar, Erdem Gül, Kadri Gürsel, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Ahmet Hakan, Mümtaz’er Türköne ve Cumhuriyet gazetesinin tutuklanan yönetici ve köşe yazarları da yer alıyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından platforma düzenli olarak şikayet geldiği kaydedilirken, bunlardan yalnızca dördü çözüme kavuşturuldu.
Ankara’nın 2015’te 27 şikayet hakkında Avrupa Konseyi’ne bilgi verdiği belirtilirken, 2016’da sadece üç dosya hakkında yanıt gönderildi. Bunların sonuncusu 2016’da Strasbourg’a ulaşırken, o tarihten bu yana Ankara’nın herhangi bir yanıt göndermediği kaydedildi.
Ankara: Türkiye’de medya özgürlüğü anayasal güvence altında
Ankara’nın Dündar ve Gül için yapılan şikayetler hakkında Strasbourg’a gönderilen yanıtta medya özgürlüğünü kapsamadığını, Türkiye’de medya özgürlüğünün anayasal güvence altında olduğu ifade edildi.
Gürsel’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştiren bir tweet attığı gerekçesiyle Milliyet’ten kovulmasına ilişkin şikayete ise “Kadri Gürsel ile Milliyet gazetesi arasındaki özel ilişkiden kaynaklanan bu olay Türk mahkemelerine intikal etmemiştir” yanıt verildi.
İstanbul’daki evinin önünde saldırıya uğrayan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan için yapılan başvuruya verilen yanıt ise “Gazeteciler ve medya gruplarına yönelik saldırılar kabul edilemez. Ahmet Hakan’a yönelik saldırı Türkiye’de en üst düzey resmi makamlarca şiddetle kınanmıştır. Saldırının sorumlulularının adalet önüne çıkarılmaları için gerekli önlemler alınmıştır” oldu.
2015’te oluşturulan platform, gazetecilerin hakları ve medya özgürlüğü alanında çalışma yaparak, medya özgürlüğünün Avrupa genelinde endişe verici olduğunu ve kötüleştiğini gösteriyor. Platform çalışmalarını sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sürdürüyor.
Yaşam, 15 Şubat 2017 15:59
Yorumlar (0)