Muhafazakâr Kürt seçmen: Evet demeye vicdanımız el vermez
Siyaset, 08 Mart 2017 15:49
İstanbul Sultan Çiftliği’nde Batmanlıların işlettiği, ağırlıkla muhafazakâr HDP seçmeninin gittiği bir kahvede, referandum üzerine sohbet ettik.
Sultan gazi’de dindar-muhafazakârların yoğun yaşadığı Sultan çiftliği mahallesi’ndeyiz. Özellikle ’90’lı yılların başında, bölgede yaşanan çatışma ve savaş ortamı nedeniyle yoğun Kürt göçü alan mahallede “Batıdaki Kürt seçmenin referandum tercihinin ne olacağı” tartışmalarına yanıt aramaya çalışıyoruz. Batmanlıların işlettiği, ağırlıkla HDP seçmeninin gittiği bir kahveye uğruyoruz. Kahvenin müdavimleri genelde Diyarbakır, Mardin, Siirt gibi bölge illerinden göç etmek zorunda kalanlar. Hafta içi olmasına karşın kahve pek boş sayılmaz. Nedeni ise malum, işsizlik... Cuma namazından çıkıp gelenlerle birlikte kalabalık daha da artıyor.
Oturduğumuz masada yaş ortalaması 50 ve üzeri. Çaylar geliyor, sohbet başlıyor. Hele ana dillerinde yani Kürtçe konuşunca cümleler peş peşe, daha net bir bir şekilde sıralanıyor. Masanın tamamı referandumda “hayır” diyeceğini söylüyor. Bunda temel etken Kürt sorununda çözüm “buzdolabına kaldırıldıktan” sonra yaşananlar. Kürtler, “Bizim vicdanımız evet demeyi kabul etmez” diyor.
ÇÖZÜM OLMADAN İSTİKRAR OLUR MU?
“Yargı, yasama, yürütme tamamen bir kişinin eline geçecek. Tek kişi düzenini getirecek. Böyle bir şey düşünmek bile istemiyorum. Hayır, bunu kabul edemeyiz” diyen Nimettullah Aksoy, hükümetin ‘evet’le istikrar geleceği yönündeki açıklamalarını hatırlattığımızda ise sesini yükseltiyor: “Türkiye’nin bugün en büyük sorunu Kürt sorunudur. Kürtlerle ilgili ne var burada? Ulusal davayı kabul eden bir Kürt, yapılmak istenen değişikliğin yanında olamaz. Kardeşlik deniliyor. Suriyeliler gelmiş, tabii onların her talebini destekliyoruz, onlar mağdurdurlar. Ama bugün Suriyelilere Arapça eğitim veriliyor, bin yıldır kardeşim dediği Kürtleri de eğitim için bombalıyor. Olan kurumları da kapatıyor. Böylesine bir kardeşlikle karşı karşıyayız! Sabah evden çıktığımda ambulansta anons yapılıyor, sağlık taraması yapılacağına dair, önce Türkçe sonra Arapça yapılıyor, Kürtçe yok!”
Rıfat Erisak 70’ine merdiven dayamış. HDP milletvekillerinin, belediye başkanlarının, parti yöneticilerinin cezaevine atılmış olmasına büyük tepki duyuyor: “Kürt olduğu için herkes suçlu! Biz bunlara hayır diyoruz. Bu hükümetin hangi kanununa, hangi vicdanına güveneceğiz de evet diyeceğiz. Can güvenliğimiz yok. Biz ne kadar insan hakları, demokrasi diyorsak, o bize terör diyor. Camilerde bizi terörist ilan ettiler, Mecliste, yargıda bizi terörist ettiler... Ne yargı kaldı, ne din, ne vicdan! Benim vicdanım evet demeyi kabul etmiyor ki... 6 milyonun iradesi olan milletvekillerim cezaevindedir, bunun neresine evet diyeceğiz!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’li seçmenden de oy istediğini arkadaşlarından öğrenmiş. Zira evde Türkçe yayın yapan televizyonları izlemiyor. Kızarak “Kürtler artık Erdoğan’ın hiçbir sözüne güvenmiyor. Güvenmemesi de gerekiyor. Biliyorum ki, Erdoğan’ın yanında olan Kürtler de geri adım atmıştır. Hem İstanbul’dan hem de memleketten bu yönlü haberler alıyoruz. AKP’li olup da buna evet demeyen de çok” diyor.
‘GÜZEL BİR HAYIR ÇIKACAĞINDAN EMİNİM’
Alevi çalış tayı ve Roman çalış tayı ile başlatılan ve bitirilen çözüm sürecini hatırlatan Mehmet Urhan da Kürtlere, tutuklu milletvekilleri ve belediye eş başkanları için sandığa gidip “hayır” oyu kullanmaları çağrısı yapıyor. Urhan, “Erdoğan güzel Türkiye’yi bitirmeye çalışıyor. 12 Eylül Anayasası’ndan daha fena bu 18 madde. Halklar için, işçiler, emekçiler için bir şey yok. Kendisini, ailesini kurtarmak için yandaşlarını ve arkasındaki insanları kurtarmaktan başka da bir şey değildir. Onun için hayır diyorum” diye konuşuyor.
Urhan referandum tahminini ise şöyle açıklıyor: “Evimde 11 oy var, bir tanesi dahi ‘evet ’e gitmiyor. Çevremdeki Kürtlerin hepsi hayır diyor. İçeriğini bilmeyenlere anlatıldığında onlar da hayır diyor. Tanıdığım AKP’li Giresunlu, Trabzonlular var. İnan ki bu darbe girişiminden sonraki süreçte tamamen soğudular. Hayır diyeceklerini söylüyorlar. Bize, ‘Siz AKP’li Kürtlere sahip çıkın biz hayır diyeceğiz’ diyorlar. O Kürtler de uyanmış ama... Güzel bir hayır çıkacağından eminim.”
‘BU ATEŞTE HERKES YANAR’
Namazını kıldıktan sonra gelip sohbete katılan Zeki Kızıl ve ailesi de “hayır” diyor. Gerekçesi de şöyle; “HDP ’li yöneticilerimizi, milletvekillerimizi tutukladı. Bizi insandan saymıyor. Tek kendisini düşünüyor. Bizim için bir ışık yok, hep kapalı... Hep cezaevi, hep işkence başka bir şey yok.”
Abdullah Kubilay ve sohbeti can kulağıyla dinleyen Mustafa Azar da net konuşuyor. 15 yıldır iktidarda olan AKP’den bir şey göremediklerini, Erdoğan’a olan güvenlerini yitirdiklerini belirtiyorlar. Hanefi Erdoğan da HDP ’ye yönelik baskı ve tutuklamaları işaret ediyor: “7 Haziran seçimlerinde ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ denildi. Başkan olamadı, şimdi intikam alıyor. Başka bir anlamı yok.”
Mehmet Yavuz Akkurt, Siirt’e bağlı Kurtalan’da HDP İlçe Eş Başkanlığı yapmış. “Bu normal bir parti seçimi değildir. Ortada Türkiye’nin geleceği var. Bu ateşte herkes yanar” diyor. Kürtlerin sessiz görünmesini yoksul olmalarına bağlayan Akkurt, tutuklanırlarsa ailelerinin maddi ve manevi olarak mağdur olmasından kaygı duyduklarını söylüyor. Kendisi de 4 yıla yakın cezaevinde kalan Akkurt, bu durumu bizzat yaşamış. AKP’nin din üzerinden siyaset yapmasını eleştirerek “Bizler de Allah’a, peygambere inanıyoruz” diyen Akkurt, Erdoğan’ın HDP’li seçmenden oy istemesiyle ilgili de “Zorda kalmıştır demek... Biz kendimize inandığımız zaman kaybedecektir” diye konuşuyor.
‘TEKLİK ALLAH’A MAHSUSTUR’
İnşaatlarda çalışan Özcan Çalış, şu anda işsiz. Milyonlarca insanın iradesinin tek bir kişiye bağlanmasının doğru bir şey olmadığını belirterek, “Tabii ki hayır diyeceğiz. Şahsi bir mesele değil bu, memleket meselesi” diyor. İktidarın karşısında olanların ya tutuklandığını, ya linç edildiğini ya da yok edildiğini dile getiren Çalış, Nusaybin Koru köy’de yaşananlara dikkat çekiyor: “Her şey göz önünde, ama hiçbir Allah’ın kulu orayı dile getirmiyor. Ondan sonra demokrasiden bahsediyorlar.”
Sohbetimizin sonuna doğru yanımıza biri geliyor. Masadakiler onu “Seyda” diye tanıtıyorlar. Kürtlerde din adamlarına Seyda deniyor. Seyda, ismini vermeden konuşuyor: “Seksen milyonun teslim edilmesi hiçbir dinde yok. Teklik Allah’a mahsustur. Bir insan ne kadar bilecek, her şeyi bilemez. Hz. Muhammed de hiç bir şeyi kafasına göre yapmıyordu. Savaşa gittiğinde de müşaveresini yapıyordu.”
SON 4 SEÇİMDE TABLO NASILDI?
Sultan çiftliği Mahallesinde 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde 24 bin 749 seçmenden 22 bin 211’i oy kullandı. Bin seçmenin oyunun geçersiz sayıldığı seçimde, AKP 14 bin 684, HDP 975, CHP 2 bin 343, MHP ise 904 oy aldı.
Aynı yıl 10 Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde 24 bin 781 seçmenden 18 bin 615’i sandığa gitti. 312 oy geçersiz sayıldı. AKP’nin Adayı Recep Tayyip Erdoğan 13 bin 522, demokrasi güçlerinin adayı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 1495, CHP ve MHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ise 3 bin 286 oy aldı.
2015’te yapılan 7 Haziran genel seçimlerinde 25 bin 461 seçmenden 22 bin 120’si oy kullandı. 1659 oy geçersiz sayılırken, AKP 12 bin 688, CHP 2 bin 93, HDP 2 bin 250, MHP 1915 oy aldı. 1 Kasım’da 25 bin 478 seçmenin 22 bin 786’sı oy kullandı. 278 oy geçersizdi. AKP 16 bin 394, CHP 2 bin 237, HDP 1810, MHP ise 1500 oy aldı.
Siyaset, 08 Mart 2017 15:49
Yorumlar (0)